Yıldıza doğhanmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
.
.
."Bugün evlere ayrılmayalım, 3reacha sizi ağırlasın."
"Benim adımı söylemedin. Hiçbir şeye dokunmam."
"Normalde de çok bir işe yaramıyorsun zaten."
"Sen çok farklısın sanki."
Chan gözlerini devirip arabaya ilerledi.
Diğerleri de onun ardından arabalara ilerledi. Aynı eve gittikleri için kafalarına göre arabalara binmişlerdi.Seungmin karşısında oturan Hyunjin'le göz göze gelince gözlerini kaçırmıştı.
O günden sonra ne kadar kabul etmese de kaçıyordu Hyunjin'den. Baş başa kalmamaya çalışıyordu. Evlerin ayrılması da işine gelmişti.
Eve gelince herkesin inmesini bekleyip en son inmişti.
Hyunjin ise bu durumdan fazlasıyla sıkılmıştı. Bugün bu konuya açıklık getirmek istiyordu.
.
.
.Yemek yedikten ve biraz takıldıktan sonra yatmak için ayrılacaklardı.
"Ben Chan Hyungla kalıcam."
"Şansına küs Seungmin ben kalıcam onunla."
"O zaman Jiii."
"Şansına küs Seungmo."
Hyunjin Seungmin'in çabalarını izliyordu. Eninde sonunda ona kalacaktı.
"Changbin Hyung?!?"
"Felixe bir şey göstercektim." Deyip son kalan çift olarak onlar da ayrılmıştı salondan.
Seungmin oturduğu kanepeye elleriyle vurup konuştu.
"Rahat duruyor bu koltuk. Yatarım ben burada... Hem sen ne bakıyorsun. Gidip yatsana."
"Daha ne kadar saçmalayacaksın;
izlemek istiyorum." Derken ayaklandı Hyunjin."Eninde sonunda yatağıma geleceğini biliyorsun değil mi? Burada uyusan gece gelip yatağıma götürürüm. Yani zorluk çıkartmadan benimle gel." Deyip odasına yöneldi Hyunjin. Arkasında da Seungmin.
Hyunjin hem kendine hem Seungmin'e yatarken giymek için dolabindan bir şeyler seçiyordu.
Seungmin ise dağınık odayı inceliyordu.
"Odan çok dağınık."
"Toparlayabilirsin istersen."
"Çok beklersin."
Hyunjin elindeki beyaz tişört ve eşofmanla Seungmin'e dönmüş mırıldanmıştı.
"Beklerim.. Seni.."
Birkaç saniye gözleri bakışmış sonra Seungmin üstünü giymek için yan odaya geçmişti.
Geri odaya geldiğinde Hyunjin yatağa girmişti.
"Yana kaysana Hyunjin."
"Olmaz sen geç."
Seungmin önce elini sonra bacağını Hyunjin'in diğer tarafına atıp sonra da diğer eli ve bacağını atıp yerine geçmişti. Hyunjin'e bakmadan.
Seungmin üstündeki çarşafı düzeltiyordu. Hyunjin ise vücudunu Seungmin'e doğru çevirdi.
Seungmin doğrudan tavana bakıyordu. Ve Hyunjin'in ona baktığının farkındaydı.
"Iyi gibi duruyorsun mental açıdan; iyi misin gerçekten?"
Seungmin'in sorusunu beklemeyen Hyunjin biraz düşünüp cevapladı.
"Genel olarak iyiyim. Sen?"
"İyiyim."
"Sesin çok güzel."
Hyunjin biraz yaklaşarak konuşmuştu. Seungmin yakınlıktan dolayı çarşafı sıkıyordu.
"Teşekkür ederim."
Hyunjin biraz daha doğrularak bir elini Seungmin'in yüzüne çıkardı. Okşarken mırıldandı.
"Tatlı şey seni."
"Artık tatlı olduğumu düşünmüyorum. Öyle demişti birileri."
Hyunjin'in yüzünde bir sırıtış oluşmuştu.
"İyi şeyler söyleyince aklında kalmıyor. Hem diğer türlü bana karşılık vermiyorsun."
Seungmin bir şey dememişti.
"Bir şey demeyecek misin?"
"Ne diyeyim ki?"
"Konuş biraz sesini duymak istiyorum."
"Tamam. Ne konuşayım?"
"Seni, beni, bizi konuş Seungmin."
Seungmin ellerini yüzüne kapatıp konuştu.
"Sus Hyunjin sus."
Hyunjin ani bir şekilde Seungmin'in üzerine çıktı. Yüzündeki ellerini sırayla yüzünden çekti.
"Utanmanı bile özlemişim."
Hyunjin eğilerek yanaklarına birer öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerini birleştirip Seungmin'in yüzüne eğilmeye başladı. Ve dudaklarını birleştirdi.
.
.
.Bu kötü oldu ama yazmıştım artık
Hyunmin'le kalın♡.
