-27-

127 13 9
                                    


Hızlı adımlarla parka giren Jeon'un bakışları ağacın dibinde cenin pozisyonunu alarak ağlayan bedene kaymıştı anında.
Kalbi korkuyla sıkışırken koşarak onun yanına gitmiş dizlerinin üstüne çökerek elini, kızın yüzünü kapatan saçlarına götürmüştü.

"Gri?"

Jae-rim sarsıla sarsıla ağlarken Jungkook'un elleri titremeye, korkuyla ona bakmaya başlamıştı.

"Güzelim? Bak bana, kalk hadi."

Jae-rim'in saçlarını yüzünden çektiğinde kız başını yavaşça çevirip Jungkook'a bakmıştı. O sırada Jungkook'un gözleri sol gözünden akan yaşın kırmızılığına dikkat çekmişti.

Endişe içinde ona bakarken kız yavaşça yerinde doğrulmuştu.

" Gözyaşın, gözün mü kanıyor?"

Telaşla sorduğu soruya karşı Jae-rim başını iki yana doğru sallayıp derin bir nefes aldı.

"Hayır, normal o. Damarlar tıkanık olduğu için oluyor."

Jungkook'un bakışları normalleşirken gri gözünü lekeleyen kırmızı yaşına takılı kalmıştı.

"Ağlama."

Elleri, kızın yanaklarındaki yaşları usulca silerken kız ona uzunca bakmıştı.

"Özür dilerim."

Kızın fısıltısı aralarında yayılırken Jungkook kaşlarını çatmış başparmağıyla yanağını okşamıştı küçük olanın.

"Neden özür diliyorsun?"

Kızın aniden hıçkırıkları yayılmaya başladığında Jungkook'un içine çöken ağırlık gözlerinin dolmasına neden olmuştu.

"Özür dilerim, Jeon. Onca insanın seni yargılamasına, ailenle kavga etmene, o kızla aranı açmana, tüm herkesin elinde koz olarak tuttukları dedikodular için. Hepsi için özür dilerim, berbat biriyim."

"Hayır değilsin! Sus artık. Ailemle kavga etmeme falan sebep olmadın. Liz'le aramı sen açmadın . İnsanların yaptıkları mı? Umurumda değiller. Sen kendini benim için bu kadar yıprattığında üzülürüm ben asıl."

Kız iç çekerek başını eğmişti.

"Buna sebep olduğum içinde özür dilerim."

"Gri."

Jungkook'un bıkkın çıkan sesine karşı Jae-rim paramparça olmuştu. Zaten paramparça etmişti onu Jeon. Şimdide ufalanmış olan kırıntıların uçuşmasındaydı sıra.

"Benim için ağlama."

Jungkook'un sol gözünden bir yaş aktığında Jae-rim'in bakışları orayı bulmuştu. Elini yavaşça kaldırıp Jungkook'un sol gözünün kenarına dokunarak gözyaşlarını dökmeye devam etti.

"Parlayan gözlerini soldurmak istemiyorum Jeon."

Jungkook'un sol gözünden tekrar bir yaş aktığında Jae-rim bir süre yaşın izini takip etmişti.

"Peki sen? Sen Gri? Bu ağır yüke rağmen dik dururken, şimdi bir adam için yıkılacak mısın?"

Jae-rim'in sol gözünden akan kanlı yaş Jungkook'un eline düşmüştü.

"Beni hiç sevemez misin?"

Jungkook, kızın sorduğu soruyla kaskatı kesilirken elleri titremişti Jae-rim'in.

"Beni kusurumla kabul edemez misin?"

Yaptıkları trafik kazasında kaybetmişti gözünü Jae-rim. Ağır travma yaşamıştı ve psikiyatrik bir, travma sonrası stres bozukluğu tedavisi almıştı. Depresyonuda cabası olmuştu.

Şimdiyse ilk kez kendini bu kadar rahat ve huzurlu bulduğu adamı, kaybetmek istemiyordu.

"Jae..."

"Neden Jeon? Neden Liz'i sevmene rağmen ona davrandığının iki misli yakın oldun bana? Neden! Neden..."

Hıçkırıklarında boğulan genç kız, Jungkook'la paylaşıyordu artık taşıdığı o ağır yükleri.

"Yoruldum. Beni sevmen için elimden geleni yaptım, yine de görmedin beni. Eski sevgiline şans vermeyi seçerken, benim kalbimi de o lanet bahçeye gömdün sen. Gülüşlerini ebedi olarak gizleyeceksin artık.."

Jungkook sessizleşirken taşımaya başladığı bu ufak yük şimdiden ona ağır gelmeye başlamıştı. O an düşündü, karşısındaki kız bu ufacık haliyle bu ağırlığa nasıl dayanıyordu?

" Özür dilerim. Özür dilerim, bir başkasına ait olduğunu unuttuğum kalbini yakınımda hissetme isteğim doğru değildi, özür dilerim."

"Gri.."

"Özür dilerim Jeon, ben beceremedim. Yapamadım. Şimdi seni daha da zora sokmadan gitsem iyi olacak."

Ve kız bir gözü karanlığa hapis, diğer gözü buğulu şekilde parkın çıkışına sarsak adımlarla ilerlediğinde, Jungkook arkasından onun çeyreği etmeyen o yükle kalakalmıştı...


Gri JJK/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin