Eda, eve gidip Ceren'i arar.
Eda: Ceren! Serkan Bolat yan evde! Ve ben az önce onun kafasını yardım, Kaan'la da anlaşma yaptım terfiyi kaçıran istifa edecek o yüzden her şeyi bırakıp buraya geliyorsun tamam mı? Alacakların var ben sana yazıcam.
Eda telefonu kapatır.
Serkan, Ferit'in mekanındadır.Ferit: Bir şey dicem şimdi kızın teki geldi senin o senelerin kıymetli kaskını aldı, cama fırlattı öyle mi? (güler) Sen de gittin kaskı aldın kıza verdin. Bana bile vermediğin kaskı gittin kıza verdin öyle mi? O da gelip senin kafanı kırdı, o kadar iyi yapmış ki ellerine sağlık bu kızın var ya.
Serkan: Ferit!
Ferit: Bir şey diyim mi? Kız kesin yerden göğe kadar haklıdır. Senin bazen ağzından çıkanı kulağın duymuyor. Lüzumsuz yere yükseliyorsun her şeye.
Serkan: Daha önce yükselmediklerime saysın.
Ferit: O ne demek şimdi?
Serkan:...
Ferit: Bir dakika oğlum bu kız... O kızla tanışacağım biliyorsun dimi? Vay vay vay vay...Ceren, Assos'a gelmiştir. Eda olanları anlatır.
Ceren: Ya valla ben üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Mevzu iyice karışmış. Eda: O fotoğrafı sergide gördüğüm an anlamalıydım o olduğunu. O kayık... Ceren: Hangi kayık?
Eda: Sen bırak şimdi kayığı falan ya o benim problemim. (iç çeker) Biz ne yapacağız? Serkan'ı iyi tanırım ben. Kincidir, hayatta
affetmez.
Ceren: Yani tamam da onca sene geçmiş dimi yani? Mutlaka değişmiştir. Eda: İnsanın kalbi değişmez Ceren. Affetmezse röportajı da yapamayız.Ertesi sabah erkenden Eda, Ceren'i uyandırır.
Eda: Günaydın! Günaydın, günaydın! Hadi kalk! Kalk, kalk, kalk! Başlıyoruz hadi!
Ceren: Ay Eda bizim için bile erken bir saat bu ya. Nolur bir saat daha uyuyalım. Bir saat.
Eda: Ya saçmalama. Kalk hadi. Daha alışverişe gideceğiz, hadi. Hadi kalk!
Ceren: Canım, bak burası yazlık bir yer ya. Bu saatte açık market mi olur, sen delirdin mi? Nolur bir saatçik ya.Eda'nın telefonu çalar. Dışarı çıkıp telefonlar konuşur. O sırada Aliye'yi görür.
Eda: Günaydın Aliye teyzeciğim.
Aliye: Günaydın kızım günaydın.
Eda: Ee.. Ben düşündüm ki belki hep birlikte kahvaltı yaparız. Hem dünkü gerginliği biraz yumuşatırız hem de ben sizden tekrar özür dilerim. Tabii siz de isterseniz.
Aliye: Tabii kızım. Tabii, tabii.
Eda: Tamam o zaman süper. Ben bir anneanneme bakayım.Eda içeri girer.
Eda: Ağustos kapağının peşinde koşarken temmuz kapağında patlamak üzereyiz Ceren. Niye söylemiyorsun. Yani Mert'in soruları iyi ama çekim sıkıntılı, yenilenmesi gerek.
Ceren: Sana da günaydın canım.Çiçek gelir.
Çiçek: Günaydın kızlar.
Ceren: Günaydın.
Çiçek: Ne yapsak sizin ofisi buraya mı taşısak? Hı? Mert kim? O da gelseydi keşke.
Ceren: Ee Çiçeğim birilerinin de bu ayın kapağı için çalışması gerekiyor İstanbul'da dimi? E o zaman ben bir çay demleyeyim kahvaltıya.
Çiçek: Ben sana yardım edeyim.
Eda: (durdurur) Çiçeğim günaydın. Sen nereye? Hı?
Çiçek: Yardım edeceğim.
Eda: Yok. Ben Aliye teyzeleri kahvaltıya çağırdım. Ceren çayı koyarken biz de seninle ben yana yakıla Serkan Bolat'ı ararken neden sessizce beni izlediğini bir konuşalım, olur mu?
Çiçek: E ne olacaktı söyleseydim? Gidip tepesine binecektin çocuğun zebani gibi. Bezdireceksin çocuğu. Önce aralarını düzeltsinler sonra da konuşurlar zaten dedim.
Eda: Ha çok iyi demişsin. Çok iyi demişsin gerçekten de peki nasıl? İstediğin gibi oldu mu? Hı?
Çiçek: Ben mi dedim çocuğum kafasını kır diye?
Ceren: Çay nerde Çiçeğim ya?
Çiçek: Geldim kızım ben. Ay kafamı karıştırma benim öf!Kahvaltıyı hazırlarlar. Ceren, Eda ve Çiçek masada bekliyorlardır. O sırada Aysel gelir.
Aysel: Börek de geldii..
Çiçek: Serkan nerde? Uyanmadı mı daha?
Aysel: Serkan eve gece gelmemiş.
Eda: (oflar)Serkan gece Ferit'te kalmıştır. Serkan uyanmış salonda oturuyordur. Ferit de uyanır ve gelir.
Serkan: Günaydın. Kahve al.
Ferit: Ben bunu niye çok güzel bir kadın yerine senden duyuyorum sabah sabah?
Serkan: Valla herkes bahtına düşene razı olacak kardeşim.
Ferit: Bir şey diyeceğim. Hadi kalk Aysel Sultan'ın evine gidelim, güzel bir kahvaltı edelim. Bütün gün seninle kahve içio günümü bok etmek istemiyorum.
Serkan: Bu saatte kahvaltı mı kalır orda? Delirdin herhalde.
Ferit: Oğlum, kahvaltı uyanında yapılır saate göre değil. Tamam gelme istemiyorsan ya sen bilirsin.
Serkan: İyi tamam be. Hadi.Serkan ve Ferit motorla gelir. Ceren ve Eda bahçede oturuyordur.
Ceren: Bu ne be? Hangisi Serkan?
Eda: Gülümseme kasları çalışmayan.
Ceren: Hoş adam ama. Ama çektiği fotoğraflar kendisinden daha etkileyici.
Eda: Bir kareye o kadar yoğun duyguları sığdırabilen adamın dünyanın en uyuz adam olması. (iç çeker)Serkan ve Ferit, Aysel'de kahvaltı sofrasına oturur.
Aysel: Akşam eve beraber gelseydiniz ya. Bahçeye çok güzel bir sofra kurduk. Kaçırdınız.
Ferit: Hepsi bu huysuz torunun yüzünden. Ben dedim "Aysel Sultan beni özlemiştir, gidelim"dedim ama getirmiyor beni sana, kıskanıyor. Bir de komşunun kızına kızmış. Huysuz.
Serkan: Bak börek çok güzel. Börek yesene sen biraz ya. (Ferit'in ağzına tıkar)
Ferit: Oğlum ne yapıyorsun ya?
Ferit:(Aysel'e) Seni çok seviyorum. (börek tabağını alır) Ben bahçede biraz börek yiyeyim.
Serkan: Nereye gidiyorsun? Bırak böreği!
Ferit: Ne oğlum? Hayır bırak.
Serkan: (tabaktan börek alır) Git, nereye gidiyorsan git.
Ferit:(gider)
Aysel: (güler) Çocukluktan hiç vazgeçmeyeceksinizz
Serkan: (güler) Ona daha az bıraktım.Ferit, Edaların yanında oturuyordur. Serkan da gelir.
Ferit: O zaman siz çocukluk arkadaşısınız doğru mu?
Eda: Sayılır.
Serkan: Sayılmaz. Arkadaş falan değildik. Hatta en az olduğumuz şey arkadaştı.
Ferit: Bir şey soracağım. Sizin birbirinizle alıp veremediğiniz ne?
Serkan: Hadi afiyet olsun. (gitmeye yeltenir)
Eda: Serkan. Bir saniye bekler misin? Geliyorum.Eda içerden bir hediye paketi getirir.
Serkan: Ne bu şimdi?
Eda: Seninkinin yerine. Gerçi onu da niye kullanmadığını anlamadım ama. Neyse.. Özür için işte. Ceren'den rica ettim gelirken getirdi sağ olsun.
Serkan: (paketi açar ve alaycı bir şekilde güler)Kask:
Eda ve Ceren çıkan kaska şaşırır.
Ceren: Ay.. Ay ben.. Ben.. Ya ben arayarak sipariş ettiğim için herhalde onlar da ben istiyorum zannetti. Ay ben çok özür dilerim ya gerçekten.
Serkan: Hiç özür dilemene gerek yok Cerenciğim. Kask almana da gerek yoktu. İncelik yapmışsın. Teşekkür ederim.
Eda: (sinir olur)
Ceren: Yani.. Gerçekten hiç böyle olmaması gerekiyordu.
Ferit: Bence renkleri gayet güzel bu arada yani.
Serkan: Evet, renkleri güzel ama öbürünün anısı vardı işte. Gerçi biliyoruz Eda Hanım'ın güzel anıları mahvetmektedir başarısını. O yüzden senlik bir durum yok yani Cerenciğim. Aysel Sultan bahçeye saksı arıyordu ama. Bundan güzel saksı olur. Sağ ol. (gider)
Ferit: Huysuz. (gider)
Eda: Kaan'la çalışmak istiyorsan söyle Ceren, boşuna uğraşmayalım.Eda eve girip duşa girer. Duştan çıktığında odasında Ceren onu bekliyordur.
Ceren: Evet, Truva Atı operasyonunu başlatıyorum.
Eda:..?
Ceren: E, Ferit! Serkan'a giden yoldaki Truva Atımız. Bize arkadaşının bütün zevklerini, zaaflarını, nereye gider, ne içer, kimlerle takılır.. Yani bütün rutinlerini o söyleyecek.
Eda: Hıı.. Anladım. Anladım da o tam olarak nasıl olacak acaba?
Ceren: Aynen böyle olacak. (Ferit'in instagram hesabını gösterir.)
Eda:...?Sizce Ceren'in planı ne?
3. Bölümün bir an önce gelmesi için destek vermeyi unutmayın!! 🩷
Sınır: 20 vote
20 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA ÇOK SEVERSEN..
Dla nastolatkówEda Yıldız ve Serkan Bolat...İki çocukluk aşkı... Yıllar sonra bir araya gelirlerse ne olur? Eski defterler yeniden açılır mı? Peki ya çok severlerse?