Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Seni özledim. Hem de her gün."
...
Jimin şimdi 396. günde. 13 aydır, bıkmadan, usanmadan her gün aradığı numarayı yeniden tuşladı.
Fakat beklediği gibi duyduğu ses özlemiyle yanıp kavrulduğu adamın sıcak sesi değil, operatörün donuk ve tok sesi oldu.
Bir yıldan fazla olmuştu onu görmeyeli ve özlemi içini yakıyordu.
Ona son sarılışı, son öpüşü, son dokunuşu olduğunu bilmeden uyumuştu o gece.
Uğruna her şeyi feda edebileceği o gözleri son kez gördüğünü, o gülüşü son kez sevdiğini, o sesi son kez işittiğini ve o kokuyu son kez soluduğunu bilmeden.
Bilseydi uyur muydu?
Doyamadığı o kokuyu içine doya doya çekmez miydi?
Hayır yapmazdı.
Çünkü Jimin, Yoongi'yi asla bırakmazdı. Ona da aşkına da asla doyamazdı.
Ama Yoongi bırakmıştı onu. Aşkını da kokusunu da alıp gitmişti.
Sabah uyandığında yanında değil sevdiği beden, kokusu bile yoktu. Koca bir boşluk vardı.
Defalarca aradı ama duyduğu şey yalnızca operatörün tok sesi oldu.
İlk kez bir ses üşüttü onu, defalarsa kez duyduğu o ses ilk kez tüm bedeninin tir tir titremesine sebep oldu.
Gece yarısına kadar defalarca kez aradı Yoongi'yi ama hiçbir zaman ulaşılamadı.
Onu bekledi ertesi sabaha kadar. Yatağında kıvranıp durdu ama ne Jimin uyuyabildi o geceden sonra ne de Yoongi geri döndü.