chaeyoungBu liseye kaydolalı üç ay olmuştu
Neyse ki Jungkook bu yıl da benimle aynı sınıftaydı.
İlkokuldan beri aynı okullardaydık ve bazen aynı sınıfa konuluyorduk. Ne zaman böyle bir şey olsa çok mutlu oluyordum.Dün gece ki rüyayı görmemin yanı sıra, bugün sınıfa erken geldim ve hemen pencere taraftaki en arkadaki sıraya gittim. Bahar ve kış günlerinde bu sırayı seviyordum ama yaz geldiğinde güneş gerçekten çok kuvvetli oluyordu.
sınıfta sadece dokuz öğrenci vardı, o da oradaydı.
Onun oturduğu yer pencere tarafındaki ilk yerdi ve oturmuş, sıranın diğer tarafında duran arkadaşlarıyla konuşuyordu.
Dürüst olmak gerekirse, Jungkook kahverengi saçları, gözlerinin hemen üzerinden hafifçe sarkan kakülleri ve eşsiz gülümsemesiyle tam bir playboy gibi görünüyodu ama herkes onun sorumluluk sahibi biri olduğunu biliyordu.Bu yüzden de kendi deyimiyle erkeklerde sınıf temsilcisi olarak seçildi. Ama bu durumdan hoşlandığını biliyordum.
Genellikle günlük rutinim Jungkook'un masasının yanında oturan Lisa'yı selamladıktan hemen sonra Jungkooku hızlıca, küçük bir günaydın gülümsemesiyle selamlardım ama tam sabah rutinimi yapmak üzereyken rüyayı düşündüm ve çok hızlı bir şekilde bu eylemimden vazgeçtim
Kendimi ona yaklaştıramadım ve derin bir iç çekerek sandalyeme geri oturdum.
Jungkook benden 4 sıra ötede oturuyordu onu sonsuza kadar izleyebilirmişim gibi hissediyordum. Jungkook'u ne kadar zamandır izlediğimi bilmiyordum bile arkadaşı Kim Taehyung ile konuştuktan sonra bana gözlerimiz buluştu.
Ayağa kalkıp bana doğru yürüdü ve bana yaklaştıkca kalp atışlarım da hızlanıyordu.
Aman Tanrım, neden? Neden buraya geliyordu? iyice paniklemeye başlamıştım.
"Doğrusu,bu alışılmadık bir durum."
Selamlayış şekli böyleydi, daha sonra sıramın önünde tamamen durdu ve yüzünde küçük bir gülümsemeyle bana baktı.
Gözlerimi kırptıştırarak derin bir nefes aldım ve "Ha? Ne?" diye sordum.
"Yok bir şey," diye başladı, sonra başını hafifçe arkaya doğru salladı, "Lisa'yla konuşmuyorsun, kavga mı ettiniz?"
"Biz kavga etmeyiz." Kısa cevabım hoşuma gitmeyecek kadar hızlı gelmişti.
"O zaman hasta falan mısın?"
Alnıma dokunmaya çalıştı ama bugün onun yanında gerginliğime engel olamadım ve elini ittim.
Avuç içine bir tokat gibi değildi ama elini gerçekten beklediğimden daha sert bir şekilde ittim. Ağzımdan bir pişmanlık ahı döküldü ama yine de nefesimi tutarak ona soğuk bir şekilde cevap verdim.
"Ben iyiyim."
Jungkook başını sallamadan önce üç saniye duraksadı, yüzünü okuyamadım.
"Tamam, burnumu sokmayacağım." Kısa cevabı beni bıçak gibi kesmişti ve bu rahatsız ediciydi.
Özür dilememe ya da birazcık bile barışmama izin vermedi, sadece arkasını dönüp yerine geçti ve diğer arkadaşıyla konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dreamer 有 rosékook
FanfictionPark Chaeyoung, çocukluğundan beri geleceğini rüyalar sayesinde görebiliyordu.