5

892 141 142
                                    

kimse bana hangi elementi temsil sormadi ama ben soyliyim toprak😪

NEYSE

satir arası yorum görmek istiyom üzmezsiniz bence beni 💖🎀

çok az texting ve orta uzunlukta bir text yazdımBENCE EĞLENCELİ Bİ BÖLÜM OLDU

iyi okumalAAAARRRr

-------

-------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kırmızı saç tutamlarım iki omzumdan aşağı sarkarken, lacivert ceketimi ekoseli eteğimin ve beyaz gömleğimin üzerine geçirmeden önce ulusumu temsil eden kırmızı renkli kravatı boynuma doladım. Aynanın önündeki masada duran ateş broşumu da kalbimin üstündeki küçük cebe takarken yanıma yaklaşan Jennie, benim aksime henüz hazırlanabilmiş gözükmüyordu.

Gözlerini zar zor açan Jennie, dağınık turuncu saçlarını parmakları yardımıyla geriye tararken tavşanlı pijamaları eşliğinde yatağımın hemen yanındaki yatağında oturdu. Bakışları üzerimde gezinirken birazdan yönelteceği soruyu önceden tahmin ederek konuşmasına gerek bırakmadan cevapladım.

"Bu kadar erken hazırlandım çünkü bugün doğu kanadının ikinci kat nöbetçisiyim. Bu iğrenç zorunluluğu sevinçle karşılamak pek benlik olmasa da mutluyum. En azından gün boyu okul işleriyle uğraşacağım da şu mavi kafalı ahmağı görmeme gerek kalmayacak."

Karşılık olarak çıkardığı mırıltılar sonrası oturur pozisyonda olduğu yatağına uzandı ve zar zor açık tuttuğu gözlerini huzurla yumdu. Bakışlarımı ondan alarak yüzüme düşen saç tutamını kulağımın arkasını sıkıştırdım ve aynadaki görüntümü son kez kontrol ettim. Akademideki makyaj yasağını yok sayarak sürdüğüm rimel ve dudak parlatıcısı fazla sorun teşkil ediyor gibi görünmüyordu. Eteğimin kısalığı da yerindeydi, herhangi bir öğretmenden azar yememe neden olmazdı.

Her şeyin normalliğinden emin olduğumda askılıkta duran nöbetçi öğrenci kartını boynuma asarak yatakhaneden ayrıldım. Merdivenlerden inerek ana salonumuza geçiş yaptığımda birkaç uyanık, tanıdık simaya selam vererek Ateş yurdunun çıkışına adımladım.

Yüksek camlardan sızan yeni doğan güneşin ışığı ve açık camlardan gelen kuş sesleri boş ve sessiz koridoru canlandırıyordu. Güzel bir sabah gibi gözüküyordu. Bu güzel sabahı ise güzel bir kahvaltıyla taçlandırabilirdim.

Kahve içmeye vaktim olup olmadığını öğrenmek için bakışlarımı kol saatime çevirdim. Yedide nöbet yerime geçmem yeterliydi ve belli ki hala vaktim vardı. Doğu kanadına giden adımlarımı aksi yöne çevirip zemin kattaki kafeteryanın yolunu tuttum. 

Sert bir kahve, yanına ise en sevdiğim ateş keklerinden alırdım. Doğu kanadının sahip olduğu deniz manzarası eşliğinde, derslerden ve Jungkook'tan uzak harika bir gün geçirme şansım vardı. 

lovebenderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin