Adsız Bölüm 8

170 21 30
                                    

Kirli beyaz saçlara sahip genç ellerinin arasındaki boş bardağı biraz daha sıkarak yerde oturmuş sarışın kızı izledi. "Hala bulamadın mı?" Kız bıkkınlıkla hayır anlamında mırıldandı. "Bulsam söylerim zaten. Dakka başı sorman bir şey değiştirmiyor." Sitem dolu cümleyle yorgun gözler kendi ekseni etrafında döndü. Derin bir iç çekerek aklındakileri söylememek adına dolgun dudaklarının arasında bardağını götürdü. Fakat ağzına hiçbir şey gelmeyince somurtarak bardağın dibine baktı. "Biraz daha kahve alacam istiyor musun?" Kız başını hayır anlamında salladığında umursamadan ayaklandı ve mutfağa doğru ilerledi.

Ne kadar süredir buradaydı bilmiyordu fakat fena uyku bastırıyordu ve kahve artık onu ayık tutamıyordu. Ayrıca arkadaşları ve sevgilisi oyundayken kendisi burada olduğunda zamanda bir kırılma açtıkları düşüncesi kafasını aşırı dolduruyordu. Cidden neyin içine düşmüşlerdi?

Tam mutfağın önüne geldiğinde yandaki kapısı aralık oda merakını çekmişti. Hayır bunu yapmamalıydı fakat açık aralıktan geniş ve sade örtülerle kaplanmış yatak onu daha da cezbediyordu. 

Higuchi'nin yatak odası...

Alt dudağını ısırdı ve mutfağa ilerlemeyi denedi ama ayakları kıpırdamıyordu bile. En sonunda salonun olduğu tarafa baktı. Bir hareketlilik göremeyince merakında boyun eğerek  sessizce aralık olan kapıyı geçebileceği kadar açtı Yanlış bir şey yapmanın verdiği heyecanla kalbi hızla atmaya başlarken duvarda gördüğü resimlerle tuttuğu bardağı düşürmemek için iyice sıktı. Duvarın büyük bir çoğunluğunu Akutagawa'nın resimleri kaplıyordu. Üstelik çoğu resimler kalplerle ve fotoğraftaki diğer kişilerin yüzlerindeki karalamalarla doluydu. Küçülmüş göz bebekleri titrerken arkasında duyduğu sesle yerinde hopladı. "Burada ne yapıyorsun?!" Ağzında atan kalbiyle, sağlıksız sevdaya bağlanmış kıza baktı. Yüzündeki sırıtmaya engel olamazken ona sıkıca sarıldı. Kız neye uğradığını şaşırırken sinirle kendisine yapışan oğlanı ittirdi ve yüzündeki aptal sırıtışa şaşkınca baktı. O sırıtışı yüzünden kanla silene kadar yumruklamak istedi o an.

"Sen Gin'den mi hoşlanıyorsun?!" Sarışın bu tepkiye karşı tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Elbette...bunu herkes biliyor zaten." Atsushi sevinçle kıkırdarken başını hayır anlamında salladı. "Herkes Ryuunosuke'den hoşlandığını sanıyor...Gin de dahil."

Herkes onun Ryunosuke'den mi hoşlandığını  sanıyordu?

GİN DE DAHİL Mİ?

Bazı şeyler ona garip gelmişken kollarını göğsünde birleştirdi.

"Yani eşcinsel olduğum için değil de abisinden hoşlandığımı düşündüğü için mi bana garip garip bakıyordu?" 

"Neden eşcinselsin diye sana garip garip baksın ki ben de öyleyim ama bana hiç garip garip bakmadı."

Bu kızı daha da afallatmıştı.

"Ne demek eşcinselsin, Sen Gin ile evli değil misin?" 

"Ne? Hayır, ben Ryu ile evliyim."

İkili önce birbirlerine şaşkınca bakmaya, daha sonra da birlikte gülmeye başladılar. Bunca nefret ve düşmanlık aslında sadece bir yanlış anlaşılmaydı ve bunu yeni fark ediyorlardı. 

Bunlar şokun getirdiği kahkahalardı...

---

Ranpo pelerinine sarılmış bir şekilde yaklaşık yarım saattir olduğu yerde hareketsizce duran Y/N yi bekliyordu. Sıkkınlıkla kendini yataktan aşağıya sarkıtırken havada olan ayaklarını sallayarak onları inceledi. Ayak parmaklarını sıkıp bıraktı ve midesi bulanana kadar o şekilde kalmaya devam etti. Kız hareketlendiğinde dengesini kaybedip tamamen yere yapışsa da hızla ayaklanarak üstünü silkeledi. "Sonunda geldiniz. Ben de sizi bekliyordum." Y/N şaşkınca kendisine bakarken bir süre sessizleşti. Olduğu yerde hafiften sallanırken 2-3 dakika sonra cevabını aldı. "Sen de kimsin?" Ranpo pelerininin kapüşonunu açarak eğildi ve selam verdi. "Ben aradığınız kara kutuyum. Oyuna hoş geldiniz, Higuchi ve Atsushi." Ranpo eğlendiğini belli edercesine sırıtırken Y/N etrafında dönmeye başlamıştı. Ranpo kısılmış gözlerle cevabını bekledi. Sanırım bu konuşma biraz zor ilerleyecekti. "İki kişi olduğumuzu nasıl anladın?" Ranpo kendini beğenmiş bir ifadeyle sırıttı. "Çünkü ben her şeyi bilirim falan filan. Her neyse konuşmayı kısa keseceğim. Oyunu bitirmemi isteyeceksiniz fakat bunu yapamam çünkü alkolden dolayı dosyalar bozuk. Fakat hemen üzülmeyin çünkü oyunu bitirmenize yardım edeceğim. Şimdi beni izleyin." Bu uzun işkenceli konuşmaları atlayarak kısa kestikten sonra odadan ayrılmış ve boş odada yürümeye başlamıştı. Arkasında, bir sağa bir sola yaylana yaylana gelen Y/N yi kontrol etmeyi ihmal etmiyordu.

"Atsushi'yi neden bıçakladın?"

Ranpo gelmesini beklediği soruya karşı boğazını temizledi. "Eğer Y/N Japon prensini seçmezse prens yalnız kalır ve Alman askerleri tarafından öldürülür. Fakat Atsushi kaçmayı başardı. Bu yüzden oyunun gidişatını korumak zorundaydım. Y/N olduğunda bir sürü seçeneğin olsa da o esnada sadece bir NPC'ydin. Yani ölmen gerekiyordu. Kişisel algılama." Y/N sessizleştiğinde  duyduğu ayak sesleriyle durakladı ve hızla etrafına baktı. En yakınındaki kapıya girip hızla içeri girdiğinde Y/N dışarıda kalmış ve etrafı izlemeye devam etmişti. 

Alman askerleri sinirli bir şekilde pelerinli elemanı ararlarken Y/N nin yanından umursamadan geçmişlerdi. Askerler gittiğinde kapıyı açıp içeriye baktı. Ranpo askerlerin gittiğini anlayınca hızla ilerlemeye devam etti. Y/N ise onun peşinden gelirken bazı vazoları deviriyordu. Şanslılardı ki kimse bu yürüyen felaket olan Y/N'yi umursamıyorlardı. 

"Oyunu nasıl bitireceğiz?"

"Bu oyun sadece romantizim üzerine değil. Bu aslında bir cinayet oyunu. Yani seni gerçekten öldürmek isteyen kişilerin gerçek yüzlerini ortaya çıkarırsak oyun bitecektir. Tabi bunu bilsem bile kanıta ihtiyacım var. Somut kanıtlara..." 

Ciddi bir yüzle arkasına döndü. "Anlıyorsunuz değil mi?" Tavanı inceleyen Y/N'ye karşı iç çekti ve önüne geri döndü. "İşimiz çok uzun sürecek gibi."

Sarayın en ücra ve yalnızlığa mahkum edilmiş kısmında yavaş adımlarla çatlak taş merdivenlerden çıkmaya başlamışlardı. Yukarıya doğru dönerek giden merdivenlere bastıkları her adım bir toz tabakasını kaldırıyor ve Ranpo'yu öksürtüyordu. Ağır tahta kapıya geldiklerinde Ranpo'nun durmasıyla Y/N hafiften ona çarpıp geri çekilmişti. 

"İlk olarak tanıkları sorgulamalıyız."

Dostum cidden yaşlanmışım bir türlü yazamıyorum. Açıkçası planladığım gidişatı unuttum ve sizi daha fazla bekletmek istemedim bu yüzden şimdilik bu kadar üzgünüm.

Olmasını istediğiniz olaylar varsa yazmanız işimi kolaylaştırır aslında

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beyaz Atlı Köpekler // Shin SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin