3

108 11 54
                                    

"Hâlâ bir haber yok mu Seungmin?"

"Yok amına koyayım, Hyunjin'e dair hiç bir haber yok."

"Nereye gitmiş olabilir ki? evine ve gidebileceği her yere baktık. Koskoca adamı bulamıyoruz." Yaklaşıp elini omzuna koydu çilli olan oğlan.

"Chan, biraz sakin olur musun lütfen? Stres yaparak sadece kendine zarar veriyorsun."

"Biliyorum Felix, ama korkuyorum işte."

"Seni anlıyorum, ama şuan sırası değil. Sakin olmalısın." Kafasını onaylar şekilde salladı Chan. Başında oturduğu bilgisayardan kafasını kaldırıp ikiliye döndü Seungmin.

"Günlerdir Jeongin'den de haber alamıyoruz, Hyunjin'e söylemek istediğimiz de ondan da haber alamadık. İkisinin de aynı anda ortadan kaybolması sizce tesadüf olabilir mi?" Oturduğu yerden kalkıp Seungmin'e baktı Chan.

"Ne demek istiyorsun?"

"Demek istiyorum ki, içimden bir ses ikisinin de aynı gün ortadan kaybolmasının arasında bir bağlantı olduğunu söylüyor. Biliyorsunuz Hyunjin'in babası tehlikeli ve pisliğin tekiydi. Düşmanlarının Hyunjin'e bir sey yapabilmiş olacağını düşünüyorum."

"Seungmin haklı, tesadüfe benzemiyor. Hem Hyunjin, babası kaçak hayatı yaşamaya başladığı zaman sürekli bir isimden bahsediyordu hatırlıyor musunuz?" Dedi Felix sorgulayıcı şekilde.

"Neydi adı? Lee...Lee... hah! Lee Junho." Dedi Chan.

"Belki bu ismi aratırsam bir şeyler bulabilirim." Hemen bilgisayarına dönüp ismi araştırmaya başladı Seungmin.
Biraz göz gezdirdikten sonra gördüklerini okumaya başladı.

"Siktir."

"Ne oldu Seungmin?" Diye sordu Chan meraklı bakışlarıyla.

"Burada; Lee Junho'nun ünlü ve güçlü bir mafya olduğu, karısını kaybettiği, ki bunu zaten biliyoruz. Bir çok yerde saldırılar düzenlediği, sayısız cinayet işlediği vede bir oğlu olduğu yazıyor."

"Oğlu mu varmış? Adı neymiş?" Diye sordu Felix.

"Lee Minho, sanırım o da babası gibi bir mafya. 25 Ekim 1997 doğumlu, ailesinin tek çocuğu olduğu yazıyor, babasıyla olan bir kaç fotoğrafı koyulmuş." Meraklı şekilde yaklaştı Felix bilgisayara.

"Yalnız şu Minho baya yakışıklıymış." Kafasıyla onayladı Seungmin,Felix'i.

"Lee Minho mu dedin?"

"Evet Chan, tanıyor musun ki?" Kaşlarını çatıp sordu Seungmin.

"Emin değilim ama tanıdığım bir Lee Minho var." Cebinden telefonunu çıkarıp Instagram'a girdi Chan. Hızlı olmaya çalışıyordu çünkü aklında biri vardı. Ve onun düşündüğü kişi olmamasını umdu.

Arama yerine 'Lee Minho' yazdığında çıkan ilk hesaba tıkladı ve atılan postlara bakmaya başladı. O an emin oldu Seungmin'in bahsettiği Lee Minho'nun tanıdığı Lee Minho olduğuna.

"Bir şey mi var Chan? söyle bize." Diye söylendi Seungmin. Hesaptan çıkıp telefonunu cebine koydu ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Hayır sevgilim, bir şey yok. Tanıdığım kişi de değilmiş zaten." Emin olmadan bir sey söylemek istemediği için yalan söylemeyi tercih etti Chan. Seungmin de çok üstelemeyip önüne döndü. Chan hâlâ Minho'nun o olduğuna inanamıyordu. Onun tanıdığı Minho; temiz kalpli,kibar ve içe dönük Minho'ydu. Minho onun en iyi arkadaşıydı lisedeyken. Ta ki Minho annesini kaybedene kadar. O olaydan sonra Junho taşınacaklarını söylemişti Minho'ya. Minho da bunu o zaman ki en yakın arkadaşı olan Chan'a anlatmıştı. Taşındıktan sonra Minho ile Chan konuşmamıştı hiç. Daha sonra Minho'nun annesini kaybedişi sebebiyle böyle biri olmuştu Minho.

oath of revenge/HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin