"Gerçekten merak ediyorum,ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Bir şey yapmaya çalıştığım yok sadece seninle partiye gelmek istedim"
"Yüzsüz müsün yoksa beni aptal mı sanıyorsun?"
"İkisi de değil. Seni istiyorum, çok güzelsin."
Bu konuşmadan sonra göz devirip kapıyı kapattım ve kapı tekrar tekrar çalınca açmak zorunda kaldım
"Ne var ya"
"Maya dışarı kaçmış, aptal. Şimdi bide senin kedinle uğraşmak istemedim."
Biraz duraksadım ve Maya'yı içeri aldım. Yere çöktüm ve kapıya yaslanmış bir şekilde düşünmeye başladım.
Maya'nın bile ismini hatırlıyordu. Benim ismimi unutması imkansız. O gerçekten zeki biriydi. İlişkimizde de defalarca beni aldatmasına rağmen bir şekil affettiriyordu kendisini... O mu zeki , ben mi aptalım? Sanırım ikisi de.
Telefonumdan saate baktım, 22.05
Hemen kalktım ve Maya'nın yemek ve su kaplarını doldurdum. Banyoya girip düzleştiricinin fişini taktım ve sonrasında odama gidip beyaz, dekolteli mini elbisemi giydim ve üzerine beyaz çantamı taktıktan sonra ayakkabılarımı kapının önüne koydum ve banyoya geri döndüm. Saçlarımı saldım ve düzleştirdim, ardından eyeliner ve simli far sürdükten sonra dudağıma kıpkırmızı ruj ile şeffaf parlatıcı sürdüm. Maskara sürüp çantama ihtiyacım olabilecek bir takım şey ve sigara aldım. Parfüm sıkıp ayakkabımı giydim ve son anda aklıma telefonumu almadığım geldi ve telefonumu da yanıma aldıktan sonra hazırdım.
Bu sefer kendi arabamla gidecektim. Anahtarı da alıp evimi kilitledikten sonra asansöre bindim ve inince çantamdan arabanın anahtarını aldım. Daha sonra Tom'un ve ikizi Bill'in güvenliğin oraya park etmiş sigara içtiklerini gördüm. Yanlarından geçerken selam manasında korna çaldım ve siteden çıktım. Arkamdan geldiklerini aynadan gördüm.
Biraz sonra kırmızı ışıkta yan yana geldik. İkimizin de arabasının üstü açıktı ve onların arabasını Tom kullanıyordu. Yeşil yanar yanmaz ben hızlandım ve fark ettim ki onların arabası beni geçmeye çalışıyordu.
Ben biraz daha hızlandım ve yarışa dönmüştü. İkimiz de kahkaha atıyorduk fakat bir yandan da yarış devam ediyordu. Tamam, şimdi bana yüzsüz diyebilirsiniz belki ama gerçekten hayatımın en eğlenceli dakikalarındandı. Parti yerine geldim ve sonrasında club'ın yanından bekleyen Jack'i gördüm. Gidip yanağına öpücük kondurdum ve elinden tutup içeri girdim. Full ses müzikte Laura geldi ve bana sarıldı.
"Gelmişsin!"
"Ne bekliyordun tabii ki geleceğim evde bön bön otursa mıydım."
Güldü ve "Ben bize içecek bişeyler getireyim sende kızlara bi selam falan ver."
"Ha Laura!"
"Buyur?
"Alkolsüz olsun."
"Tamam geliyorum"
Bende o sırada dışarı çıktım ve çantamdan sigara çıkardım. Hassiktir. Çakmağımı unutmuştum. Şuanlık dışarıda kimse yoktu. Bende içeri girdim ve birkaç kişiye "Çakmağınız var mı?" Diye sordum fakat kimsede çakmak bulamamıştım. Hep bir şekilde onunla yüz yüze geliyorum. Jack'i bulamadığım için yine ona gittim. Kızlarla kafa bulmuş gibi duruyordu. Uykum gelmeye başlamıştı. Uykusuzluktan kendimde değil gibiydim ve Tom ile konuşmaya çalıştım
"Hey, tom,"
Cevap yok.
"Heey, beni duyabiliyor musun?"
Cevap yok.
Gözümü ondan alamıyordum. Çok içmiş gözüküyordu. Nasıl olsa hatırlamayacak kafasıyla dudağına yapıştım. Şaşırmamış gibiydi çünkü sorgusuz bir şekilde karşılık verdi ve belimi kavradı, bende elimi boynuna attım ve daha çok yüzüme yakınlaştırdım. Diğer elimle onun elini tutuyordum ve kendimden geçmiştim. Daha sonra ise Laura geldi ve beni ondan ayırdı. Aldı ve dışarıya çıkardı. Daha sonra bana kızmadan önce ondan çakmak istedim ve nihayet sigaramı yaktım. Sigara dumanını üflerken bir yandan onunla tartışıyor/sorularını cevaplıyordum.
"Biliyordum, senden hoşlandığını biliyordum!"
"Benden hoşlanmıyor genel olarak kızlardan hoşlanıyor."
"Sen bunu bile bile neden karşılık verdin o zaman?"
"Karşılık vermedim, Laura.
"Lan gözlerimle gördüm kafan mı güzel senin?"
"Onu ben öptüm, tamam mı? Hepsi bu. Çünkü onu tekrar istiyorum"
"NE, TEKRAR MI? ONUNLA BİR GEÇMİŞİN Mİ VAR SENİN?"
"Lütfen Laura, sonra konuşsak olmaz mı?"
"Tamam, peki. Ama kendi iyiliğin için tuvalette makyajını sil. Makyajın akmış." Dedi ve gülmeye başladı. Ben de güldüm ve tuvalete doğru giderken gözlerim Tom'u aradı. Ama Jack'i gördü. Bir dakika ne? Bir kızla mı öpüşüyordu? Hızlı adımlarla yanına gittim ve kızın saçını elime dolayıp çektim. Çığlık atmıştı fakat umrumda değildi. O sırada bize şaşkınlık/telaş içinde bakan Jack'e döndüm.
"Sen tam bi pisliksin, jack"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Block Boy
Fanfiction"Kızım çöpü atarmısın?" "Şuan o kapının önünde, hayatta onunla yüz yüze gelmem ben"