Sonsuza dek benimsin, bensin.."
"Sonsuza dek seninim, senim.."
"Artık tamamen bana aitsin sevgilim"
"Yanılıyorsun, ben her zaman senindim, kendimi bildim bileli sadece sen.."
~~~~
Hayatın insanın önüne neler getireceğini bilemeyiz. Gelecekte ne olur nasıl olur kim bilebilir ki? Kimse. Jungkook'da beraber büyüdüğü kardeşi olarak görmesi gereken küçüğüne aşık olacağını bilemezdi.
Jungkook, Jimin, Taehyung aynı mahallede doğmuş çocukluk arkadaşıdırlar. Uyanır uyanmaz kahvaltıdan sonra ilk işleri yan yana gelmektir. Sürekli dip dibe olan bu üç arkadaş asla ayrılmazlar.
Jimin ve Taehyung'dan üç yaş büyük olan Jungkook, onlara abilik yapar ve her zaman yanlarında olup başlarını belaya sokmalarına engel olmak için uğraşır.
Jimin çok güzel, sevimli, kibar, saygılı ve efendi bir çocuktur. Herkes tarafından çok sevilir ve değer görür.
Jimin'in aksine Taehyung arsız, ortalığı karıştıran patavatsız, aklındakini diline döken bir gençtir.
Bu arsız yönlerinin aksine çok merhametli, sevecen, güzel kalpli biridir. Herkesin eşsiz yanıdır Taehyung. Jimin'le aynı yaşta ve aynı sınıfta olan Taehyung çok zekidir. Öyle ki arkadaşının ve hyung'unun farkında olmadığı şeyleri bile anlıyordur.
____________
Üç arkadaş okul çıkışı kafeye gitmek üzere kaldırımda yürüyorlardı. Jungkook üniversite öğrencisi olduğu için onlardan önce dersi bitiyor ve soluğu küçüğünün okuduğu lisede alıyordu. Jimin son zamanlarda olduğu gibi 'hyung'unun' koluna girmiş, bir kedi gibi ona sırnaşarak yürüyordu.
Jungkook yaşadığı yoğun hislere rağmen kendini sakinleştirmeyi başarıyordu. Sonuçta uzun bir zamandır bu hislerle başa çıkıyordu.
Üç arkadaş kafeden içeri girerken buldukları boş masaya oturmuş yanlarına gelen garsona siparişlarini söyleyip istediklerinin gelmesini beklerken sohbet etmeye başlamışlardı.
Jimin, Taehyung lise iki öğrencisi iken Jungkook ise üniversite birinci sınıf öğrencisiydi.
Evet okul dışında evde, çarşıda, sokakta her yerde hyung'u onun yanında olabilirdi ama kimin umrunda? O her saniye yanında istiyordu Jungkook'u.
Jimin her zamanki gibi Jungkook'un yanına oturmuş onunla tatlı tatlı konuşup cilve yapıyordu. Taehyung bazı şeylerin farkındaydı ama arkadaşlarının anlamasını bekliyordu. Lakin pek'de sabırlı biri olduğu söylenemezdi.
Bir süre sonra garson gelip sipariş edilen dondurmaları masaya bırakmış işine geri dönmüştü. Jimin önüne aldığı dondurmadan kocaman bir kaşık alıp yerken yarısını ağzına bulaştırmış arada dilini dudakları üzerinde gezdirip memnun olduğuna dair mırıltılar çıkarıyordu.
Bu görüntü karşısında Jungkook istemsizce yutkunmuş, kurumuş dudaklarını diliyle ıslatıp derin bir nefes almıştı. Bu çocuğa dayanamıyordu.
Masada tatlı sohbetler, kahkahalar devam ederken Jimin'in gözleri kapıdan içeri giren gruba takılmıştı. 'okulun şımarık kızı ve tayfası'.
Jimin bu kızdan nefret ederdi sebebi ise kızın sürekli Jungkook'la flört etmeye çalışmasıydı. Hyung'u ne zaman okula onlar için gelse Hyuna ona yanaşıp flört etmeye çalışırdı. Hyuna'nın kendilerini fark edip gülümseyerek masalarına geldiğini anlayan Jimin gözlerini devirdi.
"Selam Jungkookie~ nasılsın?~" sevimli olduğunu düşünüp cilveyle konuşan Hyuna'ya Jungkook'dan önce Jimin cevap vermişti. "Sen gelmeden önce gayet iyiydik" diyip yüzünü buruşturdu.
