vagonlar

14 1 1
                                    

Liam önce Louis'nin söylediği yerden alınacakları almış sonra ise tren garına gitmek için evine uğrayıp bisikletini almıştı. Yanından hızla motorla geçerek üzerine su sıçratan adamın arkasından ağız dolusu küfretse de adam çoktan sokağın sonunda köşeyi dönmüştü.

Gözlerini kapatıp düşünmeye başladı. Çöplerden gelen pis koku onu son kez rahatsız ediyordu. Bu gece buradan bu mahalleden ayrılıyordu. Ailesinin evine bir daha gelmeyi bırakın onlarla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bile bilmiyordu. Telefonuna gelen mesaj bildirimiyle gözlerini açtı.

Louis: seni bekliyorum payno acele et trenin kalkmasına yarım saatten az kaldı.

Ben: biletleri bulduun!!!

Louis: acelen et sen düşünme bunları küçük adam.

Louis'nin ona küçük adam demesine gülerek telefonunu çantasının ön cebine koydu. Bir de telefonunu kaybetmek istemiyordu. Bisikletine atlayıp hızla pedalları çevirmeye başladı. 10 dakika boyunca son hız pedal çevirdiği için ter içinde ve yorgunlukla Louis'nin karşısına dikildiğinde dalgın bir şekilde bakan çocuğun gözleri hemen odaklandı.

Bir elini yumruk yaparak uzatıp "bu gece kurtuluyoruz." Dedi mavi gözlü olan. Liam da elini yumruk yapıp Louis'nin eliyle tokuşturdu ve "bu gece." Diye mırıldandı. Buradan kurtulmak için yıllardır bekliyorlardı. Özellikle Louis geçen sene liseyi bitirmesine rağmen Liam'ı tek başına bırakmamak için bir sene daha beklemişti. Ortaokulun sonunda ilk tanıştıklarında bu çocuğu korumak için kendine söz vermişti. Küçük kardeşi gibi sevmiş ve olmayan ailesinin yerine koymuştu.

Liam ise o kavgada Louis olmasaydı muhtemelen cansız bedeninin çıkacağını bilerek ona olan minnetini hiç bir zaman kaybetmemişti. Artık Louis'den daha iri ve güçlü olmasına rağmen Louis hala onu koruyordu her konuda. Gerçekten abi ve kardeşten öte olmuşlardı. Sürekli didişip birbirlerine laf soksalarda ya da eşek şakaları yapsalarda hiç bir zaman küsmez, küsseler bile bir saat bile geçmeden barışıyorlardı. Şimdi birlikte atıldıkları bu yeni macerada da kuracakları hayatlarının birbirleri üzerine olduğunu ikiside sesli söylemese de biliyorlardı.

Tren yaklaştığında sessizliği bozan Louis "payno aslında bilet bulamadım." Dediğinde Liam'ın yüzü bir anda donmuş ve korkuyla arkadaşının gözlerine bakmıştı. Louis onu sakinleştirmek için şakaya vurarak "korkak olma bu kadar. Gideceğiz. Trene girmek için bir yol biliyorum, sadece bana güven." Dedi. Liam ona güvenmenin her zaman iyi sonuçları olmasada bundan hiç vazgeçmezdi.

"Sen öyle diyorsan öyledir tommo." Diyerek omzunu patpatladı ve yükünü bir ayağından diğerine vererek "evet ne yapıyoruz?" Diye sordu. Louis parlayan gözleri ve sırıtmaya başlayan dudaklarıyla ona bakarken şimdiden kötü bir fikir olduğunu anladı. Bu Louis Tomlinson'ın zaten "sıçtık sıvamazsak ayıp olur" ifadesiydi. Çenesiyle vagonları işaret edip yük kısmına doğru yürüdü elindeki iki çantasıyla. Liam onun peşinden giderken kafasından geçenleri anlamıştı.

Yük kısmının kapısını açıp içeri atladılar. Kontrol olursa yakalanmamak için eşyaların arkasına geçtikleri sırada sarılı eşyalar arasında parlak bir motor ve motorun arkasında sırtını koliye yaslamış ayaklarını uzatan çocuğu görmeleriyle şaşırdılar. Liam kıkırdayarak "bizden başka beleşçiler de varmış tommo." Dedi. Louis de ufak bir hıh sesiyle güldü ve çocuğun gözleri kapalı olduğu için uyuduğunu düşünerek rahatsız etmemeye çalışıp köşeye geçtiler. Şehrin güneyinde elbette yük vagonunda kaçak yolculuk eden beleşçiler olacaktı.

Tren haraket ettikten bir süre sonra Louis sıkılarak sessizliği bozdu ve şarkı mırıldanmaya başladı. Liam da ona eşlik ederken uyuduğunu düşündükleri çocuk "sesiniz epey güzel burada harcamak yerine bir yarışmaya falan katılsanıza." Diyerek gözlerini açıp onlara döndü. İlk başta çocuğun dalga geçtiğini düşünerek rezil olduklarını sansalar da karanlıkta yüzü pek belli olmayan çocuk sırtını dikleştirerek "ciddi söylüyorum. Bir yarışmaya katılmak için yola çıktım ama arkadaşlarım vazgeçtiği için tek kaldım. Şöyle bir baktığımda sizde bu trene yalnızca bu bok kokulu şehirden kurtulmak için binmiş gibi görünüyorsunuz. Bana katılın. Şansımızı birlikte deneyelim." Dedi.

Louis ve Liam birbirine "ölmeyiz ya herhalde" bakışı attıktan sonra Liam çocuğa dönerek "denemekten zarar gelmez. Dediğin gibi elimiz boş." Dedi. Çocuk onları karanlığa alışmış gözleriyle süzdükten sonra "adım Zayn." Dedi. Louis kendini göstererek "ben Louis ve bu da kardeşim Liam." Dedi. Louis ne zaman bir yabancıyla tanışsalar Liam'ı güvende hissettirmek için kardeşi olarak tanıtırdı. Liam gülümseyerek başıyla onayladı.

Adının Zayn olduğunu öğrendikleri çocuk telefonunun flaşını açarak onlara doğru tuttu. Işıkla kısılan gözleriyle Liam "ne yapıyorsun amına koyayım!" Diye bağırdı. Çocuk flaşı tavana çevirip kimlerle grup arkadaşı olduğumu görmek istedim ayıcık çocuk." Dedi. Liam çocuğun samimiyetinden rahatsız olsa da Louis hafifçe gülerek "sen nesin Bollywood starı mı?" Diye sordu.

Liam bunu duymasıyla azalan gerginliği ile gülümsedi. Çocuk sesli bir kahkaha atarken "kesinlikle star olacağım kirpi çocuk." Dedi. Liam Louis'ye dönerek "çocuğun hayvan fetişi var sanırım." Dedi Louis kahkaha atarken Zayn yalnızca kıkırdadı.

Zayn'in "E siz neden buradasınız cidden?" Sorusuyla Liam üstünkörü boktan liselerini ve aile olamayan ailelerinden bahsetti. Ortam geçmişin acılarıyla soğurken Louis "seni buraya ne attı? Görünüşe göre güney yakalı değilsin. Bu motor güney yakasından villa alacak kadar pahalı. Neden yük vagonundasın?" Dedi. Zayn usulca gerilerek telefonundaki bildirimlere baktı. Kuzeyli olduğu her halinden belliydi ama babasının şirketi tüm şehirde hatta ülkede bilinirdi. Evden kaçtığı için soyadıyla işlem yapamazdı. Bilet alırsa korumaları hemen onu bulurdu. Zaynde kısaca nedeninden bahsettikten sonra evden neden kaçtığı sorulacağı için direkt o soruyu da "babam ve yeni ailesi bensiz daha mutlu olacaktır eminim. Bir kaç güne unuturlar bile. Bizde rahat rahat yarışmaya katılır ve yıldızlığımızın ilk adımlarını atarız." Dedi.

Liam ve Louis çocuğu onayladıktan sonra inecekleri yere kadar uyumaya karar verdiler. Vagon tamamen sessize büründüğünde Liam'ın aklında yalnızca bu üç bahtsız çocuğun buluşması ve birlikte bir gelecek yazması vardı. Daha önce kimsenin yanında şarkı söylememiş ve seslerine güvenmeyen iki arkadaş bu özgüvenli güzel çocukla birlikte bir anda adını bile bilmedikleri bir yarışmaya katılmak için anlaşmışlardı.

Olayın aniliğine hala inanamasada bu gece aralarında oluşan bağın gerçekten güçlü olduğunu üçü de anlamıştı. Ailelerinden yaralı çocukları yalnızca ailelerinden yaralı çocuklar anlar sözünün gerçekliği işte burada devreye giriyordu. Üç farklı çocuk üç farklı yara ama yaraların sebebi ortak.

Louis yeni çocuğa karşı Liamla ilk tanıştığı gün gibi hissediyordu. Onu da korumak istiyordu. Liam'ın yeri her zaman ayrı olsada bu çocukla da kardeş gibi olacağını düşünüyordu. Normalde insanlara karşı soğuk olsada bu çocuğun samimiyeti onu sevmesini sağlamıştı.

Liam ise daha farklı hissediyordu. Çocuk flaşı tavana tuttuktan sonra ışıkla parlayan ela gözlerinin çok güzel olduğunu düşünmüştü. Çocuğa yeni tanıştığı için soğuk davranmak istesede içi ısınmıştı bir kere.

Zayn saatler önce motoruyla birikintiye girip ıslattığı çocuğu tekrar görmesine şaşırmıştı. Tabiki ettiği küfürleri duymuş ve vagonda sesini duyar duymaz o olduğundan emin olmak için flaşını onlara doğrultmuştu. Diğer çocuk hakkında düşündüğü tek şeyse kendisini de Liam'ı sevdiği gibi sevmesini istemekti. Kardeş değilken kardeş olmuş bu iki çocuğa imrenerek gözlerini sıktı. Hiç bir zaman böyle bir arkadaşlığa sahip olmamıştı.

1031 kelime.
Gece 00.14
Umarım beğenirsiniz 🦖

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

lov♡ like this Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin