Jungkook'un sunağına vardıkları zaman orada bekleyen 3 omega kız 2 omega erkek daha gördüler. Jimin 3'ünü daha önceden Jungkook'un peşinde görmüştü ve hatta biri Miree'ydi. Ama diğer 2si yeniydi. Tam 5 kişi Jungkook'la bir gece geçirmek umuduyla kapısında bekliyordu. Eh Jimin'le beraber 6. Piç Jungkook.
Taehyung Jimin'e sardığı örtülerden çıkmamasını tembih ederek öne atıldı ve diğer 5 omegaya doğru konuşmaya başladı.
"Jungkook bugün gerçekten çok yorgun geliyormuş ve çok sıkıştırılmak istemiyormuş. O yüzden bugünlük sadece yan yana oturup sessizce onu bekleyelim. Birisini seçerse zaten aramızdan seçer değil mi?" Diyerek diğer omegaların mırıldanmalarına rağmen herkesi tek bir çizgi halinde yan yana oturttu. Jimin de en sona oturdu. Tabii kafasındaki örtülerle.
Ama Jimin'in de Taehyung'un da çabalarının saklayamayacağı bir şey vardı ki o da Jimin'in kokusu. Taze lavanta gibi kokardı Jimin ama Allah'tan omegaların burnu diğer omegaların kokusuna hassas değildi bu yüzden kokusundan tanımazlar diye düşünüyorlardı. Tabii Jungkook bir omega değildi ve Jimin'in kokusunu tanırdı. Ki tanıdı da. Birden zaman durdu.
Karşılarında avdan gelmiş, saçı başı dağılmış, güçlü alfa feromonlarıyla birlikte bütün haşmetiyle Jungkook duruyordu. Şok içinde. Gözleri tamamen Jimin'e kenetliydi. Jimin de geri adım atmaya niyetli değildi bu yüzden göz temasını kesmedi. Jungkook ardından yanındaki Yoongi'ye birkaç şey söyleyip arkasını döndü ve hızlı adımlarla çadıra girdi. Sunaktan kimseyi seçmemişti.
Herkes aralarında nasıl yani falan diye konuşurlarken Yoongi lafa girdi.
"Jungkook çok yorgun olduğu için bugün kimseyle görüşemeyecekmiş. Herkes evlerine dağılabilir."
Bunu diyince Taehyung da Jimin de şok gözlerle birbirlerine bakıyorlardı ki yanlarında Yoongi bitti.
"Jimin burada ne yapıyorsun?! Buraya gelmenin ne anlama geldiğini bilmiyor musun? Hemen arkadan çıkın kimse sizi görmeden." Diye Jimin'i önce ayağa kaldırdı ardından çıkışa doğru iteledi. Taehyung da tam Jimin'in koluna girip yola düşecekken Jimin hiç yerinden hareket etmeden konuştu.
"Ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Bir cevap vermeden de gitmeyeceğim."
Hem Yoongi hem Taehyung şok içindeydi şimdi.
Yoongi konuştu. "Jimin, ne dediğini bilmiyorsun. Jungkook'un sunağı diğerlerininki gibi değil. Gel gidelim sonra konuşuruz. Jungkook seni evine bırakmamı söyledi."
"Jungkook o zaman bana bir cevap da verebilir. Yoksa o ortaya çıkana kadar bağırayım mı?"
Ölüm sessizliği çöktü bu üçlünün üzerine. Jimin'in bakışları keskindi ve vazgeçmeye hiç niyeti yok gibiydi. Ağzını açışını da ikili şokla izledi.
"JUNGKOOO-"
Jimin birden ağzı kapatılmış kolundan tutulmuş bir şekilde kendini Jungkook'un çadırına sürüklenirken buldu. Jungkook onu gördüğü en vahşi ve sinirli halinde Jimin'i çadırın içine doğru itti.
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN? BU SAATTE BURADA NE İŞİN VAR?"
Jungkook kendi gibi gözükmüyordu. Gerçekten yorgun olduğu belliydi ve gözlerinde Jimin'in daha önce hiç görmediği bir ışık vardı. Ama en azından gözlerinin içine bakıyordu ve Jimin artık gerçekten bu konuşmaya çok hazırdı.
"Diğer herkes gibi sunağa geldim. Gelemez miyim?" Dedi çok sakin bir ses tonuyla. Jungkook ise hala çok sinirliydi.
"Ne demek sunağa geldim? Benim sunağımın ne anlama geldiğini bilmiyor musun? Ya biri seni burada görürse? Ne olacak o zaman?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Take Two | Jikook
FanfictionPark Jimin'in kendisinden 6 yaş büyük bir alfadan hoşlanmak gibi sorunları vardı. Ve bu konuda da hiçbir şey yapamıyordu çünkü bahsettiği alfa abisinin en yakın arkadaşı ve klanlarının en büyük savaşçısı Jeon Jungkook'tu. O da kendisini hediye olara...