Jisung
Yine sıkıcı bir sabaha uyandım. Kalkıp lavaboya girdim ve her klasik insanın yaptığı gibi duş alıp üstümü değiştirdim.
Tek fark, benim 7/24 dar takım elbiseler giymek zorunda olmam.
Hizmetçiler tarafından hazırlanan kahvaltı sofrasına indim. Eskiden hep annem hazırlardı...
Sofraya oturup yemeğimi yemeye başladım. Babam konuşmadan yemek ve kalkmak istiyordum. Ancak beklediğim gibi olmadı.
"Jisung, şu şirket işini konuşmaya ne dersin?"
Sinirle soluyup çatalımı sertçe tabağa bıraktım.
"İstemiyorum baba! Anlamıyor musun? Farklı bir dil konuşmam mı gerek? Şirketin varisi olmak is-te-mi-yo-rum!"
"Senin isteklerini dinleyen yok Han Jisung! Bu zorunlu, anladın mı beni? Bu zorunlu bir şey!"
Bir anda ayağa kalkıp yemek odasını terk ettim. Tam evden çıkacakken babam koşarak gelip beni tuttu.
"Ne var?!"
"Bu gün bensiz gidemezsin!"
"Ne? Neden?"
Normalde her sabah bu yaşanırdı ve ben önden şirkete giderdim. Çünkü babamla aynı arabada gidersem başımı şişirecekti.
"Sana bir şirketle iş birliği yapacağımızı söylemiştim, bu gün onlar ile gideceğiz."
"Bu sikimde değil-"
"Onların yanında da böyle konuşursan seni tramvalarınla kaplı depoya kilitlerim Jisung! Lee Şirketi ile anlaşma yaptık, oğulları Lee Minho ile iyi geçinmelisin. Yoksa batarız oğlum, bunu ikimiz de biliyoruz. Değil mi?"
"Hmh... Peki baba."
Yalandan gülümseyip yanağımı sıktı. Babam, Han Seo-Jun...
Bir süre sonra evin önünde bir araba durdu. Şoförleri gelmiş olmalıydı.
Babamla arabaya bindik. Babamla yaşıt duran bir adam ve benimle yaşıt duran bir genç vardı.
Şoför geldi sanmıştık ancak sürücü koltuğunda babamla yaşıt dediğim adam vardı. Arkasını dönerek bana elini uzattı ve gülümsedi.
"Merhaba, sen Han Jisung olmalısın."
Uzattığı eli tutup yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
"Merhaba. Evet, ben Han Jisung. Siz?"
Babam bizi pür dikkat izlerken strese giriyordum ama belli etmedim.
"Ben Lee Min-Jun. Bu oğlum Lee Mi-"
"Lee Minho."
Sert sesiyle konuşmuş ve bana elini uzatmıştı. Onunda elini sıktım ve gülümsedim. O ise hiç bir tepki vermeden direkt elini çekti.
Böylelerini çok görmüştüm. Bu yüzden umursamadan gülümsemeye devam ettim. Bana sinir bozucu olduğumu belirten bakışlarını attı. Amacım buydu zaten.
Babam arkasını döndü ve konuştu.
"Biz şirket birleştirme konusu hakkında konuşacağız. Başınızı şişirmek istemeyiz, şimdilik bu camı kapatıyorum!"
"Peki baba..."
"Peki Bay Seo-Jun."Ön taraf ile arka tarafı ayıran camı kapatıp yanında ki adama döndü. Araba çalıştı ve yola koyulduk. Kesin sıkıcı şeyler hakkında konuşuyorlardır!
Konuşulanlar
"Sence aşık olurlar mı?"
"Tabii Bay Han! Siz merak etmeyin, en yakın zamanda sevgili olurlar."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partner Ship // Minsung
Fanfic"Kapatıcıyı kimden çaldın?" "Lee Minho'dan." "NE?!" #1 chanmin 18/02/24