🩵
Zor değil mi bir kız olarak dünyada yaşamak ?
Spor salonundan yeni çıkmıştım. Yorgun ve bitkindim. Son zamanlarda kendimi spora çok kaptırmıştım. Nefesim artık spor serüvenine yetişemiyor olacak ki karnımın yan tarafı bana işkence çektiriyordu.
Nefesimi düzene sokmaya çalışarak eve doğru yola koyuldum. Üniversite 3. sınıftım ve hayatımı düzene koymaya çalışıyordum. Bunca zaman çok fazla arkadaşım olmuştu. Genelde herkesle iyi anlaşırdım. Onları dinler sorunlarına çözüm bulurdum. Gerçi karşılık bulamazdım. Her zaman dışlanan taraftım ve bunu da anlamazdım. Ayılmam biraz uzun sürdü. Ama artık ne istediğimi bilen güçlü bir kadındım.Eve vardığımda kapıdan girer girmez garip bir koku beni karşıladı. Saat akşam beşdi ve Gökhan çoktan eve gelmiş olmalıydı. Ayakkabıları kapının önündeydi fakat koku onun kokusuna hiç benzemiyordu
"Gökhan!"
Ses gelmedi.
Yatak odamızin tam önüne geldim. İçeriden garip sesler geliyordu. Kapıyı çaldığım an içeriden bir inleme sesi geldi. Daha fazla beklemedim ve kapıyı sonuna kadar açtım. Görmeyi beklediğim manzara kesinlikle bu değildi. Gökhan sarışın bir kızla bizim yatağımızdaydı. Gökhan aniden ayağa kalktı ve yanıma geldi.
"Aşkım gerçekten görüldüğü gibi değil"
Sinirden güldüm"Gökhan ben seni zorla çıkarmadan evimden defol git"
" Beni dinlemeden hiçbir yere gitmiyorum Lyra "
Gür sesiyle bu söyledikleri beni çileden çıkarmaya yetmişti. Aniden yüzüne tüm hıncımı çıkarırcasına sert bir yumruk geçirdim ardından da yakasını tuttuğum gibi onu kapının önüne surukledim." Pislik herif bir daha gözüme gözükme. Bir sonraki hamlem saadece bir yumrukla kalmaz!"
Arkadan bana bakan yellozu görünce üzerine doğru yürüdüm ve saçlarını cekistirerek onu da dışarı postaladım.
" Ay napıyosun bee manyak kadın"
Biraz daha konuşursa manyak kadın kim gösterecektim ben ona.Kapıyı sertçe suratlarına kapattım ve kitledim. Belli olmazdı bu manyaklara.
Ellerimi saçıma geçirip sakinleşmeyi bekledim. Gökhan benim ilk sevgilimdi ve ilk sevgilim tarafından aldatılmıştım. Üstelik kendi yatağımda. İnanılır gibi değildi. Kendimi toparlayınca yatak odama gittim ve etrafı toplamaya karar verdim. Sanırım yatağımı değiştirecektim.Evet kesinlikle yeni bir yatak almanın zamanı gelmişti.
Üstten odayı topladım ve boğulmuşcasına kendimi odadan dışarı attım. Hâlâ rahat nefes alamıyordum. Paltomu ve çantamı alıp dışarı çıktım. Üzerimde spor kıyafetlerim vardı ama paltom yeterince kapatıyordu. Evimin yakınındaki sahile gittim ve bir şezlonga uzandım.
Dehşet yorulmuştum. Son 3 saattir müthiş bir tempo içindeydim. O son darbe fena sarsmıştı beni. Gözlerimin kapanmasına izin verdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Yüzüme çarpan sıcak bir nefesle gözlerimi hızlıca açtım ve önümdeki yabanciya sert bir yumruk geçirdim. Yüzü acımış olacak ki inleme sesiyle yüzünü bana çevirdi.
" Her gördüğünüz yabancıya böyle yumruk atar mısınız?"
Sesi kulaklarıma geldiğinde etkilendim. Sesi güzel değil yakışıklıydı. Yüzüne yakışan eşsiz sesi beni bi an afallattı."Her gördüğünüz insana uykusunda böyle yaklaşır mısınız?"
Söylediklerim onu bı anlığına bozguna uğratsa da altta kalmadı" Yüzünüzde kafam kadar böcek vardı hanımefendi. Teşekkür alacağım yerde yumruk yemem hiç adil değil."
Böcek mi? Böcekten gerçekten çok korkardım. Hatta şuan ona minnettar bile olabilirdim. Fakat bu attığım yumruktan pişman olacağım anlamına gelmiyordu.
"Teşekkür ederim"
Özür dilemeyecektim. Bu zamana kadar çok kişiden dinlemiştim. Pişman olan yine hep ben olmuştum.Konu geçiştirmek ister gibi gülümsedi. Gülümsemesi çok güzeldi. Kusursuz bir yüzü vardı. Düz burnu yüzüne çok yakışıyordu . Hafif uzun dalgalı saçları ıslaktı ve anlına düşüyordu. Köşeli bir yüzü ve gülünce oluşan gamzeleri vardı. Bu adam tanrının varlığının bir kanıtı kadar güzeldi.
Ansızın "Saçların neden ıslak" diye sordum. Bu soğuk havada denize girmiş olamazdı değil mi?"Denizden çıkalı çok olmadı " dedi.
Gerçekten girmişti." Bu soğuk havada seni denize sokan şey ne?"
Neden girdiğini merak etmiştim. Aklı başında olan biri hava 12 dereceyken denize girmezdi değil mi?" Seni bu soğuk havada spor kıyafetleriyle denize getiren sebep neyse benimki de o." dedi.
Hadi ama o da mı aldatılmıştı. Bu kadar kusursuz ve kaslı birini aldatmak o kadar kolay olmamalıydı. İçimi okumuş gibi :" Hayır aldatılmadım dedi"
E yuhh! Bu adam aldatıldığımı nereden biliyor?
"Sen nerden...""Sevgili..."
" Eski sevgilimi"
"Eski sevgilini dışarı postalarken seni gördüm. Üstelik yanında sarışın bir kızla."
Umarım bir tane de sen çakmışsındır!
Yüzümün asıldığını görünce"Bana attığın yumruğun daha sağlamını atmışsın belli. Şişmişti."
Kendimi tutamayıp kıkırdadım. O da güldü benim ardımdan. O eşsiz gamzelerini yine görmüştüm. Daha sonradan kendimi toparladım ve:
" Elim ağırdır yüzen çocuk bana bulaşmasan iyi olur."
O da bir anda ciddileşip" Bu son karşılaşmamız olmayacak uykucu kız." dedi ve taburesinden ayağa kalkıp benden uzaklaştı. Ne demek son karşılaşmamız olmayacak. Adını bile bilmediğim bir çocuğu bir daha göreceğimi sanmıyorum.
Yerimden doğrulup evimin yolunu tuttum. Çok garip hissediyordum. Aynı zamanda kafam çok karışıktı. Kimdi bu yabancı. Bunları düşünerek eve ulaştığımda kapıda Nermin Teyzeyi gördüm. O da beni görünce koşarak yanıma geldi.
" Lyra kızım sana söylemem gereken bir şey var ama sakin ol olur mu?"
Endişelenmiştim. Yüzüm şaşkın bir ifadeye bürününce:"Dedeni 3 saat önce kaybettik kızım. Başın sağolsun."
Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bir tek dedem kalmıştı. Sevdiğim bir tek dedem kalmıştı. Hayat onu da benden alıp götürmüştü. Acımasızdı. Hayat bazen gerçekten çok acımasızdı. Küçükken anne ve babamı alması yetmiyormuş gibi dedemi de almıştı. Daha tepki veremeden gözlerim karardı. Tam yere düşecektim ki iri kollar bedenimi sardı ve düşmemi engelledi." Çabuk ambulansı ara babaanne!"
Duyduğum son ses buydu ve bu ses yüzen çocuğun sesinden başkası değildi.
🩵
Hikayemin ilk bölümünü yayınlamış bulundum. Umarım sevmişsinizdir. Beğenmeyi unutmayın sevgili okurlarım:)