"Güneş hadi annecim kalk artık dersin var" yatağımda dönüp dururken sadece annemin birkaç defa seslenişini duydum. kalkıp banyoya doğru gidip ihtiyaçlarımı halledip üstümü değiştirip kahvaltıya indim herkes yerini almış başlamak için beni bekliyordu gidip annemle babamın yanaklarına sulu sulu öpücük verdikten sonra yerime oturdum "dün ders çalışmayı biraz abarttım sanrım uyanmak istemedim resmen" "çok yorma kendini " diyen annemle ona döndüm "tamam annecim " sessizce kahvaltıma döndüm "GÜNEŞ düşündün mü canım bu staj işini bizim şirketimi ayarlayalım " "bakalım babacım kendi cabalarımla bulamazsam şirketi yazarım "tabi ki bilmiyordum hayatımı değiştirecek bu haftayı kahvaltım bittikten sonra eşyalarını almaya giden geceye seslendim "hadi GECE geç kalacaksın yoksa " merdivenden inerken konuşmaya başladı "geldim ablacım hadi gidelim " anneme dönüp "siz ne zaman gideceksiniz" diye sordum "yarın akşam yola çıkıcaz kızım " tamam deyip çıktım GECEYLE yola çıktık hatta okuluna varmıştık telefonumu unuttuğumu fark ettim geceyi okula gönderdikten sonra geri döndüm eve ama kapı acıktı sessizce ilerledim annemle babam ve yanlarında kalabalık vardı ve konuşuyorlardı tam içeri girecektim ki annemin "asla asla olmaz vermem GÜNEŞİ kimseye" dediğini duydum ve durup dinlemeye başladım ordan tanımadığım yaşlı bir adam konuşmaya başladı "HAZAL bak anlıyorum ama olmaz artık olması gerektiği yere dönecek GÜNEŞ" dedi. annem arık iyice sinirlenip bağırarak konuşmaya başladı "istemediniz onu sırf erkek değil diye annesi bile istemedi onu ben sahip çıktım ben sahip çıktım ona şimdi gerçek babasının ortaya çıkması umurumda bile değil anladın mı bekardım o zamanlar sizlere uyup onu bırakmalarına izin verdim ama evlendikten sonra HALİL e anlattıktan sonra hiç düşünmeden kabul etti hem de 8 yasındaydı yanımıza geldiğinde üstelik büyüttüm şimdi annesi olacak o kardeşim onu benden alamaz hem de sırf oğlunu kurtarmak için olmaz yapamam yapamam "diye sonlara doğru sesi azaltarak ağlamaya başladı. duyduklarım beni dumura uğratmıştı gözlerim doldu ağlamaya başladım sesimi duymasınlar diye elimi yumruk yapıp ısırdım öğle ağladım" bak Hazal artık hiç bir şey eskisi gibi değil Gazel onu istiyor pişman hem ne yapsın ölsün mü kardeşi " daha cok ağladım " bak hiç bir şey umurumda değil onu ben büyüttüm belki kanımdan değil ama canımdan düştüğünde ben kaldırdım hastalandığında ben bekledim başında " diyen babama baktım ne güzel yürekleri vardı evet onlara kızgındım ama kıyamıyordum da beni çok güzel sevip çok güzel büyümüşlerdi tam o sırada aklıma annem bildiğim kişinin aslında teyzem olduğu geldi. " bak Halil kabul etmezseniz çok kötü şeyler olabilir anlıyor musun" diyerek babamı tehdit eden adama baktım babam sinirden kıpkırmızı olmuştu. "ne diyorsun sen Berzan ağa kendine gel sen kimi tehdit ediyorsun" dedi aniden "kendi kızını düşün diyorum Halil kendi kızını" diye tekrarladı. "Güneşte benim kızım elinizden geleni ardınıza koymayın" dedi daha fazla dinlemek istemedim ayakkabılığın üstünden telefonumu görünce alıp geldiğim gibi çıktım evden arabaya bindim hızla çıktım yola ağlıyordum önümü göremeden ilerleyince karsımdan gelen arabayı sonradan fark edince ani fren yaptım hemen çıkıp baktım bir şey oldu mu diye kaşımda bir genç yaşlarında ir adam tahminen benden iki yada üç yaş büyük " iyimisiniz bir şeyiniz var mı" dedi "iyim siz iyimisiniz bir şey oldu mu ben ben çok özür dilerim çok dalgındım " dedim üzgünce "tamam bir problem yok yardımcı olabileceğim bir şey var mı" dedi " yok sağ olun "deyip arabaya yöneldim ve devam ettim yoluma hemen derse girmek içimden gelmiyordu deniz kenarında bir kafe ye gidip oturdum kaç saat geçti farkında bile değildim sonra ısrarla çalan telefonuma baktım annem hala arıyordu konuşmak istemedim ya hal ordalarsa diye düşündüm ama daha fazla dayanamadım açtım "efendim anne "sesim ağladığımdan dolayı biraz boğuk çıkmıştı "neredesin annecim kaç saattir seni arıyorum " onunda sesi iyi gelmiyordu hatta hala ağlıyordu sessiz kaldım " seninle konuşmamız gereken şeyler var Güneş eve gelmen gerek " dedi "ne konuşmak istediğini biliyorum anne" dedim "aa ama nasıl" dedi kekeleyerek " duydum anne her şeyi ben" dedim eve gel deyip kapattı annem bir şey dememe fırsat vermeden bir saat daha oyalanıp çıktım kafe den arabaya bindim eve doğru yola koyuldum eve geldim kapının ön araba doluydu ve çok korkuyordum kapı zili çalmadan açılmıştı annem karşımda perişan özür dilerim diye sayıklayıp duruyordu hiçbir şey demeden yürüdüm içeri doğru odama çıktım kendime bir valiz çıkardım elime geçen her şeyi içine koydum pasaportumda aldım yavaşça çantayla birlikte merdivenlerden inmeye başladım herkes beni izliyordu ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu arabaya yerleştirdim her şeyi sonra eve geri döndüm annem hala ağlıyordu "Güneş bak dinle beni" dedi. "anlat "dedim ruhsuzca duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum sadece " bak kızım annen yani Gazel üniversite okumaya gelmişti İstanbul'a 4 senelik doktor olacaktı oldu datam stajına başladığı sene 3 haftalık hamile olduğunu öğrenmiş çok korkmuş yanlış bir hata yapmıştı ve ailem öğrenince daha kötü olacaktı ama annem araya girdi babamlar anlamadan hemen Mardin'e döndü ve onu seven bir amcasının oğlu vardı onunla anlaşarak evlendi kimseye olay duyulmadan evlendiler tabii erken hamile kalması insanları biraz insanların içine şüphe uyandırdı ve babam anladı ve mecburiyetten bir şey diyemedi tabi bebegin cinsiyeti ortaya çıkınca tepkiler değişti amcasının oğlu istememişti bebeği ama bebeğin ikiz ve ikizlerden birinin erkek olacağını öğrenince vazgeçti ona sahip çıktı ama seni istemedi yüzden doğum olunca bebeklerden birinin öldüğünü söylediler ve ve seni yurda verdiler tabi herkeste mecbur kaldı Gazelde yaşadığını biliyor ama çabalamadı bile senin için şimdi sadece ihtiyacı olduğu için seni istiyor " dedi. "devam et" dedim tekrar "sonra yurda verildikten 5 sene sonra ben evlendim ve Halil'le severek evlendik tabi ben 1 sene sonra seni söyledim ona haberi duyduktan sonra benim yanımda olduğunu ve seni bulacağımızı söyledi bunun üzerine ailemin evine gidip senin nerede olduğunu öğrenmeye çalıştık öğrenemedik tabi kavga ettik büyük bir kavga oldu sonra İstanbul'a taşındık Halil seni bulmak için çok uğraştı tabi bunu kimse bilmiyordu 2 seneye yakın seni aradık ve sonunda bulduk ama kimseye söylemedik bütün ailemiz senin Halil'in bir arkadaşının kızı sanıyordu kaza geçirip ölen ama kızları da onlarla birlikte ölmüştü halbuki ama söylemedik gizli tuttuk seni 4 sene öncesine kadar şimdi en küçük kardeşin arkadaşıyla birlikteyken silahını temizliyormuş ve yanlışlıkla arkadaşını vurmuş ve kan davası olmasın diye aşiret kız verilmesi gerektiğini belirtmiş seni istiyorlar " dedi sesli bir kahkaha patlattım hepsi şaşkın bir ifadeyle bana baktılar "hadi ya başka dertleri var mıymış sor bakalım anne hepsini ben sırtlanayım istiyorsanız o kız nasıl 23 yıl onlar için öldüyse şuan da öldü hadi sizde başka kapıya "dedim Berzan ağa denilen adam bana baktı ve konuşmaya başladı " bunu yapmaya istemesen de mecbursun " dedi "kim mecbur ben mi hiçte bile bel ölüyüm haberiniz var dimi olmaz gidin buradan hem siz kimsiniz hangi sıfatla geldiniz buraya" ben Hazal'ın amcasıyım senden hala kimsenin haberi yok ailenin tek bekar kızları sen ve gecesiniz ya sen olacaksın yada gece kararını ver " dedi kulaklarımda çınladı resmen dedikleri babam ve annem hiçbir şey söylemiyorlardı demek ki ben yokken konuşulmuştu bu konu "sen ne diyorsun be Gece daha kaç yaşında benim kardeşim okuyor farkında mısın sen 19 yaşında bir kıza berdel mi yapacağınızı mı söylüyorsun sen " diye çıkıştım yaşlı adama " sen olmazsan o mecbur vaktimizde azalıyor karar verin " dedi ağlamak üzereydim yürümeye başladım arkama bakmadan çıktım evden arabaya bindim gidecektim buralardan y gerçekten gece mecbur kalırsa ya blöf yapmıyorlarsa kafam çok karışıktı ne yapacağımı bilmiyorum sadece ağlamak istiyordum annem bir yandan babam bir yandan arıyorlardı sonra annemden bir mesaj geldi beni şoka uğratan bir mesaj "bak Güneş biliyorum istemiyorsun ama kardeşin Gece nE olacak sen olmazsan onu karar kılacaklar olmaz Güneş o daha çok küçük lütfen geri dön ayrıca bunu bize borçlusun bunca sene baktık sana" diye bir mesaj neye uğradığımı şaşırdım resmen sana boşuna mı baktım diyordu açık açık kızımı kurtarmak zorundasın diyordu peki ben ne olacaktım neden hiçbir zaman hayat benden yana şanslı değildi bir uçurumun kenarına park edip sabahladım düşünmek istediğimi ne yapmam gerekeni ama bunu Gece'ye yapamazdım onlar istiyor diye değil benim kardeşim olduğu için kalktım ve geri dönüyordum eve yakın bir pastane vardı oraya girip Gecenin en sevdiği keklerden ve açmalardan aldım son kahvaltımız için tam çıkarken birine çarptım bu dün arabasına vurduğum kişiydi ama çok muhatap olmadan "pardon " deyip devam ettim artık benim için hiç bir gelecek yoktu çünkü kabullenmiştim belki ölmem gerekiyordu yapacaktım sonuçta cana karşı bir can ama burada olmamalı yoksa yine Gece' den uzak durmazlardı evet böyle yapacaktım hem de evlendiğim gece olacaktı arabayı kapının önünde durdurdum adımlarımı eve doğru attım tam o sırada aklıma gelen çocukluğum kahkaha seslerim tebessüm ettirdi bana eve girdiğimde daha herkes odasındaydı sanırım kahvaltıyı yarım saat içinde hazırladım ve Geceye seslendim benim sesimle hepsi aşağıya indi Gece hariç kimsenin gözlerine bakmadım "hadi Gece kahvaltıya başla hem senin için sevdiğin açmalardan ve keklerden aldım " "ablaların bir tanesi sen süpersin " deyip yanağımdan sulu sulu öptü ona güldüm " hadi bakalım bu son kahvaltımız seninle güzel olsun istedim" deyince suratıma baktı " abla ne oluyor ne demek istiyorsun" dedi ve ona söyleyecek kelime bulamadım.......
Evet arkadaşlar ilk kitabım ve çok heyecanlıyım umarım beğenirsiniz
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)
YOU ARE READING
DOĞMAYI UNUTAN GÜNEŞ
Ficción GeneralTüm hayatım bitti sanki öz annemi bulmuştum ama hiçbir önemi yok beni kendi oğlu için hiçe saydı ve bu adamla evliyi beni gerçekten ne bekliyor bilmiyorum KORKUYORUM ANNE NERDESİN