KÂĞIT

1.6K 126 75
                                    

Medya - Eslem ☺
Çoğu kişi okula gitmeyi sevmez, hatta çoğu değil %99'u sevmez. Lakin ben onlardan biri değilim, değilim dediysem dersleri seviyorum anlamına gelmiyor tabikide. Oradaki huzuru seviyorum, evde ki tantanadan biraz uzak tutuyor beni.
"Kalksana lan beyinsiz, gerizekali çabuk kalkmassan oraya gelip neler yapacağımı tahmin dahi edemezsin."

Diye söylenince babam her zaman olduğu gibi içimi kara bulutlar kaplamaya yüz tutmuştu bile.

Aslında çoktan kalkmıştım ve ayakkabılarımı gidiyordum tam 17 senedir babam hep böyleydi. Alışmıştım ama zoruma gidiyordu. Ben onun kızıydım ama kabullenmiyordu. Gözümden bir damla yaş düşerkene devamınım gelmemesi için hızlıca toparlanıp yola çıktım.

Her şeyini bizim için ettiğini ve bunun sonucunda da her gün, her saniye başımıza kakan çok sempatik (!) bir annem var. Malesef evde ki tek sorun annem olsa. Küfürbaz bir babam ve onu kendine örnek olarak yol edinmiş bir kardeşim var.
Haliyle evde böyle şeyler olunca, insan bırak eve gitmeyi kapının içerisinden geçmeye korkuyor. İşte tam tamına böyle bir ailde yaşıyordum ve bu inanılmaz derece zordu.

"Eslem! Çabuk kalk, bu son ders ve sen bu derse kadar aralıksız uyudun, kalk artık kızım."
Yanımda oturana şöyle göz ucuyla baktım. Kimdi  bu? Lisede üçüncü senemdi fakat hala yanımda oturan kişiyi tanımıyordum, hale bak ya.
Çocuğa çaktırmadan,
"- Peki. " dedim sadece. Zilin çalmasıyla bir anda herkes tazı gibi birden dışarı attı kendini. Edebiyat hocamız -ki kendisi neredeyse 60 yaşında- topukları mabadına vura vura fırladı sınıftan. Gözlerim açık olanları izlerken yanımda bana mahzun mahzun bakan hamburgerimi elime aldım.

Tam ısıracakken sınıfa gelen maskeli çocuğa baktım. Valla bir an Işid geldi sanıp, içimden bildiğim tüm duaları sıralarken sadece sübhanekeyi bildiğim için bir an okuyup sustum. Genç arkadaş -sonuçta sınıfta bir tek ben varken gelmişti, sanırım benden hoşlanıyordu aslında yüzünü gösterse iyi olurdu - diye içimden düşünürken bir an toparlanıp kendime geldim ölümle burun burunaydım
ve düşündüğüm şeylere bak diye kendime bir kez daha küfür ettim. Belki de dışarıda kar yağıyordu diye düşünürken aylardan nisan olduğunu yeni fark ettim. Çocuk git gide yaklaşıyordu, tam çığlık atacağım sırada önüme bir kağıt atıp kaçtı. Ben daha olayın şokunu yaşarken o çoktan gözden kaybolmuştu bile. Beyaz küçük kağıda baktım, içini açtığım da ise ağzım küçük bir o şeklini almıştı.

Arkadaşlar öncelikle bu benim kağıda karaladıklarım dışında ki ilk hikayem ve bad boy - good girl hikayesi de değil ilerleyen bölümler baya sürprizli olacağına emin olabilirsiniz. Ilk bölüm olduğu için olabildiğince kısa tuttum, kurguyu daha rahat anlayabilirsiniz. Destek verirseniz ve nasıl daha iyi olabileceğim hakkında her türlü görüş, öneri ve fikirlerinize açığım. Inşallah beğenirsiniz :)

ZOR KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin