Jungkook'u kütüphaneye bıraktıktan sonra,merdivenlere yöneldi.
Nereye gitmesi gerektiğini düşünüp duruyordu.
Taehyung'un düşünceleri tanıdık bir sesle kesildi.
Büyük görünen bir çocuk Taehyung'a doğru yürüdü, yüzünde alaycı bir gülüş vardı.
"Sadece bırak gideyim Jaeol."
"Neden böyle bir şey yapayım ki?"
Taehyung'u sertçe yere itti.Canı çok yanıyordu fakat ağzı açılmayı reddediyordu.
İnsanlar toplanmaya başlamıştı.
"Jaeol izin ver gideyim."
"Kes sesini" Jaeol elini yumruk yaptı ve Taehyung'un yüzüne çarptı.
İnsanlar Jaeol'a tezahürat yapmaya başlamıştı tüm koridor insanların sesiyle inliyordu.
Taehyung ellerini saçlarından geçirdi ve ellerinde kan görünce irkildi.
Sadece başı değil burnu da kanıyordu kan aşağıya doğru damlıyordu.
Jaeol'un onu salmayacağını biliyordu kendisini acıya alıştırması gerektiğini düşündü ve kendini buna hazırladı
"Onu rahat bırak" tanıdık bir ses koridordaki tüm tezahüratları kesmişti tüm koridor sesiyle yankılandı.
Jaeol şaşkınlıkla etrafa bakındı kimin dediğini anlamayan çalışıyordu
"Ben söyledim, boşuna aramana gerek yok"
Koridordakiler kendi aralarında konuşmaya başladılar.
Taehyung bunu yapanın kim olduğuna baktı.
Olamaz,Jungkook.