2.4

313 57 32
                                    

Hyuka gideceği haberini Soobin'e verdikten sonra Beomgyu ve arkadaşları ile son bir buluşma ayarlamışlardı. Beomgyu'nun bir arkadaşının verdiği bir partilerdi.

Hazır Soobin'in babasından izin almışken biraz içip eğlenmek için gelmişlerdi. Biraz eğlendikten sonra Soobin bunaldığını hissetti ve evin balkonuna çıkıp biraz hava almak istedi.

Balkon korkuluklarına yaslandı ve derin bir nefes aldı. Onun için gökyüzüne bakmak her zaman huzur veren diğer şeylerden biriydi. Hâlâ kalabalık yerlere alışamamıştı. Yine de yanında diğerleri olduğu için o kadar sorun teşkil etmiyordu.

Hyuka'nın gideceğine ne kadar üzülse de o da burada kalıcı değildi. Bir süre sonra beraber yeniden aynı yerde olabileceklerdi. Yaz bitiyordu ve hepsi kendi yollarını bir şekilde çizeceklerdi.

Beomgyu'nun eline tutuşturduğu içki dolu bardağın sonuna çoktan geldiğini fark etti. Kaçıncı bardağı olduğunu bilmiyordu ama hafif çakır keyif olması için yeterliydi.

Bardağı yan tarafa koyduktan bir süre sonra ona uzatılan başka dolu bardak ile yüzünü o tarafa çevirdi. Yeonjun'u görmesi ile yüz ifadesi yumuşamıştı. Bardağı alıp gökyüzüne bakmaya geri döndü.

"Jun biliyor musun burada yıldızları görebilmek hoşuma gidiyor. Seul'de neredeyse yıldızları görmek imkansız ve can sıkıcı." Hafifçe dudağını büzmüştü.

Yeonjun da onun gibi korkuluklara yaslandı ve yıldızlara baktı ve "İstersen seni daha iyi gözüktükleri bir yere götürebilirim." dedi.

Soobin gülümsemesine engel olamamıştı. Birden "Gerçekten mi?" diye sordu. Yeonjun'un "Gerçekten." demesi ile daha çok gülümsedi.

O an Soobin Yeonjun için dünyanın en güzel şeyiydi. Gülerken gözlerinin kısılması, küçük bir kıkırdama bırakması, her şeyi çok güzeldi. Zamanında yaptığı şeyler ile bunları kaybetmesine her türlü laneti okuyabilirdi.

Yeonjun Soobin'in boşta olan elini tuttuğunda Soobin ikinci bir şok yaşıyordu. Cebinden çıkardığı anime rozet iğnelerinden birini Soobin'in avuç içine koydu ve elini çekti.

"Animelerden hiç anlamasam da gördüğüm an bizim için almak istedim. Sanırım senin için birkaç anime izlemem gerecek sarışın." dedi.

Soobin "Yeonjun beni ağlatmak mı istiyorsun? Çok güzeller. Teşekkür ederim." diyerek alkolü diğerinin yanına bırakıp kollarını Yeonjun'a doladı. Soobin ne kadar bahsetse de Yeonjun gerçekten animelerden hiçbir şey anlamıyordu ve onu düşünüp bunları almış olması Soobin'e çok şirin gelmişti.

Tam geri çekileceği sırasında dengesi koruyamadı ve hafifçe sendeledi. Bu Yeonjun'un onu belinden sımsıkı tutmasına sebep olmuştu. Soobin küçük bir kıkırdama bıraktı.

Ellerini destek almak için Yeonjun'un omuzlarına koydu ve kulağına "Dans edelim." diye fısıldadı. Yavaşça birbirlerine ayak uydurdular. Soobin arada dengesini kaybetse bile Yeonjun sayesinde asla düşmüyordu. Yeonjun'un melodik sesi tüm gürültüyü o anda bastırmış ve sadece ikisinin orada yalnız olduğuna inandırmaya yetmişti.

Bir süre öylece dünyadan kopmuş bir şekilde dans ettiler. En sonunda Soobin durmalarını sağladı ve "Junnie küçük bir şey yapsam bana kızar mısın?" diye sordu.

Yeonjun'un "Sana asla kızmam güzelim." demesi ile Soobin'in alkolden dolayı hafif kızarmış yanakları daha çok kızarmıştı. Yeonjun bu görüntüye erirken birden dudaklarının üstüne bir baskı hissetti ve anında geri çekildi.

Maybe, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin