Ðêvåmm....
Çooktan akşam olmuşdu bile saat 1:30 az kalmışdı evet bu gece o mağaraya gidecektik. Ayağa kalktım ve dolabıma yakınlaşdım üzerimi değiştirmek için kıyafet seçiyordum.. Sonuçta orada rahat giyisiler ile hareket etmeliydim heran önümüze tehlike çıka bilirdi...
Giydiğim:
Omuz hizamda olan kemerin tutucak yerlerine 3 bıçak yerleştirdim
Çantama gereken vaka kağıtları fener birde bant koydum yara bandıda koymuşdum ihtiyacımız ola bilirdi
Ayağımın ön cebine paketde Kırmızı toz yerleştirdim.
Kırmızı toz: tehlike anında düşmanın gözüne ve ya burnuna gelecek bir şekilde üflenirse kısa süreliğine bayıltma ve görememeye sebep olur.
Tamamen hazırdım amcam uyuyor olmalıydı.
Yavaşca odamın kapısını aralayıp merdivenr yakınlaştım aşağı ya eğilip ortalığın boş olup olmadığını kontrol etmek için ve nem gördüm... Amcam elinde yiyecekler işe salondakı masada oturuyordu içimden "nasıl ya! Hiç böyle yapmıyorki!" garip bulmusdum aishh şimdi nasıl çıkacaktım ki.. Aklıma delice fikirler gelmeye başladı odama geri gelip kapımı kitledim kilitledikden sonra pencereye yakınlaşdım pencereni iki yana açıp aşağıya baktım... Üf burdan düşsem ayağım fln kırılır heraldee.. Biraz düşündüm... Sonra telefonumu alıp whatsapp da olan gurupumuzu aradım ekip açmiş ti...
Christia: çocuklar ben evden çıkamıyorum *olayı özetlerim"
Mia: ee napucaz simdi biz kafedeyiz bile
Alex: sorun değil Loe orada kal gelip seni alacağım
*ekip orada kalacakdı yalnızca Alex beni alıp gidecektik*
Oturup beklemeye başladim kısa süre sonra pencereme deyen sivri ama küçük olan taşın sesi ile oraya döndüm
Pencere gelip açtım Alex bana bakıyordu
Alex: merdiven getirdim yavaşça aşağı in sana yardım edeceğim
Loe: eheheh timamm
Gülümseyerek aşağı inmeye başladım son 2-3 basamak kaldığında Alex belimden tutup beni aşağı bıraktı
Loe: teşekkürler, yakışıklı
Alex gülümseyip alt dudağını dişlerinin arasına aldı
Alex: gidelim yaramaz..
Gülümseyerek tepki verdim sonra kafeye giden yola çıktık
Alex yolu dikkatle inceliyordu
Bir anda onun elin tutdum
Alex: *gülümseyerek* yaramazsın biliyorsun değil mi?
Loe : *onu kızdırmak için ve şaka amaçlı* senin yaramazın olmak isterdim bay yakışıklı hahshsh
Alex bana dönüp yüzüme eğildi
Alex: öylemi?
Diyip, daha da yakınlaşdı aramızda 1 sm vardı elim ayağıma dolaşmıştı nefesi yüzüme çarpıyordu neredeyse... Yavaşca gözleri dudaklarıma kaydı.. Kendisinin Alt dudağını ısırdığını gördüm. O oylece durmusdu sadece gözlerime ve dudaklarım bakıyordu ama öpmüyordu.. Kendime hakim olamayıp parmak uçlarıma çıkarak dudaklarımızı birleştirdim. 2 mizde karşılık vermiyorduk öylece durmuşduk gözlerimiz kapalı. Tamemen farklı bir hava vardı dudakları bir çilek gibi tatlıydı. Bir süre öyle durmuşduk sonra ekipden arama geldi hızla gözlerimizi açıp arkamızı dönüp telefonu cevapladık
Alex/Loe: NE VAR!!
Ekip: owowo sakin olun ne bu sinir
Alex: eee e yok yok bisey geliyoruz;!
Diyip kapattık... Yola devam ediyor duk ama asla birbirmizin yüzüne bakmıyorduk arada kaçamak bakışlar vardı...
Sonunda kafeye ulaşıp ekipin olduğu masaya oturduk dudaklarımız kıpkırmızıydı
Ekipin keskin aynı zamanda şüphe dolu bakışları 2 mizin dudaklarını buldu...
Lucas: heyy, buda ne böyle? D-duklarınız
Luca: ohm ohm, Siz?
Mia: ne? Yoksa siz ÖPÜŞTÜNÜZMÜ?!
....
"Ⴆσ̈ʅϋɱ ꑄꂦꂚꀎ"
FİRST KİSS?
ALEX+CHRİSTİA•
•
•
•