Elimi yüzümü yıkadım ve dışarı çıktım. Zorba çocuklar kapının önünde beni bekliyordu. Zayıf olmasaydım hepsini dövecektim ama çok güçsüzdüm. Öğretmenlerden birisi çocukların yüzüne bakıp hadi işareti yaptı. Hepsi birden özür dilediler ve konu burada kapandı.
Ben hiç mutlu olmayacağım değil mi? Her günüm böyle kötü mü geçicek?
-"Evet"
Elime sıcak çikolatamı aldım ve okulun arka bahçesinde bulunan mavi banka geçip oturdum. Diğer elimde de yeni başladığım kitap. Okumaya başlamak için sabırsızlanıyordum. Kaldığım sayfayı açtığımda birden yanıma Ceren geldi. İki sene önce küçük bir hoşlantı hissettiğim o esmer ve güzel kız.
Ceren;
- "Selam."-"Se... Selam."
Kızın güzelliği beni benden alıyordu. Karşısında konuşamıyordum bile.Nasılsın niye sorduğunda iyiyim dedim ama iyi değildim. Aslında çok berbat durumda olduğumu o da biliyor ama beni mutlu etmeye çalışıyordu.
Elimde kitabı aldı ve incelemeye başladı. Daha önce okuduğunu ve çok beğendiğini söyledi. Hemen lafını bölüp "dur sakın spoiler verme!" dedim. En nefret ettiğim şeydi birisinin spoiler vermesi. Kitabı elime doğru uzattı. Kitabı elime alırken ellerini bilerek ellerime değdirdi. Bir kaç saniye temas da bulunduk. Çok güzel bir histi. Sanki zaman durdu her şey sustu sadece o an vardı. Sonra "görüşürüz" dedi ve yanımdan kalktı. İçimde hafiften kelebekler uçuşmaya başlamıştı. Eve evet sanırım aşık oldum ben.
Ceren artık hep gözümün önünde canlanıyordu. Gözlerini tıpkı gökyüzünü anımsatıyordu. Çok masum bir kız.
Kitabı okuyamadan zil çalmıştı. Sınıfa geçtim, sırama oturdum. Üç sıra önmde oturuyordu Ceren. Artık sınıftaki odak noktam oydu. Sarı saçları çok güzeldi. Okul çıkışı okulun önünde bulunan kafeye davet ettim. Davetimi kabul etti. Okulun bitmesi için sabırsızlanıyorum, bir an önce kahve içip konuşmak istiyordum.
Son dersin zili çaldı. Hemen Ceren'in yanına gidip "hadi gidelim" dedim. Aşk konularında çok iyiyimdir. Tam 3 sene öncesine kadar çok güzel bir hayatım vardı. Neyse şuan bunları düşünmenin zamanı değil.
Okuldan çıkıp kafeye vardık. Kahvelerimizi söyleyip sohbete başladık. Ders, hayat ve okul hakkında konuştukdan sonra sıra geldi aşka. Aşk hayatın nasıl diye soru yönelttim. "Şuanlik bir şey yok" diye cevapladı. Aynı soruyu bana yöneltti. Bende "benimki de aynı bende de bir şey yok" diye cevapladım.
Kızın telefon numarasını ve instagram'ını aldım. Fıstık gibi bir kızdı bunu asla kaçıramam.
Belki bu kız benim hayatımı tekrar eskisi gibi yapabilir. Eski neşem, mutluluğum yerine gelir belki.
Ceren'le biraz daha sohbet ettikten sonra hesabı ödeyip kalktık. Onun evine kadar ona eşlik ettim. Evlerinin yakınına gelince durduk ve birbirimize bakıştık bir kaç saniye. "Burdan gerisini gelme ben tek gitsem iyi olur" dedi. Tamam deyip tam gidecekken yüzüme yaklaştı ve yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Sonra utanıp hızlı adımlarla evine gitti. Ben ise yolun kenarında karşıya baka kaldım. Çok mutluydum ve şuan şaşkınlık geçiriyordum. Kalkıp hızlı atmaya başladı... Şoku atlatıp evime doğru gittim.
Eve gittiğimde kapıda annem karşıladı. Yüz ifadesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu. Haber vermemiştim. Biraz söylendikten sonra odama geçtim. Bu kız resmen beni mutlu ediyordu. Hastalığımı bile unutturmuştu.
Çalışma masama geçip şiir defterimi açtım ve şiir yazmaya başladım. Uzun zamandır şiir defteri oluşturuyordum. Ceren'i düşünerek kelimeler dökülmeye başladı dudağımın ucundan...
"𝑴𝒂𝒗𝒊 𝒈ö𝒛𝒍𝒆𝒓𝒊𝒏𝒊 𝒈ö𝒌𝒚ü𝒛ü𝒏𝒅𝒆𝒏
𝑺𝒂ç𝒍𝒂𝒓ı𝒏ı 𝒂𝒍𝒕ı𝒏 𝒔𝒂𝒓ı𝒔ı𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒂𝒍ı𝒈ı
𝑮ü𝒛𝒆𝒍 𝒔𝒆𝒗𝒅𝒊ğ𝒊𝒎
𝑯𝒂𝒚𝒂𝒕ı𝒎ı 𝒃𝒂ş𝒕𝒂𝒏 𝒂𝒔𝒂𝒈𝒊
𝑮ü𝒛𝒆𝒍𝒍𝒆ş𝒕𝒊𝒓𝒎𝒆𝒏 𝒅𝒊𝒍𝒆ğ𝒊 𝒊𝒍𝒆..."Akşam yemeğini yemek için ailece yemek masasında toplandık. Babam her zamanki suratsız haliyle idi. Annem ise hâlâ bana karşı sinirli yüz ifadesini değiştirmemişti. Annem bugün eve geç geldiğimi hemen babama söyledi. Şuan çok sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Ellerini yumruk yapmış bir şekil hâlinde bana "Niye geç geldin eve?" dedi. Sevdiğim kızla vakit geçirdim diyemezdim. Okulda biraz işlerim var dedim. Ama inanmadı, sesini yükselterek tekrar aynı soruyu yöneltti. Bu sefer hiç bir şey söylemeyip yemek yemeye başladım. Ayağa kalkıp kolumdan tutup kaldırdı ve duvara yasladı. Elleri boğazımdaydı. Çok fazla sıkıyordu, nefes almakta zorlanıyorum. Ölmek üzereyim. Annem oturduğu yerden sırıtıyordu. Git gide ağrılar fazlalaşıyor. Bedenimi kurtarmaya çalışıyordum ama olmuyor gücüm yetmiyor. İçimden kesin öleceğim derken bıraktı. Hızlıca odama geçip kapıyı kilitledim. Gözlerim şelaleye dönmüştü ağlamaktan.
Kulaklığımı taktım ve son ses müziği açtım.
Genellikle ağlarken bu şarkıyı dinlerdim...
Bugün ne güzel uzun zaman sonra mutlu oldum diyordum ama bu mutluluk saatlikmiş. Kiralık mutluluk misali. Hiç bir zaman size hakkımı helal etmeyeceğim.
Ağlarken bile aklımdan çıkmıyordu Ceren. Onu çok sevdim. Aşırı bağlandım, hiç bir zaman yanımdan ayrılmasını istemiyorum ama az bir zamanım var. Kısa bir süre sonra öleceğim onu yalnız bırakmak istemiyorum. Onunla vakit geçirmek öyle güzel bir şey ki anlatılmaz yaşanır diyebilecek kadar güzel...
Masaya geçip şiir yazmaya devam ettim. Ama bu sefer aşk temalı değil. Tema ölüm!
"ᴋᴀʀᴀɴʟıᴋ ʙɪʀ ᴋᴜʟᴜʏᴀ ᴋᴏɴᴍᴜs, ɪɴsᴀɴ
ᴋᴇғᴇɴᴇ sᴀʀıʟᴍs ᴏʏʟᴇᴄᴇ
ᴅᴏɢᴀʀᴋᴇɴ ᴀᴅ ᴋᴜɴᴅᴀᴋ
öʟüʀᴋᴇɴ ᴀᴅᴀ ᴋᴇsᴇɴ
...
ɴᴇғᴇsɪᴍɪɴ ᴛüᴋᴇɴᴅɪğɪɴɪ ʜɪssᴇᴅɪʏᴏʀᴜᴍ
sᴏɴ ᴀɴʟᴀʀıᴍ sᴀɴᴋɪ ʙᴜ ᴀɴʟᴀʀ
sᴀɴᴋɪ ᴅᴇğɪʟ...
ʏᴏᴋ, ʙöʏʟᴇ ʙɪʀ ɪʜᴛɪᴍᴀʟ
...
ᴄᴀɴɪᴍ ɢɪᴅɪʏᴏʀ sᴜ ᴀɴ
ᴇʏ öʟüᴍ
Sıʀᴀ ʙᴀɴᴀ ɢᴇʟᴅɪ ᴅᴇᴍᴇᴋ
ᴏɴᴄᴀ ᴜğʀᴀşᴛıᴋᴛᴀɴ sᴏɴʀᴀ ʏᴀsᴀᴍᴀᴋ ɪçɪɴ
...
sɪᴍᴅɪ ʙᴜɴᴀ ɴᴇ ɢᴇʀᴇᴋ
sᴇɴ, ɴᴇ sᴏʏsᴜᴢ ʙɪʀ ᴋᴀʀᴀɴʟıᴋsıɴ ʙöʏʟᴇ
ɢᴇɴçʟɪğɪᴍɪɴ üᴢᴇʀɪɴᴇ çöᴋᴇɴ
ɴᴀsıʟ ʙɪʀ ʏᴀğᴍᴀÇ"Alarm'ın sesine uyandığımda masada uyuduğumu fark ettim. Hızlıca kalkıp hazırlanıp okula gittim. Sınıfa geldiğimde mavi gözlümü gördüm, işte doğdu güneşim. Zil çalmasına daha vardı. Yanına gidip oturmak, onunla konuşmak istiyordum ama bunu yapmak için daha erkendi sanırım. Yerime geçip onu izlemeye başladım. Onu izlerken bir an arkasına dönüp bana baktı. Onu izlediğimi fark etti. Gözlerimi başka tarafa çevirdim hızlıca.
Yanıma gelip oturdu ve pozitif bir şekilde "Günaydın" dedi. Günaydın deyip "Nasılsın?" dedim. Tebessümle "İyiyim, sen nasılsın?" deyip güzel bir sohbet geçti aramızda. Hoca sınıfa girdiğinde yanımdan kalkıp sırasına gitti. Şuan aşık olmaktan kendimi aptal hissediyordum ama çok güzel bir duyguydu.
Teneffüs zili çalınca yanına gittim. Kantine gitme teklifinde bulundum, kabul etti ve gidip içeceklerimizi alıp bir masaya oturduk. Birbirimizi tanımak adına birbirimize sorular sorduk. Burçlardan çok iyi anlıyordu. Hemen benim burcumun özelliklerini saymaya başladı. Ben hiç anlamadım hatta burçlara pek inanmam. Sohbetimiz tam derinleşirken Songül hoca geldi yanımıza. Çok enerjik bir şekilde konuşmaya başladı bizimle. Sonra bana göz kırpıp yanımızdan ayrıldı. Zil sesini duyunca yerimizden kalkıp sınıfa doğru yol aldık. Merdivenleri çıkarken birden başım dönmeye başladı. Gözlerim karardı. Önümü giremiyorum. Birden bayıldım, yere düşüp merdivenlerden yuvarlandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
Teen FictionSevilmeyen, zorbalığa uğrayan, nefret duyulan birisi olacağım. Ben bu azabı çekmek istemiyorum. Yardım eli uzatacak kimsem yok... Bu savaşı kaybedeceğim.