Bazen insan içine düşen boşlukla kendini tanımaya başlar .Bende bu boşlukla yazdım .iyi okumalar dilerim :)
12.04.2010
Telefon sesiyle uyandım ekrana baktığımda amcam arıyordu garipsedim çünkü genelde beni fazla aramazlardı
(Telefon konuşması)
+Alo kızım
-Efendim amca
+Kızım yengen gil gelip seni alıcaklar hazırlan
-Neden ki bir yeremi gidicez? anneme haber veriyim.
+Kızım annen gil evde değil farkında değilmisin ?
-Hayır daha yeni kalktım
+Sen hemen hazırlan
-Tamam amca
+Hadi kızım görüşürüz
Görüşürüz dememe kalmadan telefon kapanmıştı hızlıca üzerime siyah kazağımı ve eşorfman altımı giydim çantamı hazırladıktan sonra telefonum çalmaya başladı arayan yengemdi pencereden baktığımda aşağıdaydı
Aşşağı indim montumu, atkımı ve beremi alıp öyle çıktım .
Giderken çok konuşmadık ama içimden bir ses bana kötü şeyler olucağını söylüyordu . anneme defalarca mesaj atmıştım .Amcamın ofisine geldiğimizde beni görür görmez sarılmıştı
+amca bir şey mi oldu annem ve babam nerde , annem niye telefona bakmıyor, niye apar topar buraya geldik
-kızım...
+evet amca seni dinliyorum annem gil nerde
-Annenle.... Baban... +evet
-Annen ve abim onlar melek oldular.....
Dakikalar bir bir geçerken beynimde dönen tek cümle vardı onlar melek oldular. Nerde ve nasıl olduğu değildi aklımdaki son kez sarılamamamdı , son kez göremememdi ya da kalan insanlarda değildi aklım belki amcam dayım teyzem yengem vardı ama onlar yoktu işte yoktu .
Hani hep şikayet ettiğim televizyon sesi doldurmayacaktı kulaklarımı yada annem evden çıkarken elime bir şeyler tutuşturmaycaktı yada babam bana kızmaycaktı kimim kalmıştı ki şimdi neyim kalmıştı ki şimdi koskoca bir hiçlik
-2 saat sonra-
Artık annem yok muydu? Artık babam da mı yoktu ?
Hüngür hüngür ağlarken beni sakinleştirmeye çalışıyolardı , bişeyler söylüyolardıda lakin aklım almıyoduki
Çünkü;
aklım tek bir cümle ile dolmuştu
aklım ve kalbim tek bir cümleyle dolmuştu bu cümlenin tarifi ölümdü
-Dora Akaydan –
Ölüm sadece 4 harfliydi oysa ne çok şey vardı içeriğinde .Dora o gece'den sonra o içeriklerin içinde boğulmuştu.
Evet ölüm zordu belki ama son kez sarılamadan , son kez duyamadan , son kez öpemeden ,son kez göremeden en yakının olan seni hayata getiren insanları kaybetmek dahada zordu ...
Aklıda bir yerde bir ses vardı şarkı sözümüydü bu? yoksa bir kitaptan mı okumuştu? nerden gelmişti bu ses şimdi?
O ses diyordu ki:
Hüzün bize hayatın kırılganlığını, dünyanın faniliğini, bir şeylerin gelip geçiciliğini öğreten görkemli bir misafirdir.
Gözlerimi açtığımda gece yarısıydı yanımdaki loş ışığı açıp doğrulduğumda aynada kendimle göz göze geldim kendimi incelemeye başladım dağılmış saçlarım kızarmış gözlerim kurumuş ve çatlamış dudaklarım zayıflayan bedenin moraran göz altlarım vardı, artık toparlanmam gerekmezmiydi .
Her son yeni bir başlangıçtır derler . Peki ölüm nasıl bir başlangıçtır ki .