1. Bölüm başlangıç

21 3 0
                                    

"Doğduğumda ne olacağım tescillendi. Beni kendi amaçlarına göre büyüttüler. Sonra böyle olduğum için beni suçladılar."

Emily'in suyu gelmesiyle cadılar onu doğumu almışlardı. Bu doğum diğerlerinden daha sıradışıydı. Doğacak çocuğun babası bir insandı. Annesi cadı olduğundan büyücü geni ona geçsede bir melez mi cadı olacağı merak konusuydu. Emily'nin ailesi bu duruma ne kadar kızsalarda çocuğun cadı olabilme olasılığı onları bir nebze yatıştırmıştı.

Bu doğum diğerlerinden farklı yapan farklılıklardan biri ise çocuğun kanlı ay da doğmasıydı. Aslında grey soyunun gelme nedeni buydu. Cadılar kanlı ayda daha çok enerji ve güç topluyorlardı. Kanlı ayda görülecek olması bu çok nadir olasılığın denk gelmesi yanı sıra çocuktan güçlü bir veliaht olması bekleniyordu.

Dışarıda bekleyenler aralarında konuşuyorlardı.

"Melez çıkarsa Gale'in onu eve alacağını sanmam."

"Gale cadı toplumunun en saygınlarından biri belki saklar ama soyundan olanı reddedeceğini sanmam. Kızına bak kıyamadı , çocuğa mı kıyacak?"

"Her kandan bir bozuk çıkıyor işte."

"Grey soyu sence sahip çıkar mı çocuğa?"

"Belki babasının yanına gönderirler."

"Onun damarlarında büyü var. Zannetmiyorum."

Gale grey eşiyle birlikte kenara oturmuş. Kapıdan bir haber bekliyor bir yandan sakallarını ovuşturuyordu. Bayan grey ise çocuğu her şekilde kabul etmeye hazırdı ama eşini bir türlü bastıramıyordu. İkisinin de umudu cadı olmasıydı.

"Kız insanların yanında o kadar üzere kalmamalıydı."

"Onu terbiye ettim öğüt verdim daha napabilirim Gale?

Genç bir cadı sonunda o kapıdan dışarı çıkmıştı. "Müjdemi isterim bebek cadımız doğdu." Herkesin yüzüne bir gülümse yerleşmişti. Gale'in suratında ilk önce bir rahatlama sonrada bir sevinç göründü. Eşide ayrı bir mutlu olmuştu sonuçta ne kızından ne de torunundan ayrılacaktı.

"Sana söyledim Gale bu çocuğun başından beri cadı olacağını başından beri anlamsız bir tantana yaptın," dedi büyükbaba Grey.

"Biliyorum ama içim rahat artık bu günün devamını şaraplarla eğlenerek devam ettirelim."

"Doğru bu çocuğa kadehlerin kırılması lazım."

Dışarıda sevinçler yaşansada içeride işler pek iyi gitmiyordu. Bu çocuk onları fazlasıyla tüketmişti. Onu çıkarmak için kullanılan enerjinin sebebi kanlı ayda doğmasına bağlansada neden bu değildi. Büyük büyücününde bu yüzden geldiğini sanıyorlardı.

Emily'nin durumu gittikçe kötüleşiyordu. Bunu anlam veremeyen cadılar arkada oturan büyük büyücüye sormak istiyorlar ama sorarlarsa başarılı bir doğum geçiremediklerinden itibar kaybetmekten korkuyorlardı. En sonunda gözler büyük büyücüye döndü böyle bir güçle baş edemezlerdi.

"Efendim bebeği anneden koparmamıza rağmen anne hala enerji kaybetmekte ve bizimde enerjimizin eksildiğini görüyoruz."

Merakla bakan gözlerin yanına geldi büyücü. Bebeği kollarının arasına aldı. Bebek gülücükler saçıyordu böyle bir ortamı pozitife eden tek faktör bu olabilirdi.

Kulağına birşeyler fısıldadı ve bebeğin gözleri zaten siyah siyah denecek kadar koyu kahveydi , büyücünün fısıldamasıyla tüm gözü siyah göz bebeklerinden dışa doğru tamamen siyah oldu. Cadılar etrafa kaçıştılar. Bu bebek karanlıktan gelenlerdi.

"Bu çocuk bu çocuk..." diye kekelemeye başladı cadılardan beri "... lanetli o karanlıktan gelen." Genç olan cadı dışarıya doğru gitmeye yeltenmişti ki büyücü gitmesine izin vermedi.

"Efendim şimdi ne yapacağız?"

Büyücü yine büyü sözcükleri fısıldadı ve bu doğumdaki herkesin bebeğin karanlıktan geldiğini akılarından sildi ve onun yerine doğum sırasında öldüğünü beyinlerine yerleştirdi. Bebeği alıp gidicekken annesinin halini gördü , çocuğu götürmeden önce son bir kez bakması için annesine uzattı.

"Annecim , benim güzel kızım lütfen iyi ol annem. Annen seni çok seviyor bebeğim." Kadın'ın gözyaşları dökülürken konuştu sonra bebeğin küçük elini alıp öptü.

"Ona iyi bak büyücü. Güzel büyüt kızımı."

"Gözün arkada kalmasın Emily. Biliyorsun en iyisi bu."

Kadının gözyaşları durmaksızın akıyordu. Hiçbirşeyin evlat acısı kadar acıtmadığını anladı. Fakat biliyordu onu yaşatmazlardı.

"En azından onu unutmayayım büyücü. Ben kızıma zarar verecek bişey yapmam."

"Üzgünüm emily risk alamam."

"İsim fısıldamadık çocuğa isim koydun mu?"

"Hera olsun."

Bu büyücüyü güldürmüştü.

"Bu çocuğa lanetli diye korkuyorlar sen tanrıça ismi mi verdin?"

"O Türk'tü aslında bütün bunlar olmasaydı ikimiz büyütecektik. İki tarafında seçebileceği bir isimdi."

"Senin adına üzülüyorum Emily. Bir insana aşık oldun ve korktukları bir çocuğun var. Neyse bu kadar yeter." Kadının dur demesine izin vermeden kadının hafızasını diğerleri gibi değiştirip sildi.

Sonra arkadan kimsenin görmeyeceği bir şekilde çıktı. İsmini fısıldadı "Hera..."

























Küçük bir başlangıç yaptık. Umarım hikayeyi beğenmişsinizdir. Gönderilen yıldızlar ve yorumlar beni mutlu ve yazma konusunda daha motive yapar.

Kitap hakkında düşüncelerinizi buraya yazabilirsiniz. Eleştiri ve beğendiniz yerler dikkate alacağım.

Karanlığın VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin