hyunjin utana sıkıla dağıtım merkezine yürüyor bir yandan ne yapacağını düşünüyordu.
yanlış gelen kargoyu çantasına koymuştu.telefonun haritasından nerede olduğunu baktı, gittikçe yaklaşıyordu.
yaklaştıkça geriliyordu bu yüzden kendini rahatlatmaya çalıştı.
bu kendisinin suçu değildi sadece yanlış bir kargoydu bunun üstesinden gelebilirdi.dağıtım merkezinin önünde sigarasını içerken bir yandan telefonuna bakan minhoyu gördü.
içinden bu çocuk neden bu kadar yakışıklı diye düşündü.minho'nun önünde durup selam verdi kızarmamaya çalışarak.
minho da ona selam verdi ve birlikte içeri geçtiler.minho önde hyunjin arkada ilerliyordu.
hyunjin onu arkadan inceledi ve gerçekten bu kadar iyi gözükmesine şaşırıyordu.görevlinin yanına geldiklerinde minho hyunjin'in bileğinden tutup nazikçe yanına çekti.
hyunjin utanmış bir şekilde ona bakıyor şimdi ne yapacağım der gibi bakıyordu.
minho derin bir nefes alıp konuştu.
"hey hyung bu arkadaşım hyunjin ve ona yanlış bir kargo gelmiş onu verecekti"
"galiba şu kayıp kargoyu bulduk"
o sırada hyunjin çantasından kargoyu çıkardı ve adamın önüne koydu.
adamın incelememesi için dua etti.adam kutuyu alıp arkaya bıraktığında rahatladı ve birkaç imzanin ardından oradan çıktılar.
hyunjin rahatlamıştı ve düşündüğü kadar gerici bir şey olmadığını fark etti.
saatine baktı ve minho'ya döndü."öğle molan ne zaman bitiyor?"
"saat 1'de bitiyor."
"yaklaşık 40 dakikamız var yemek yiyelim ben ısmarlayacağım teşekkür amaçlı."
minho gözlerini dikmiş hyunjin'e bakıyordu ciddi mi diye ama karşısındaki çocuğun şaka yapıyor gibi hali yoktu.
"tamam" dedi ve hyunjin'in yanında yürümeye başladı.
hyunjin onu her zaman geldiği yere getirmiş ve üst kata çıkarmıştı.
siparişleri verdikten sonra oturdular.
hyunjin ne konuşacağını bilmiyor bu yüzden etrafına bakınıyordu.
minho onun konuşamayacağını anlayınca söze girdi."neden o güzel terliklerinle gelmedin?"
hyunjin şaşkınlıkla gözlerini açtı.
"minho unutsana ya ben o günü kafamdan sildim of ya""hayır unutmayacağım"
"çok kötüsün"
"biliyorum canım"
"boloyorom conom"
minho kıkırdayıp arkasına yaslandı ve dışarda gelen geçen insanlari izledi.
bir süre sonra yemekleri geldiğinde güzelce yiyip geri geldikleri yoldan yürümeye başladılar.
dağıtım merkezine yaklaştıklarında minho onu motorla eve bırakacağını söylemişti.
hyunjin şaşırmıştı bunu yapmasına gerek yoktu itiraz etsede minho korkutucu bakışlarla ona bakmıştı.minho kaskı uzattığında hyunjin kafasına takmıştı ama doğru yapıp yapmadığını bilmiyordu.
minho önünde durup kaskı iyice düzeltip doğru takıp takmadığını kontrol etti.minho motora binip çalıştırdı ve hyunjin arkasına oturdu.
hyunjin ellerini nereye koyacağı konusunda kararsızdı. minho, ellerini omzuna koyması gerektiğini söylediğinde kendini sims karakteri gibi hissediyordu.