Fener event'ının üçüncüsünden spoiled içerir (hangi yama unuttum) ve uymayan yerler varsa kusuruma bakmayın
Aether, bütün akşam Hu Tao'nun düzenlediği harika akşam yemeğinde bolca eğlenir, yer ve birini gözlemleme fırsatini en iyi şekilde değerlendirir. Yemek bittikten sonra herkes evlerine doğru yol alır. Zhongli, Xiao ve Aether küçük bir konuşma yapar. Aether, zhongli gittikten sonra Xiao ile küçük bir konuşma yapmak istiyordu ama Yaksha her zamanki gibi mesafeliydi. Basit bir vedadan sonra karanlık dumanlarla gözden kaybolur. Aether iç çekerek konuşur
"Gerçekten... sadece onunla biraz zaman geçirmek istiyorum ama o ili firsatta ortadan kayboluyor... pekala o zaman ben de istediğimi yapicam"
Aether, yanındaki küçük peri, namı değer acil durum yiyeceği ile Whangshu hanına gider.
Verr'e bir selam vererek hızlıca mutfağa iner. Onun kullanmasına her zaman izin verdikleri için bir problem yoktu. Habersiz ziyaretinin telafisi olarak, biraz tofu hazırlamak Xiao'yu biraz yumuşatirdi değil mi? Malzemeleri tezgaha koyarak çoktan hafizasina kazıdığı tarifi hizlyica yapar. Biraz süsler ve şaheserine gururla bakar. Tabağı alarak en üst kattaki terasa çıkar. Tam karşısındaydı, arkasını dönmüş manzarayı izliyordu
Aether yavasça yaklaşmak istese de bunu başaramamişti. Yaksha kıpırdamadan konuşur
"Sadece bana seslenebilirdin, Aether. Gizlice yaklaşmaya çalişma bir dahakine"
Arkasını dönerek altın sarisi gözleriyle Aether'e bakar. Soğuk ve sert gözlerdi. Ama içten içe karşısında duran sarısını görmenin mutluluğuyla doluydular. Bu gün için ona minnettardı. Karanlık ve onun aklından çıkmayan düşünceleri bir nebze azaltmiştı
"Ah... tekrar başaramadim huh? Pft bu normal, Adeptus Xiao'ya yaklaşmak tabiki kolay değil~"
Paimon mutfakta kaldiği için Aether daha rahattı. Onun bir parçası olan gülümsemesi ile Xiao'ya yaklaşır ve tabağı uzatır
"Xiao, bu akşam benimke fenerleri izler misin? Şehire gitmeyi sevmediğini biliyorum, ama harika bir yer biliyorum. Sadece sen, ben ve belki de Paimon"
Adeptus tabağa bakar ve tabağı alır. Yavaşça yerken karşısındakini dinler. Reddet diye bağrıyordu içindeki dürtüler. Neden şehir olmak zorundaydı? Sadece burda ikisi olamazlar miydi? Bir lokma alıp yutar ve iç çeker
"Şehir olmak zorunda mı? Üstelik beni çağırırlar ise aniden gitmem olası. O yüzden yüzünü sonradan asma"
Xiao tabağini yavaşça bitirirken Aether'in yüzündeki gülümseme yayılmıştı
"Evet. Inan bana harika bir yer. Ve hiç sorun değil! Sadece 10 veya 15 dakika. Sonra istediğini yapabilirsin. Yarım saat sonra şehrin en kenarindaki yapinın en tepesi"
Sonra da hızlıca terastan iner. Onunla olucak olmasina bu kadar mutlu muydu? Ölümlüler tuhaftı... küçük şeylere mutlu olurlardı. Ama Aether ölümlü değildi teknik olarak... kafasini sallayarak kendini düşüncelerden arındırmaya çalışır. Eğerr onu düşünmeye başkarsa bunu kontrol edemiyordu
Yarim saat sonra
Xiao çoktan çatıya çıkmış, erken salınmış fenerlere bakıyordu. Ardından küçük peri ve sarışının tartışmasını yavaşça duyar
"Senin yüzünden az daha fener alamıyorduk paimon! Biraz az ye- oh Xiao! Erken... aslında tam zamanında gelmişsin"
Aether hızlıca en tepeye tırmanır ve Xiao'nun yanına oturarak geceyi aydınlatırcasina gülümser
"Evet, erken gekmel daha iyi olur diye düşündüm. Dilek mi diliceksiniz?"
"Dilek dilicez. Sen, ben ve paimon"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Xiaether Oneshots(?)
FanfictionAklima gelen rastkele küçük kurgular olucak. aklımdan çıkmiyolar bari yazim dedim. kısa veya uzun karışık