(1) Skz Adamları

25 3 50
                                    


Hyunjin

Bunca zaman yaz tatilini beklemiştim ama bu kadar sıkıcı olacağını da tahmin etmemiştim. Okullar kapandığından beri günlerim bomboş geçiyor. Her gün aynı ve olaysız. Pfft, sıkıcı.

Okulda en azından arkadaşlarım vardı ve eğleniyorduk. Şimdi ise hepsi ailesiyle tatile gittiği için burada da kimse kalmadı. Benim tatile gideceğim bir ailem de olmadığından evde boş boş oturuyorum. Arada yürüyüşe çıkıyorum, iyi geliyor. Özellikle geceleri dışarı çıkıp, kulaklığı da takıp kendimi müziğe bırakmayı çok seviyorum; ve bir de her tarafını resimlerimle donattığım odamda yeni bir resme başlamayı.

Hayatım bundan ibaret.

Şimdi yine gecenin karanlığında, rüzgarın hafif esintisi eşliğinde sokak lambalarının ışığıyla yes to heaven dinleyerek yürüyorum.

...

"Hiçbir amacım yokken şu siktiğim hayatı neden yaşıyorum ki?" diye söylenirken ağzımdaki sigarayı alıp yere fırlattım. Kafamı kaldırdığımda karanlığın arasında üçten fazla insan gölgesinin bana yaklaştığını gördüm. Umarım sorun çıkartmak gibi bir niyetleri yoktur. Tanrım, böylelerinden nefret ediyorum.

İyice yaklaştıklarında artık hepsini seçebiliyordum. Altı kişilerdi.

Önde olan "al lan o izmaritini yerden. Bizim mekana kimin çöpünü attığı görülmüş buralarda?" diyerek elindeki sopayı diğer elinin avcuna vuruyordu. Yine sokak çetesine denk gelmiştik belli ki.

Adama side eye atarak "ne diyorsun be? İşiniz gücünüz yok mu sizin, insanlarla uğraşıyorsunuz?" dedim ama demez olaydım.

"Sen bizi tanımıyorsun herhalde. Tanıtırız biz de kardeşim." deyip diğerlerine işaret verdi ve hepsi birden üstüme saldırdılar. Birden kendimi yerde buldum zaten.

Sadece acı çığlıkları atabiliyordum. Karnıma gelen tekmeyle kan kustuğumu gördüm. Bayılacağım galiba.

...

Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama vurmayı bıraktıklarında ilkte laf atan adam bana doğru eğilerek "çöpünü de alıp buradan defolup gitseydin şuan daha mutlu olurdun baby face seni." dedi ve alnıma vurdu. Eğer dediği şeyi yapmış olsaydım yine rahat bırakmayacaklarını biliyordum. Bunlardan kaç bin tane gördüm ben. Ezberledim artık hepsini.

Yine diğerlerine işaret verdi ve hepsi tam gideceklerdi ki ortama bir anda her tarafı saracak şekilde çok sayıda adam girdi. Çok sayıda dediğim de 6-7 kişi varlardı.

Bu benimle uğraşan adamların götü bir tutuşmuş... Ben de yattığım yerden doğrulmaya çalıştım ve yakınımdaki duvara oturup yaslandım, bir dizimi kendime çekip bir elimle de karnımı tutarak olanları izliyordum. Hepsi bir anda kaçmaya çalıştı ama bu yeni gelen adamlar hiçbirinin kaçmasına izin vermedi. Kimdi ki bunlar? Sivil polis falan mı acaba?

Ortalık bir anda savaş alanına dönüştü. Yumruklar, tekmeler havada uçuştu. Ama genelde de dayak yiyen bu angutlardı.

Ortama kahraman gibi giren gruptan bi' adam kavganın arasından bana doğru gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde elini uzattı.

"İyi misin? Pek iyi görünmüyor gibisin ama." dedi ve elimden tutup ayağa kaldırmaya çalışsa da ben kalkamayınca bu sefer o yere çömeldi.

"Ah evet, pek iyi değilim gördüğün gibi. Ayağa bile kalkamadım yani."

"Eğer izin verirsen yaraların için hastaneye gidebiliriz bizimkilerle." dedi ama bunu o kadar masum, o kadar samimi şekilde söyledi ki reddetmek mümkün değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

★ 8-Star ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin