haikyuu | oneshot, headcanon.

ꗃ ⋆ ࣪ . Sakusa Kiyoomi | Oneshot!

"mm bu delilik." Kiyoomi'nin dudaklarına doğru nefes aldın, ellerinin vücudunda nasıl gezindiğini görmezden gelmeye çalıştın. "Yakalanacağız."

"umurumda değil." dudakları boynundaki yerini bulmadan önce söylediği tek şey buydu. ortak yatak odanızdan çıkmaya hazır bir şekilde çıktığınızdan beri sizi izliyordu. özellikle de bu kadar kısa bir elbiseyle onu kızdırmaya cüret ettiğin için.

"omi, yemekler neredeyse hazır." dikkatini çekmek için zavallı bir girişimdi ve elbette işe yaramadı, aklını sana vermişti.

"Daha önce bir velet olmasaydın, eve geldiğimizde sana iyi bir kız gibi davranırdım." diye mırıldandı, elini elbisenin yumuşak ipeğinden yukarı kaydırarak. başınızı biraz daha geriye çekti, nefesi ensenizde sıcaktı. "Eve gidene kadar beklememi istediğini sanmıyorum, kibar olmayacağım."

sesine eşlik eden sert ton, doğrudan yanan çekirdeğinize gitti ve siz bilinçsizce ona yaklaştınız.

"peki, ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu, şimdi gözlerinin içine bakarak, ona bakmanı sağlamak için eli gevşekçe çeneni kavradı. başparmağınızı alt dudağınızın üzerinde hafifçe gezdirin. "seçim senin."

"bekleme.."

"Ben de bunu söyleyeceğini düşünmüştüm." dedi vücudunu duvara yaslamadan önce ve bacağını beline dolamak için kaldırdı. O seni sertçe öptüğünde sızlandın, onu daha derinden öpmek için içgüdüsel olarak çeneni hafifçe düşürdün.

elbisen kalçandan kolayca kayarak giydiğin ince dantel tangayı ortaya çıkardı. kiyoomi bir an için grupla oynadı, dudaklarınıza bir kahkaha attı, kumaşı çekti ve kolayca yırtılınca içten içe ürperdiniz.

"Bu lanet elbise beni öldürüyor."

orta parmağını yavaşça sırılsıklam kıvrımlarınızın arasından geçirdi ve sizden sallayarak bir nefes aldı. ellerini sıkıca omuzlarından kavradı.

"bunu bilerek giydiğini biliyordum, küçük kız ilgimi istiyordu." senin damlayan amına iki parmağını sokarak cıvıldadı. "Başka neden şimdiden bu kadar ıslansın ki? Bütün gece bunu düşündün, değil mi? Ne kadar kirli. Oradaki arkadaşlarımızla da."

gözlerini sımsıkı kapatırsın, ensende sıcaklığın yükseldiğini hissedersin. senin üzerinde hep bu etkiyi yaptı.

"Om lütfen." parmaklarının senin içinde yavaşça kıvrılmasından daha fazlası için çaresizce kalçalarını eline bastırarak sızlandın.

sadece ricanıza cevaben mırıldandı. seni becermek için ne kadar zaman harcamak istese de, bunun lüksü yoktu.

"Evde olmadığımız için çok şanslısın." kalçalarınızı biraz yukarı kaldırdı ve bildiğiyle bacaklarınızı ayırdı. kemerini çözmek ve pantolonunu penisinin serbest kalmasına yetecek kadar aşağı itmek sadece bir dakikasını aldı.

ucunu damlayan kıvrımlarınızdan kaydırarak, sizi içeri itmeden önce sadece kısa bir uyarıda girişinize bastırdı.

yüksek sesle inledin ve ani dolgunluğa alışmak için gözlerini bir kez daha yumdun, hepsini bir anda almak zordu, ama gerilen amının yanması çok iyi geldi.

Kiyoomi seninle sevişmek için hiç beklemedi, normalden daha sertti. kalçalarınızı sıkıca kavrayarak, itişleriyle senkronize olarak sizi hareket ettirdi.

"Kahretsin, çok sıkısın." Omzuna karşı inledi, ondan çıkmakla tehdit eden sesleri boğmak için sertçe ısırdı.

"Oh kahretsin, omi lütfen durma-" eli ikinizin arasında kaydığında neredeyse ciyaklıyordunuz, parmakları ustaca klitorisinizi buluyordu. sahip olduğun her tatlı noktayı biliyordu ve bunu kendi avantajına kullandı.

"Sessiz bebeğim. Kahretsin, arkadaşlarının bizi bulmasını istemiyor musun? Diğer eliyle ağzını sıkıca kapatarak fısıldadı. gözbebekleri zevkten fal taşı gibi açılmıştı ve karanlık şimdi daha da belirgindi.

"Mmhmm,siktir-" artık yaklaşıyordun, sızlanmaların boğuktu. her derin itme ile onun horoz kenetlenen kedi, ezici oldu.

daha iyi durumda değildi, seni becerdikçe daha da sıkılaştığını hissetmekten kalçaları kekelenmişti, kayganlığın şimdi aletinden aşağı damlıyordu.

çaresizce ona sürtünüyordun ve o kalçasını kaldırdı, aletinin ucu aradığı noktaya geldi ve sen yıldızları görüyordun. Onun etrafından dolanırken amını inanılmayacak kadar sıkı sıkıyorsun, banyoyu boğuk inlemeler dolduruyor.

Onu daha yakına çekmek için gömleğini pençeledin, cumunun amına döküldüğünü hissettiğinde gözleri başının arkasına yuvarlandı. Sert bir şekilde gelirken senin adını ezerek inlerken sözleri beceriksizce inledi.

başını omzuna indirerek nefesini düzenlemeye çalıştı, bu düşündüğünden daha dağınıktı. özellikle de meni yavaşça dışarı çıktığında kıçınızın kıvrımından aşağı damladığında.

"senin üzerini örtelim." Kiyoomi, dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan ve elinden geldiğince elbiseni düzeltmene yardım ettikten sonra usulca konuştu. Şimdi elbisene baktığında gözlerindeki yumuşaklık eskisinden çok farklıydı. "iyi misin tatlım?"

gülümseyerek, ona hala yaslanarak karşılık olarak başını salladın, bacakların biraz titriyordu.

"mmm bu inanılmazdı." diye mırıldandın, hâlâ biraz şaşkındın.

Kapıdan ikinizin de dikkatini çeken yüksek bir vuruş sesi geldi. Kiyoomi hızla giyinip kapıya baktı ve bir saniye düşündü, kapının diğer tarafında her kimse ne olduğunu anlamamasına imkan yoktu.

"onu vidala." (?) elini seninkinin arasına alarak gözlerini devirdi ve kapıyı açtı.

"BİLİYORDUM."

tabii ki seni bu şekilde bulabilecek herkes içinde en gürültülü salak apartmanı olan atsumu olmalıydı.

"kes şunu." Kiyoomi onu itip geçtiğinde alay etti, atsumu'nun bakışlarından kaçınmaya çalışırken gözlerini düşürdün. "Biz gidiyoruz, kendini pek iyi hissetmiyor."

"emin misin? yoksa yine sevişmek için mi gidiyorsun? arkanızdan seslenirken atsumu'nun sesindeki eğlenceyi duyabiliyordunuz. "oi, omzundaki ısırık izi mi y/n?!"

O anda bu Allah'ın belası elbiseyi bir daha asla giymemeye karar verdin.