Aloy Sobeck Riddle

32 6 13
                                    


Aloy' un, Hogwarts' da ki ilk günüydü. Daha demin Gryffindor seçilmiş, şimdi de Gryffindor Ortak Salonu' nda oturuyordu. Arkadaş edinmek istiyordu ama kimse onu takmıyordu. Yalnız kalmaktan çok korkuyordu ( Tıpkı benim gibi... ).

Bir süre birileriyle konuşmaya çalıştıktan sonra pes edip kendini koltuğa attı. Ağlamak istiyordu ama yapamazdı. O bir Riddle' dı. Kardeşine layık olmalıydı. Abisine layık olmalıydı. Felix Felicis kazasından sonra ona beceriksiz ve aptal bir Gryffindor olmadığını kanıtlayacaktı. Seçmen Şapka hata yapabilirdi sonuçta. Yıllar sonra aynı hatayı yapsa bile...

Kara kara düşünürken karşısına kızıl saçlı iki kız geldi. "Merhaba! Ben Lily Evans." dedi yeşil gözlere sahip olan. Diğeri "Ben de Molly Prewett, tanıştığımıza sevindim." dedi. Lily' nin saçları Molly' nin aksine uzundu. Dağınık bir topuzla balodan çıkmış gibi duruyordu. Molly' nin saçları kısaydı ve saçı için oldukça uğraşmış gibi duruyordu. Kahverengi gözleri ışıltılıydı. "Ben Aloy Sobeck Riddle." dedi Aloy. Kızlara içten bir gülümsemeyle baktı ve onlar da aynı şekilde karşılık verdi.

"Herkes yatakhanelere!" diye bağırdı öğrenci başkanı. Kızlar ayrılarak yatakhanelerini aramaya başladılar. Tesadüfe bakın aynı yatakhanedeler. Sonuçta yazar benim ve bu evrenin ipleri benim elimde. Canım ne isterse yaparım. Şuan Dumbledore' un kalp krizinden ölmesini bile sağlayabilirim. Ama ilerleyen zamanlarda ihtiyaç duyacağım bir karakter. Ayrıca Gellert Grindewald ile savaşmış biri kalp krizinden ölemez. NOKTA.

Hızlıca 6. Sınıfa atlıyorum başka geçmişe dönüş zamanında anlatırım araları.

6. SINIF

Gece yarısıydı. Aloy bir türlü uyuyamamıştı. Birden Yasak Orman' dan bir uluma sesi duydu ( Kim acaba?? ). Aloy geçen günlerde okuduğu kitabı ( Bir Kurt ile Kurt Adam Arasındaki Farklar ) hatırladı. Bu uluyan kesinlikle bir kurt adamdı. Acaba o aptal Snape' miydi yoksa Malfoy mu? Doğru tahmin ederse kendine bir Kaynak Birası ısmarlayacaktı yanlış tahmin ederse de motive için bir Ateş Viskisi.

Tom' dan gizli kendini bir animagus yapmıştı. Biraz dikkat çeken bir animagusu vardı. ATEŞLİ ANKA KUŞU! Hızlıca pencereden atladı ve dönüştü. Kanat çırparak Yasak Orman' daki uluyan kurt adama yaklaştı. Kurt adamın yanında onu dizginlemeye çalışan bir çatal boynuzlu geyik, siyah bir köpek ve küçük sıradan bir fare ( tiksiniyorum senden o yüzden bu kitapta neyse :) ) vardı. Diğerlerini incelemek için yere konduğunda kurt adamın etrafından dolaşarak ona yaklaştığını fark etmedi. Kanadı kanarken yavaş yavaş bilincinin kapanırken gerçek haline döndüğünü hissetti ( Kızım sen anka kuşusun kendi kanadına ağlasana :p ).

Uyanmaya başlamıştı. Hala Yasak Orman' daydı. Gece yarısını henüz geçmemişti. Dolunay gökyüzünü kaplayan kalın bulutlar tarafından gizlenmişti. 4 erkek çocuk başında dikilmişti. Daha doğrusu Lily' nin anlattığı Çapulcular. Onları boş verip koluna baktı. Neyse ki ısırılmamıştı. Sadece pençe izi vardı. Peki bunu Madam Pomfrey ( O mu çalışıyor bilmiyorum o zamanlarda. ) ' e nasıl açıklayacaktı?

" Şey... Ben özür dilerim... Yaşadığın olay için yani. " dedi üstü diğerlerinden daha fazla hasar görmüş çocuk. " Ben Remus Lupin. " diyerek devam etti konuşmasına. Aloy hiç sinirlenmemişti. Kurt adamların sadece kendi sürüsüne yanıt verdiğini biliyordu. " Senin suçun değil. Kendinde değildin. " dedi samimi bir şekilde gülümseyerek. Diğer 3 çocuk ve Remus şaşırmıştı. Kahverengi saçlı çocuk " Adım James Potter. Bunlar da Sirius Black ve Peter Pettigrew ( Nam-ı diğer Umbrige den sonra herkesin en çok nefret ettiği şahsiyet ). " dedi siyah saçlı yakışıklı bir çocuğu ve biraz kilolu sarı saçlı ( Yazar burada şişman demek istiyor ama düşmanına bile nezaket gösterecek kadar kibar :) ) çocuğu göstererek. " Ben de Aloy Riddle. " dedi Aloy.

Aloy yerde oturmaktan ( Harbi ben seni orada unuttum sjsjsj ) sıkılmıştı. Kolunun yaralı olduğunu unutarak yaralı kolundan destek alarak kalkmaya çalıştı. Acıyla inledi. Sirius " İzin ver halledeyim. " dedi. " Kendim de yapabilirim. " deyip elini cüppesine attı ama ( ehehe ) asası orada yoktu. Sirius alaycı bir sırıtışla onu süzdü. Sonra eliyle yaralı kolu kavradı. Birkaç saniye birbirleri ile bakıştılar ve sonrasında Sirius, Aloy' un kolundaki yarayı düzeltti. Aloy asasını unutma gibi bir saçmalık yaptığı için utancından kıpkırmızı ( Biraz da bakışmadan :) ) olmuştu. Sirius bunu fark edip içten bir şekilde gülümsedi. " Orchideous " dedi ve asasından güller çıktı. Hem de b-dikensiz ve beyaz. Sirius gülleri asasından çıkardıktan sonra eliyle kavradı ve " Çok güzeller değil mi? " dedi. Aloy şaşırmıştı, ne yapacağını merak ederek başını evet anlamında salladı. ( Hazır mıyız??? ) Sirius gülleri parçaladı ve " Hiçbir şey senden daha güzel olamaz. " dedi.

Aloy, Sirius' a boş boş baktı. Yavaş yavaş gün doğuyordu ( Demin gece yarısı daha bitmemişti ama çaktırmayın. ). " Affedersin! Kendini çekici ve havalı sanan çocuklara alerjim var. Ölümcül olabiliyor! " dedi Aloy sinirle. Bu sefer boş boş bakma sırası Sirius' daydı. O çocuk kendini ne sanıyordu? Okula ilk geldiği gün kendine havalı diyebilmek için herkese ismini ezberleten bir budalaydı! ( Yani Aloy' un düşünceleri bunlar beni değil Aloy' u linçleyin ). James, Sirius' un bu haline gülüyordu. " Çocuklar! Bir bakar mısınız? " dedi Remus. Çapulcular daire olmuş konuşuyorlardı. Aloy ne konuştuklarını aşırı merak ediyordu.

Eeee madem Aloy merak ediyor siz de merak edin hadi öptüm bayy :D

Emily RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin