7

1.6K 220 49
                                    

13 Ocak günü Jeon Jungkook'un hayatının miladıydı, içine hüzün tohumları atılmış, gözlerindeki birikmiş yaşlar yıldızlarını saklıyordu.

O da adımlarını özgür bıraktı ve ruhu ruhunu buldu.

Aynı anda, aynı kitapları okuduğunu farkettiği çocuğa bakmaya başladı uzaktan, o kitaplarına kıyamazken hararetle doldurduğunu gördü sayfaları; o an bu küçük zıtlık çok hoşuna gitti. Zamanla öğrenecekti aynı olan tek şeylerinin birbirlerine ait sevgilerinin olmasını.

Kendisini bulutların dokuzuncu katında buldu, cennet ayaklarına serildi sanki öylesine başdöndürücü bir andı ki sonrasında okul koridorlarda gözleri hep gizemli çocuğu aradı, onu gördüğü banka sevdiği şiirlerden alıntılar kazıdı ve bir sabah uyandığında artık dünyası onun çevresi etrafında dönüyordu.

Taehyung'a sandviç yaparken bile elleri titriyordu, nasıl severim diye düşünüyordu bazen. Dokunmaya kıyamayacağı kadar masum, elleri altında yok etmek isteyeceği kadar da günaha davet eder bir hâli vardı.

Onun görünmek için ışığa ihtiyacı yoktu ağaçların içinde, karanlıkta bile parlıyordu Jeon'un biricik yıldızı.

Bazen bahçede piknik masalarında çalışırken, tam camın önündeki masayı kapmış Jeon Jungkook'la denk gelirdi Taehyung'un gözleri o an aklından sadece nasıl muazzam olabildiği geçerdi, karakterinin, başarılarının yanında özellikle gözleri yaşatıyordu onu nitekim böylesine bir güzellik ölüm gibi bir kavrama yakışır değildi. Parlak gözlerde saklanmıştı, sanki tüm dertlerinin devası.

Bu gece ona yazarken doğru kişi olduğunu biliyordu, bir şekilde içinden bir ses bu çocuk yüzünden hiç yargılanmayacağını fısıldıyordu ona. Şimdi silüeti gözürken uzaklarda rahatlamıştı bu yüzden.

Koşar adımlarla yanına gelen çocuğun elindeki poşetten çıkarttığı sandviçleri az önce yemek için her şeyini verirdi şimdiyse karnı tok gibi hissediyordu evrenin kuralları hep aynıydı; çok açsanız yemek yiyemez, çok uykusuzsanız uyuyamaz ve çok sevgisizseniniz sevemezdiniz.

Bazense öyle birisi çıkagelirdi ki, sizin tüm eksilerinizi sarıp sarmalardı. Geçmişteki acılarını unutturacak kadar değer vermişti Jeon ona.

Jungkook'un hüzün tohumları Taehyung'un sevgisiyle güzel çiçekler olmuştu.

Elinde lokmaları koparıp sevdiğine verirken akşama sığınıyordu, yarın sabah kafasını yastıklarda boğmak isterken anın büyüsüne kapılıp gittiği konusunda sakinleştirecekti kendisini.

Jungkook'un sevgisiyle dolan bulut artık yağmurunu çiseliyordu, yakında sel her yanı götürecek ve ruhları bu yağmurlu günde birbirlerine verdikleri şemsiye ile bağlanacaktı.

-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

namjoon ve askerleri

jungkook:
KİM TAEHYUNG'A ELLERİMLE YEMEK YEDİRDİM

jin:
Olayı anlatmasını mı istemeliyiz yoksa acil psikiyatri kliniğine mi gidelim

jungkook:
Ne zaman yalancılık yaptığımı gördünüz

yoongi:
Yalancılık demeyelim de ateşlenme döneminde bir şizofren olduğunu düşündürtüyordun arada

jungkook:
Taehyung şu an açlık grevinde biliyorsunuz

Arkadaşları ile iddalaştığı için onlardan yemek isteyemiyor

Ve benim getirmemi istedi


Ellerimle sandviç yaptım ona 🥺

Yulaf lapan nasıl bu kadar güzel dedi senin için kas yaparken öğrendim diyemedim 🤏🏻

Giderken bana sarıldı aynı boyda olduğumuz için yüzlerimiz birbirine denk geldi ellerim belinde gözlerim gözlerindeydi

namjoon:
Ve sonra aradaki çekime dayanamadınız öpüşmeye başladınız aranızdaki uyumu keşfedince onu ağaca yaslayıp

jungkook:
HAYIR

Yüksek libidodan sikin kurumuyor mu oğlum senin

namjoon:
Görmek ister misin 🥱

yoongi:
Artık Taehyung adım attı gerçekten inanılmaz

jungkook:
Bizi doğum gününe davet etti

jin:
Bu sene parti yapmıyordu ki

jungkook:
Arkadaşlarıyla küçük bir kutlama yapacakmış ona gideceğiz

yoongi:
Bana gelmem için sebep ver?

jungkook:
Bedava bira ve pizza

yoongi:
Ne zamandı doğum günü ☺️☺️☺️

jin:
Taehyung'u öylesine güzel seviyorsun ki sonunda olmasına çok sevindim meleğim

Ne olursa olsun biz hep yanındayız

namjoon:
Ben arkasındayım

×

mini minnacık dedim ama ben düz yazı yazmaya dair tüm şevkimi kaybetmişim üç yüz kelime çıktı 😕 o yüzden texting de ekledim 💥

mateizm | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin