Opia - Prologue 1

157 12 62
                                    

29

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29.06.23

🕯️ Cemeteries - Bonewhite

~

Kalbim her bir adımında daha da
büyük bir haykırış koparıyordu. Gözlerim isyan edercesine dolup üzerime damla damla yük bırakmak istiyordu. Mideme kramplar giriyordu kusacak gibiydim adeta. Tek bakışıyla enfes bir tat bıraktı kalbime, daha önce görüp bilmediğim yeni bir renk keşfetmişimcesine bakıverdim ona. Monet'in manzara tablolarından fırlamış bir yansıma vardı gözlerinde, beni içine çekip huzurun hazzını yaşatırcasına ruhum hassaslaştı karşısında. Tanrıya inanmam için somut bir gerçekti karşımdaki ilahi melodilerin bedene dönüşmesiyle cennet bahçesinin en parlak yerinden gelmiş olan melek...

Saniyelik sürse de birbirine eren gözlerimiz bana içerisinde yüz tonu birden kullanacağım tablo resmettirirdi.
Gerçi her ne kadar bunu yapmak istesem de kontrolü altına aldığı bedenim pek de kendinde olmadığından elim ayağım tutmuyordu adeta.

Öyle ki bir tek elim ayağım değil, kulaklarım bile tıkanmış, sadece onun melodisine kapılmıştım.

Ta ki bedenimin sarsılmasıyla içinde bulunduğum bu büyü ne yazıktırdır ki bozuluverdi. Onu görmemle bütünleşip hassaslaşan ruhum geri parçalarına ayrıldı.

"Hwang Bey iyi misiniz? Donup kaldınız bir anda."

Kopup ayıldığım gerçeklik yüzüme tokat misali çarptı. Gözlerim kontrolsüzce açılıp kapandı, anca farkına varıyordum nerede olduğumun.

"En son eserinizden bahsediyordunuz."

Önümdeki grup topluluğuna şöyle bir bakıp bir de yanımdaki beni dürten adama gözlerimi kaydırdım.

"Ah, kusura bakmayın anlık dalmışım galiba. Nerede kalmıştık?"

Grup içerisindeki birisi söze atılarak yanıtladı sorumu.

"Gustav Klimt'in size ilk defa böylesine ilham olduğundan ve buradaki eserinizde onun altın ve parlak izlerine rastayabileceğimizden bahsediyordunuz."

Eliyle, yarattığım eski dönem atmosferiyle kaplı tablomdaki 13. yüzyıldan fırlamış bir hanımefendinin sol üst göğsünü gösteriyordu. Az önce kapıldığım büyünün etkisinden çıkmak adına titrek bir iç çektim ve odağımı kontrole alıp bedenimi tekrar eserime çevirmemle yarım kalan sözüme başladım.

"Normalde eserlerimi anlatmaktan hoşlanmıyorum, sadece ilham kaynaklarım ve yapım süreçlerini ele alırım ama bu eserimin yeri ayrı geldiğinden kendi perspektifimi anlatmak isterim."

Geçen her dakika üzerine daha da kalabalıklaşan grup topluluğu ölüm sessizliğine büründü sözlerimin ardından. Hepsi pür dikkat beni dinlemeye hazırdı. Cümlelerimi devam ettireceğim anda az evvel varlığını ilk defa hissettiğim kalbim yeniden tekledi karşımdaki kalabalık topluluğun arasında onu görmemle, bakışlarım bayıklaştı. Lakin gözüme ister istemez çarpan onca insan beni güç bela kaçmaya çalıştığım gerçekliğe geri çekti. O ise gözlerini bana sabitleyerek tıpkı diğerleri gibi konuşmamı bekliyordu.

Güvenin Alayı | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin