Hyunjin sinirle bağırmıştı. "- Beni dinler misiniz!? Changbin, özellikle sen!" Changbin olarak seslendiği siyah-yeşil saçlı çocuk göz devirerek hyunjine dönmüş ve iç çekmişti. "- Yani hyunjin, affedersin ama biz neden senin takıntılı aşkını dinlemek zorundayız?" Changbinin yanında oturan siyah saçlı çocukta iç çekip yanındaki mor saçlı çocuğa yaşlanmış ve mor saçlı çocuğun elini tutmuştu "- Bizim Minho ile bugün bir randevumuz vardı ve senin derdini çekiyoruz. Nerede adalet." "- Bebeğim haklı. Anneme ütülettirmiştim gömleğimi o kadar." Jisung'ta Minho'nun bu sözlerine gülümseyip yanağından öpüp "- Bebeğim sen her halinle yakışıklısın böğürtlenim benim." Dedi. Olup biten her şeyi dinleyen ve kenarda sabahtan beri sesini çıkarmayan kahverengi saçlı çocuk ise dayanamayıp boğazını temizledi ve sonunda söze girmeye karar verdi "- Bir şeye heveslenmiş. Bir dinleyelim bakalım derdi neymiş, hemen çıkarım yapmayın." "- Ama Chan hyung-" "- Aması yok Changbin." Hyunjin gülümseyerek koltuğa geri oturmuş ve "- Bakın bugün ünlüler için olacak bir parti var. Ve magazin sayfaları Felix'in de gideceğini yazmış. Yani ben diyorum ki Felixle tanışmak için oraya girsek nasıl olur??" Demişti Minho gözlerini kısarak "- Yani ağzına bir peçete nasıl mı olur?" Dedi. Jisung Minho'ya çimdik atmış ve Hyunjine dönmüştü. "- Peki benim akıllı arkadaşım. Oraya nasıl girmeyi düşünüyorsun? Sence o kadar ünlünün olduğu yeri güvenliksiz bırakırlar mı??" Hyunjin gururla gülümseyip ellerini beline yerleştirmiş "- Ben orayı da düşündüm Hancım. Muhabir olarak gireceğiz~" Deyip yanındaki poşetin içinden gerekli şeyleri çıkarmaya başlamıştı. Herkesin ağzı bir karış açık kalmış halde Hyunjine bakarken, Hyunjin eline aldığı kamerayla gülümsemiş "- Diğerleri de poşetin içinde~" demişti Changbin poşetin içine baktıktan saniyeler sonra "- YOK DEVE. HYUNJİN ALLAH AŞKINA KİMİ SOYDUN SEN!?" diyerek şaşkınlığını belirtmişti.. Hyunjin kahkaha atarak kamerayı masaya koymuştu "- Orası bende kalsın." Diyerek changbine öpücük atmıştı "- Anan." "- Neyse beni dinleyin şimdi siz."
•°•°•°°•°•°•°•°•°•°•
Chan, Hyunjin sözlerini bitirdikten sonra mırıltılar çıkarmış tam sözlerini yumuşatarak Hyunjin'e fikrini belirticekken Minhonun nah çekerek "- Anan." Demesiyle mal gibi kalmıştı. "- Neyse bu planın bu kadar uçuk olmasını umursamıyorum ve soruyorum; Bize de ekmek çıkar mı?" "- Changbin ne diyorsun evladım?" "- Ya Chan hyung haksız mıyım? Buna biz bu kadar yardım edeceğiz iyi hoş, e bize de bir şeyler çıksın. Haksız mıyım he??" Hyunjin kenarda duran yastığı sinirle Changbine fırlattı "- Ulan sen bi bok yapmayacaksın sana niye ekmek çıkıyor!?" "- Anlamam kardeşim ben! Ekmek yoksa ben yokum!" "- Hay ekmeğini de seni de..."
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Hyunjin biraz daha kameranlığa yakışacak tarzda giydiği kıyafetleri ve kamerası ile hazırdı. Diğerlerine baktığında Bangchan, Jisung, Minho ve Changbin de hazırdı. Hyunjin - Kameraman Changbin ve Chan - şoför Jisung - muhabir Olacaktı. Bir dakika, minho ne mi olacak? Ona uygun pozisyon kalmadığı için Jisung ve hyunjinin yanında kalıp eşya taşımasında karar kılınmıştı. Arabaya geçtiklerinde Hyunjin fazlasıyla heyecanlıydı. "- Hyunjin çok özür dilerim ama içimden bir ses biz sıçacagız diyor bana." "- sus Minho, sus. Tanrı aşkına korkutma beni." "- sonu hapishanede bitecek." "- Minho döverim seni." "- sustum." Ve işte partinin olacağı mekana gidiyorlardı.
Yorumlarınızı alalım bakalım nasıl olmuşş???
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
