RÜYA

88 16 21
                                    

Çığlıklar atıyordum ama kimse duymadı. Sanki bir dehlizin ortasında boğuluyordum ama kimse kurtarmıyordu. Sonra onu gördüm bana gülümsedi ve elini uzattı "Seni çok özledim sevgilim" dedi. Tam ona elimi uzatıcakken bir kurşun sesi geldi sonra bir tane daha ve bir çığlık sesi korkudan ağlamaya başlamıştım. O yerde kanlar içindeydi vücudum sanki iğne batırılmış gibi acıyordu kafamı kaldırdım ve kan lekeleri ile yazılmış bir yazı " Hayatına devam et benden daha güzel seven birini bulman dileğiyle hoşçakal sevgilim" çığlıklar, siren sesleri,bağrışmalar...

Çığlık attığımı fark etmediğim bir halde ağlayarak uyandım. Korudan titriyordum. Gözlerimi açtığımda karşımda annem ve babam vardı. Uzun zamandır hep aynı kabusu görüyordum bunun için piskolog arkadaşlarımdan yardım bile almıştım ama hiç bir fayda etmedi. Onu kaybedeli 2 sene olmuştu ama ben onun gözlerini unutamadım,sesini, gülüşünü, bakışını, hiç bir şeyini unutamamıştım. Annemleri iyi olduğuma ikna edip odalarına yolladım. Saate bakınca saatin 05.10 geçtiğini anladığım an tekrar uyumak istedim ama yapamadım çünkü korkuyordum hemde deli gibi korkuyordum. 2 sene ya koskoca 2 sene boyunca hep onun hayalini kurdum, onu görür gibi oldum, güzelim diyişini duydum, ama hiç bir zaman ona sarılamadım.Ben Masal 18 yaşındayım İstanbul'da yaşıyorum. 2 yıl önce Hayatımın en berbat yıllarına başladığımı anladım Azad'ı kaybettikten sonra hayatım berbat ilerledi. Her seferinde kabuslarla uyanıyordum. Başım ağrımaya başlamıştı bunun acısıyla uyuya kalmıştım.
(...)
Sabah uyanınca elimi yüzümü yıkadım. Acele etmem gerekiyordu çünkü yine ve yine kızlarla buluşmaya geç kalmıştım. Üstüme siyah sweatshirt altına gri eşofmanımı giydim saçlarımı salık bıraktım yüzüme çok hafif bir makyaj yaparak hazır olduğuma inanarak annemlerin yanına yemeğe indim.

Aden'in ağzından;
Ben Aden 18 yaşındayım 2 sene önce hayatımızın kabusunu yaşadık. Duvardaki kan lekeleri, yazılan yazı, kayıp bir ceset... En değerlimizden birini kaybettik azad. Azad gitti hepimizin hayatı bitti. Hayatımızın kabusunu o gece yaşadık o çığlıkların içinde ayakta durmaya çalıştık oysa ki hayatımız bitmişti. Hepimiz büyük bir darbe yedik o gece karanlık içindeki çığlık sesleri, siren sesleri, hepsi birbirine karışmıştı. Dün gece masal hepimize yine aynı kabusu anlattı artık alışmıştık bu duruma her gece aynı kabuslarla uyanmaya...

Bu gün azad ı kaybettiğimiz gündü biraz moralimizi yerine gelmesi gerekiyordu çünkü hepimiz artık enerjisiz birer ruh gibiydik. Kızlara buluşucaktık onun için güzelce üstüme beyaz bir askılı altına siyah bir pantolon giydim saçlarımı at kuyruğu yapıp hafif bir makyajla kendimi yeniledim. Allah'ım gerçekten egolu değilim ama özene bözene yaralımışım yinemi güzelim be. Buluşma yerine gittim ama yine her zamanki gibi geç kaldılar. Artık alıştım be her seferinde geç kalıyorlar bu gurup için fazla sorumluluk sahibi biriyim. Onlar hazırlanana kadar sahaflara gitmeye karar verdim.

Amacım yeni bir kitaba başlamak değil bitiremiyceğimi biliyorum okuduğum kitaplardan birini arıyordum. İçeri girdiğim an işte onu gördüm hayatımın aşkını,can parçamı kitabımmmm benim be tam alıcakken aptalın teki benden önce aldı kitabı bir yandan o bir yandan ben çekiştirirken ayağına bastım o acı içinde kivranirken ben ayağımdaki spora gururla bakıyordum. Karşımdaki çocuk bağıra bağıra küfür savuruyordu kafasını kaldırdığı an sanırım büyülendim. Sarışın bir çocuktu ama güzel bir sarışındı. Gözleri yeşildi ama güzel bir yeşil. Ben onu süzdüğümün farkında bile değilken yan taraftan bize karşı cırlayan bir kız sesi duydum " DeĞniZiğM" diye bağırdı şaka yapmıyorum ciddi anlamda öyle dedi. Adının deniz olduğunu öğrendiğim çocuğa sarıldı ve bana dönüp "Malmısın kızım görmüyormusun kocaman çocuğu" diye cırladı şaka mı bu diye düşünüyorum şuan cidden güzel bı kız değil üstündeki siyah etek ve koyu bordo sütyen ile güzel olduğunumu sanıyor modaya aykırı bı kere bu ne be cidden sesine gıcık kapmıştım"Yio gördüm sen sülük gibi yapış diye bastım" dedim. Deniz ilk defa konuştu " Ayağıma öküz gibi basmak zorunda değildin" dedi. Bana öküz dedi. Resmen öküz dedi lan bana bana benim gibi bır madama bir hanımefendiye yakıştıramadım. Tam konuşucakken deniz " İrem acele et işimiz var" dedi. İrem denilen şeytan denizin koluna yapışıp " bırak canım cahillerle uğraşılmaz" dedi. " Bana bak kızım seni seksen iki yerinden vururum sürtük mala bak amk sanki çok meraklıyım onun sümüklü sevgilisine siktir git yemin ederim elimden bı kaza çıkıcak" dedim. Deniz bana dönüp " İrem benim sevgilim değil" dedi. Ay kurban olduğum bana kendini de açiklarmiş. İrem bana doğru yürürken deniz onu kolundan tutup arkasına bakmadan ilerledi. Tam kıçına tekmeyi yapıştırmak üzereydim ki telefonum çaldı arayan Asel di.

Asel'in ağzından;
Ben Asel 18 yaşındayım ve evet o karanlık geceye bende şahit oldum. Hayatımız hep dalgalı geçti. Karanlık sokaklarda tek başımıza ilerlemeyi de bildik, birimiz ağlarken güldürmeyide iyi bildik. Biz her daim birbirimize destek olmayı o karanlık sokaklardan bir umutla çıkmayı başarmak için uğraştık. O karanlık gecede elimiz kan içindeyken boğazımız yırtıla yırtıla ağlarken kimse göz yaşlarımızı silmez iken biz birbirimize destek olup siliyorduk biz çabanin ne olduğunu hiç unutmadık bir ölüyle saatlerce bekledik kardeşim dediğim kızın o cesedin yanına uzanıp niye uyanmıyosun özlemedin mi bizi diyişini unutmadım. Bu gün ölüm yıldönümüydü evet bizim hepimiz aynı anda ölmüştük belki ama biz pes edemezdik ki masalın kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı biz de onunla beraber kafamızı dağıtıyorduk eski olaylardan bahsediyorduk her seferinde konu azada gelse bile kafamız dağılıyordu.

Sabah üstüme bol siyah bir kazak giydim ama kazak ciddi anlamda serindi serin olan kazak bile ürettiler biz hâlâ okulu bitiremedik way anasını satayım altına kısa siyah bir etek giyip saçlarımı tepede at kuyruğu yaptım önüme iki kahkül bırakarak hafif bir makyaj yaptım fazla tatlı duruyordum bence. Buluşucagimiz yerde kimse yoktu onun için direk kütüphaneye gittim. Çantamdan kitabımı ve posdidlerimi çıkardım. Herşey harika giderken tam karşıma camiş gibi bağırarak telefonla konuşan biri oturdu. Kafamı kaldırıp ona bakınca koyu kahve saçları ve siyah gözleriyle karşılaşmayı beklemiyordum cidden fazla yakışıklı biriydi. Ona kibarca " beyefendi biraz sessiz olurmusunuz" dedim. Ama o beni duymazdan gelip daha çok bağırdı az önce söylediklerimi geri alıyorum habeş maymununa benziyor. Resmen sinir krizi geçiricektim tam en güzel sahnede lanet olası birinin sesini duymak zorunda kalıyordum. En son sinirle sesimi yükseltip " sevgili beyefendi o telefonun mikrofonunu kendine mi soktun ne bağriyon biraz sesini kes yoksa o telefonu da sesinide sana sokucam teşekkürler" diyip yerime oturdum. Çocuk bana döndü ve telefonu kapattı tam sinirle bağırıcakken kütüphane görevlisi yanımıza geldi ve resmen " kıçınıza tekmeyi yemeden çıkın" dedi. Ben sinirle kütüphane merdivenlerinde otururken o hâlâ telefonla konuşuyordu. yanına gidip " şerefsiz senin yüzünden resmen siktiri yedik ve sen hâlâ telefonla konuşuyorsun" dedim sinirden kıpkırmızı olmuştum. Yanaklarım yanıyordu o ise " farkındayız herhalde özür dilerim oldumu domates" dedi. " Bana bak o telefonu sana bı sokarım kendine gelemzsin özür herşeyi değiştirmiyor lan" dedim. Ama o her defasında dalgaya vurdu. Ben sinirden kızarmış bir şekilde yanından gittim. Aden ' i aradım ve telefon 2. Çalışta açıldı konuya direk olarak " resmen kütüphane götüm tekmeyi vurdu" diyerek girdim o ise hâlâ anlamamıştı. İkimiz de aynı anda birbirimize birşeyler anlatırken tam önümde harika simsiyah bir Passat durdu. Camı siyah olduğu için içindeki kişiyi göremiyordum. Camı açtı ve tam karşımda yine o aptal gülümseyerek duruyordu. Göz kırptı ve " atla da gidiceğin yere bırakıyım domates" dedi ben tam kafasına çantayı vurucakken o sanki anlamış gibi camı kapattı sonra tekrar açıp " adım Mert bu arada belki lazım olur" dedi. Baktı benden hayır yok o uzaklaştı. Aden hâlâ küfür ede ede birşeyler anlatıyordu ama ben sanırım olayın şokunu atlatamadım. Ona hızla buluşma yerine gelmesini söyledim ve telefonu kapattım.


Birinci bölüm bu kadar canlarım umarım beğenmişsinizdir 💙🔗

Acının hafızası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin