"Seungmin, ne oldu?"
"Seungmin!"
İki arkadaş, koşar adımlarla kendilerinden uzaklaşan bedenin arkasından bağırmıştı ancak hiçbir şekilde etkili olmamıştı. Koridorun ortasında duran iki arkadaşa başlar teker teker döndüğünde ikili göz devirmişti. Dedikoducu bir okulda olmak çok zordu. İki arkadaş tekrar sınıfa döndüklerinde tekli sıralarına oturmuşlardı. Jisung arkasında oturan Felix'e döndüğünde onun bir yanındaki sırada oturan Seungmin'in boş sırasına gözü kaymış ve oflayıp yanaklarını şişirmişti.
"Of noldu acaba ya?"
"Bilmiyorum ki ama çok kötü görünüyordu."
&
15 dakika önceSeungmin, bugün biraz gergindi. Dün yaptığı rezillik yüzünden dikkat çekmek istemiyordu ancak twitterda çok fazla takipçisi yoktu ve profilinde kendi yüzü tam olmadığı için fark edilmesi çok da mümkün değildi. Yine de gergindi. Privine atacağını tweeti maine attığı için salak gibi hissediyordu. Hem arkadaşını hem kendisini tehlikeye atmıştı.
Yine de şu anda bir olay yok gibiydi. Zaten dün Hyunjinle konuştuktan sonra silmişti Tweet'i. Kimsenin kendisini sapık olarak görmesini istemezdi. Zaten şakasına atmıştı o Tweeti de. Hislerinin yoğun olmadığını söylese de Seungmin gibi diğerleri de bunun gerçek olmadığını biliyordu ama inkar etmekten başka bir seçeneği yoktu. Konuşamazdı Seungmin onunla. Çok fazla heyecanlanırdı. Eli ayağına dolaşır daha da rezil ederdi kendisini. Zaten imkansızdı Chan onun için. İçten içe bunu hissediyordu ki bugün başına geleceklerinin habercisi gibiydi bu.
Seungmin, uzun teneffüsün olduğu sırada her zaman olduğu gibi kütüphaneden aldığı bir kitap ile birlikte eksi birinci kata iner ve oradaki merdiven altında rahatça kitabını okurdu. Çok rahattı orada kitap okumak kimse rahatsız etmezdi öncelikle, diğer olarak kendisine ait bir köşe gibiydi. Nasıl zorluklarla karşılaşırsa karşılaşsın orada oturur ve hayaller kurardı. Bu hayallerin genelini Chan oluştursa da orada bunu düşünmek yasak gibi gelmezdi.
"Gene gidiyor özel yerine."
Jisung arkadaşının arkasından söylediğinde Felix kıkırdadı. Her ne kadar birbirleri ile uğraşsalar da çok severlerdi birbirlerini. Kimsenin üzmesine izin vermezlerdi. Özellikle Seungmin'in sert görünüşüne karşı çok duygusal olduğunu bildikleri için onun üzerine çok düşerlerdi.
Seungmin, biraz olsun düşünmek için bu sefer kitap bile almadan aşağı kata doğru inmeye başlamıştı. Adımlarını aşağı doğru atarken duyduğu seslerle kaşlarını çattı. İlk önce sesi tanıyamamıştı. Birkaç basamak daha indiğinde netleşen seslerle kaskatı kesilmişti. Bu Chan'ın sesiydi. Başka bir ses daha vardı. Bunun bir kıza ait olduğunu anlaması uzun sürmemişti.
"Chan, ben artık seni herkesin içinde öpebilmek istiyorum."
"Ben de, güzelim."
İkili birbirine gülümseyerek bakarken onları izleyen bir çift dolu gözden habersizdi.
"Yakında olacak ama merak etme."
"Şikayetçi değilim, sadece özlüyorum."
Sana, kollarını Chan'ın boynuna doladığında eş zamanlı olarak Chan da onun belini sarmalamıştı. Seungmin, hala neden burada olduğunu sorguluyordu. Gitmesi gerekiyordu. Blurlaşan görüntüsünü düzeltmek için akan yaşlarını silmiş ve derin bir nefes almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twitter ♤ SeungChan
FanfictionTexting & düz yazı Seungmin, platonik olduğu tiyatro kulübünün başkanının gizlice çektiği fotoğrafını yanlışlıkla twitterda paylaşır. Ön göremediği şey ise tweet'in hit tweet olmasıdır.