O-yani kalbim-yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu.1 yıl-neredeyse 1 yıl-beklediğim konser alanının önündeydim.Girişteydim.Çok heyecanlıydım.Onları görebilecektim sonunda.Bir V.I.P biletim vardı-ki onu alabilmek için bütün bir yılımı çalışarak geçirdiğim gerçeği de vardı.
Yavaşça ilerledim-dersem yalan olur o kadar hızlı adımlarla yürüyordum ki bir çocuğa çarpmıştım resmen.Buna çarpmak denmezdi aslında.Buna ezmek denirdi kısacası.
Romantik-Komedi filmlerinde olduğu gibi çocuğun üstüne düşmüştüm.Kasları olan bir çocuktu -ki erkekliğini de hissetmiştim ıyk -ve üstüne düşünce kendime lanetler okuduğum için gözlerimi daha açamamıştım.
''Üstümden kalkmayı düşünüyor musun?''dedi gülümsediğini tahmin ettiğim çocuk.-Ah harika şimdiden yanlış anladı beni diye düşünmeden edemiyordum.
Yavaşça gözlerimi açtım ve birbirine yakınlaşmış dudaklarımızla karşılaştım.Bir de bir çift yeşil gözle karşılaşmıştım .Bakışlarının derin ve alaycı olduğunu anlayabilecek kadar yakındım- ki beni kendisine bastırdığını iddia bile edebilirdim o derece yakındık çünkü .Sonra ona daha dikkatli bakmaya başladım bu düşünceleri aklımdan atmaya çalışırken. Tanıdığım bakışlardı sanki.Sanki o posterlerdeki gibiydi. O,o ...
''Harry?'' dedim şaşırarak sanki onu önceden tanımışımda konuşmuşumda samimi olmuşuz gibi söylemiştim resmen.
''Ve sende?''dedi gülümseyerek ve ellerini benim kalçamda gezdirirken.Bana ne yaparkendi-Aman Tanrım!!
''Erin'' dedim inleyerek .Bana yarım ağız gülümsedi.Ve dudaklarını boynuma götürdü.Orada mor bir iz bırakacak kadar emdi.İstemeden de olsa inlemeye devam etmiştim.İş rayından çıkıyordu.Gece konser olayı iken şimdi Harry ile kovboyculuk oynamak olmuştu ya da kısaca Bella’nın Edward’la yaptığı denemelere dönüşüyordu.Farketmezdi hangi hikaye olduğu ama sansür taşıyacak bir hikaye olduğu kesindi.
‘’Erin’’ diye mırıldandı adımı ve iyice beni kendisine bastırdı..
‘’Bana Hazza de lütfen’’dedi o yatak sesiyle.İyice unutmuştuk konser alanında kalabalığın içinde olduğumuzu.
Yavaşça onun üzerinden kalktım ve bakışlarımı ona yönelttim. Bana oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi bakıyordu ve oyuncağını geri istermiş gibi bacaklarımdan tutup, beni yere üstüne çekmeye çalışıyordu sürekli.
‘’Sakin ol Kovboy’’dedim yarım ağız gülümseyerek ve elinden kurtulmaya çalışarak.
‘’Tehlikeli bir oyun oynuyoruz kalabalığın içinde’’ diye ekledim kalabalığı başımla işaret ederken.Gülümsedi ve yerden kalktı.Sonunda vazgeçmişti şımarık çocuk rolünü alan kovboy.Üstünü silkeledi ve gözleriyle beni soymaya başladı sanki .Sankisi fazlaydı aslında.Bildiğin soyuyordu.Ve sonunda gözlerimin içine bakmaya başladı azgın kovboy.
‘’Tehlikeli oyunları severim.Saat 00.00 kulisin orada bekliyorum seni’’dedi yatak sesiyle ve yanıma gelip kulağıma eğildi.
‘’Bekliyorum’’dedi tekrar ve kulağımı dişlemeye başladı.Yine inledim istemeden.Yarım ağız gülümsedi kovboy.
‘’Bekliyorum’’dedi yine ve arkasını dönerek kalabalığın ortasına doğru ilerlemeye başladı.