Bölüm 4: Kaçış

8 1 0
                                    

                              🩵

Vega yanımda uyuyordu. Yaklaşık üç saattir aynı pozisyonda oturuyordum. Olanları algılayamamıştım. Yanımdaki adam uyanır uyanmaz ona soracağım sorular vardı. Çok yorulmuş olmalıydı. Kuruyan boğazıma çağre olarak mutfağa su içmeye gittim. Bardağa suyu doldurur doldurmaz bir çığlık sesi kulağıma geldi.

  "Aaaayyyy manyak herif kalk be üstümden!" Vega'nın bana bahsettiği arkadaşları olmalıydı.

"Ayla gözünü seveyim sessiz ol. Saat daha çok erken uyuyayım biraz."  Adını öğrendiğim bu kız biraz sinirli gibiydi.

"Poyraz üstüme çıkmışsın resmen 90 kiloyu nasıl taşıyabilirim?" Ayla'nın bağırarak söyledikleri kıkırdamama sebep oldu. Çok geçmeden yanlarına gittim. Gerçekten de Poyraz Ayla'nın üstüne çıkmıştı ve uyumaya çalışıyordu. Ayla beni görür görmez Poyraz'ı tek bir hamlede yere attı.

"Sen istedin!" hâlâ sinirliydi.

Yanıma gelip "Gunaydın Lyra ben Ayla." Sıkmam için elini uzattı. Elini sıktım ve "Memnun oldum"dedim sevecen bir ifadeyle. Bu kız hoşuma gitmişti. Poyraz oflayarak yerinden kalktı.

"Kızım bu güç nerden geliyor yaa!" Ayla gözlerini devirdi. Ardından Poyraz "Ben Poyraz bu arada. İkimizde Aras'ın arkadaşıyız." Onun da elini sıktım "Memnun oldum." dedim yine gülümseyerek. Ardından arkadan bir ses geldi.

"Ne bu gürültü tantana. Bir sabah rahat uyanamayacak mıyım ben?"
Vega uyanmış yanımıza gelmişti. Uyku mahmuru gözleri beni inceliyordu. Kafamı ona çevirdim ve ben de ona bakmaya başladım. Saçları terlemiş ve önüne düşmüştü. Üzerine giydiği siyah bol pantolon ve siyah kapşonlusuyla nefes kesici görünüyordu. Birden yanıma geldi ve elini anlıma koydu.

"Ateşin var uykucu kız. Gerçekten denize girmek zorunda mıydın?" sinirle karışık söyledikleri afallamama neden oldu. Çok da halsiz hissetmiyordum. Elini anlımdan çekti ve gözlerini benden kaçırarak Ayla ve Poyraz'a baktı. "Siz kahvaltıyı hazırlamaya başlayın geliyoruz biz şimdi." söyledikleriyle Poyraz kaşlarını çattı.

"E hani açıklama!"

"Yapacağım Poyraz. Kahvaltıdan sonra."
Dişlerinin arasından söyledikleri Ayla'nın göz devirmesine sebep oldu. Ayla tam ağzını açacaktı ki Vega beni kolumdan tuttuğu gibi yatak odasına çekti. Sandalyeyi göstererek

"Otur." dedi.

Oturdum ve ne yapacağını beklemeye başladım. Elinde ilk yardım çantasıyla geldi ve pansuman aletlerini çıkardı.

  "Orada dur yüzen çocuk. Pansuman nasıl yapılır en iyi ben bilirim. Yaramın... Pardon senin sebep açtığın yaramın daha kötüye gitmesini istemem." söylediklerimle duraksadı. Fakat kısa sürdü.

"Emin ol benimkini de çok beğeneceksin uykucu kız." Kısık sesle söyledikleriyle durumu kabullendim. Daha fazla üzerine gitmedim. Kendimi onun ellerine bıraktım. Pansuman yaparken küçük bir elması yontar gibi dikkatliydi. Acımasın diye üflüyordu.

"Üflemene gerek yok acımıyor." Tabiki beni dinlemedi ve üflemeye devam etti. İşi bitince eşyaları topladı. Tekrardan yanıma gelince elinde ilaç vardı. Turuncu ilacı ve suyu bana verdi.

"Bunu şimdi, mavi ilacı da yemekten sonra iç."dedi

Klasik bir vitamin ilacıydı. İlacı içtikten sonra mutfağa gittik. Kahvaltı neredeyse hazırdı. Kimse konuşmuyordu. Aynı sessizlikle kahvaltımızı yaptık. Yemeğim bitince Vega'nın bakışları beni buldu. Gözleriyle masadaki mavi hapı gösteriyordu. Mavi hapı da içtim. Ateşim düşerdi birazdan. Ardından Ayla'nın sesi duyuldu.

MAVİ GÖKYÜZÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin