başladığınız tarih?(bunu hep yazmak istemiştim hddldm)
yorumlarınızı eksik etmeyin okuyunca daha çok bölüm yazasım gelir 💋
...
Eczacıbaşı-fenerbahçe sultanlar ligi finali için ısınmadaydık.
Isınmamızı tamamlamıştık ve sıra smaç vurmaya gelmişti.
Elif'in parmak pasla kaldırdığı topa adımlamamı yapıp mükemmel bir şekilde vurmuştum. Sıranın sonuna geçerken en sevdiğim şey olan rakip takımın pasörlerinin paslarını, liberolarının manşetlerini, ve hücum oyuncularının da vurduğu smaçlara bakıyordum.Hande yanıma geldi ve gülerek"Bakıyorum da bu gözler yine birilerinin üstünde" dedi. Anlamamıştım.
"Neyden bahsediyorsun?" "Ya kızım herkes fark etti ona baktığını" "Hande saçmalıyorsun. Hem artık arkadaş bile değiliz" ve evet kastettiği kişi Melissa'ydı.Ben biseksüelim ve 1 ay öncesine kadar melissa ile çıkıyordum. İlişkimiz kavga ile sonlanmıştı. Daha doğrusu eski eşi Yesli sürekli onu arıyor, postlarına yorum yapıp melissa'ya yürüyordu basbaya. Melissa bu konu hakkında hiç rahatsız gözükmüyordu. Bizde bu yüzden sürekli kavga etmeye başladık. En sonunda da daha fazla kavgaya dayanamadığımız için seve seve ayrılmıştık.
Bu olay beni derinden sarssa da artık sadece voleybola odaklıydım. Yani öyleydim.Değil mi?
Yine de gözlerim hep onu arar. Arada onu da bana bakarken yakalarım, kısa süreli bakışırız.
Her neyse. Artık maç saati gelmişti. İlk altıda maja, simge, tijana, beyza, irina ve ben vardık.
Maç başladı ve ilk set onların oldu. Birinci sette 15 sayı almıştım ve aşırı yorulmuştum.
2. Set başladı ve ben bütün yeteneğimi ortaya koyarak oynamaya çalışıyordum.
Araya kapatılamayacak kadar büyük bi fark açmıştık.
Servis sırası bana gelmişti smaç servis ile kullandım ve yerime geçtim.
Melissa mükemmel bir smaç vurdu ve tam üstüme geldi.
Topu oyunda tutmaya çalışırken ayağımı gerçekten de kötü burkmuştum.
Hakem ralliyi durdurdu ve herkes başıma toplandı.
Ve evet melissa da yanıma gelmişti.
Ben acıdan yerde kıvranırken melissa devamlı özür diliyordu.
Daha sonra elimden tuttu. İlk başta algılayamadım ama diğer elimden de tutup beni ayağa kaldırdı.
Yardımcı antrenörümüz ile birlikte kolumun altına girip oturma yerlerinin oraya kadar götürdü beni.
İyi olup olmadığımı sordu iyiyim dedim ama iyi olmadığımı tribündeki taraftarlar bile görüyordu.
Maça devam etmesi gerektiği için gideceği anda elinden tuttum. Çok şaşırmıştı. Açıkçası bende böyle bir şey yapacağımı düşünmüyordum. Teşekkür ederim melissa dedim ve elimden geldiğince gülmeye çalıştım ağlarken. O da bana güldü ve hemen maça geri döndü.
2. Seti kazanmıştık ve 3. Set başladı.
Yokluğum hissedilir ki 3. Seti kaybettik.
Artık kupa için son şansımızdı bu seti de verirsek kupa hayallerimiz hayal olarak kalacaktı.
Ben heyecanla maçı izlerken oyunda sürekli oyuncu değiliklikleri oluyordu.
Ferhat abi kimi oyuna sokarsa soksun farkı açamıyorduk.
Herkes gerilmeye başlamıştı ve haliyle maçı kaybettik.
O an hiç beklemediğim bir yenilgiyle ağlamaya başlamıştım. Herkes çok üzgündü zaten bir kaç kişi de benim gibi kendini tutamayıp ağlamıştı.
Karşı takımı çok mutlu görmek daha da koyuyordu insana.
Onlar kutlama yaparken biz reklam panolarına yaslanıp yere oturmuş düşünüyorduk. Ben sakatlanıp oynayamadığım için daha da çok üzülüyordum ve göz yaşlarıma hakim olamıyordum.
Bu sezon boyunca hiç yenilmemiştik.
Ta ki playofflara kadar.
Tribünler dağılmıştı. İki takım da hala sahadaydı.
Ne yapacağımızı bilmiyorduk.
İki tarafta da neredeyse bütün takım dağılmıştı ben hala oturuyordum çünkü bileğim sakat olduğu için yürüyemiyordum ve fizyoterapistimiz bana yürürken yardım edecekti. Sanırım imzalaması gereken bir şeyler olduğundan oturmuş gözümde yaşlarla onu bekliyordum.
Onu beklerken yanıma melissa geldi.
İlk başta fark etmemiştim ama "daha iyi misin" diyince anladım.
Onunla konuşmayı hiç istemiyordum ama konuşmasam daha da üzüleceğimi de biliyordum.
"Yürüyemiyorum ve biraz ağrıyor. Onun dışında iyi sayılırım"
"Üzülmüş olmalısın"
"Beni anladığını düşünmüyorum melissa. Hiçbir zaman da anlamadın" Ve evet. Gerçekten de bunu söylemiştim.
Az önce bana bakan gözlerini düşürmüş üzgünce yere bakıyordu.
Çok şükür onu üzdüğümü anladığımda "Hey meli-"
Sözümü devam etmeme zaman bırakmadan eliyle sus işareti yapıp yanımdan öylece kalktı.Hiç bir şey demeden kalkmıştı. Onu üzmüştüm. Sakatlanmıştım. Ve maçı kaybetmiştik.
Her şey üst üste geliyordu. Bunu düşünmeye fırsatım olmadan fizyoterapistimiz geldi ve beni ayağa kaldırıp soyunma odasına götürdü.
Artık otobüse gitmemiz gerekiyordu.
Üstümü değiştirip sweatshirt ve eşofmanımı giyip kapüşonumu kapatmış handeyi bekliyordum. Hande de geldikten sonra dışarı çıkıp otobüse bindik.
...
Evet farkındayım aşırı saçma ve sıkıcı bi bölüm oldu :(
İstediğiniz sahneler varsa dm den yazabilirsiniz diğerlerine spoiler olmasınn
Yeni bölüm yarın yada bu gece gelir büyük ihtimal<3 ben kaçtım xxxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful liar | melissa vargas
Fanfiction"Let's not kill the karma Let's not start a fight It's not worth the drama For a beautiful liar"