5|Herkes olması gereken yerde.

32 4 1
                                    

Keyifli Okumalar...

"Keşke bu kadar zahmet vermeseydin, Küçük Bey. Çok mahcubum şuan sana karşı..."
Elimde ki meyve kasasını mutfağa yerleştirdiğimde tombul fredin eşi bana müteşekkillerini sunuyor, ellerini önüne yerleştirip saygıyla selamlıyordu.

"Ne demek efendim. Ustanın atölyeyi açmadığını görünce anlamıştım bir gariplik olduğunu. Bu sıralar veba fazlasıyla yaygın... bu meyveleri yiyerek ikinizde güçlenebilirsiniz. Aynı zamanda atölyenin anahtarlarını alarak zararı önleyebilirim. Tekrardan çok geçmiş olsun, ben artık gideyim izniniz olursa."
Yaptığım açıklamayla ellerimi çırpıp son kez ihtiyarın yanına ilerledim. Zemine serilen ince yorganlarla kendisine yatak yapmış, alnında ki ıslak bezle hırıltılı nefes alışlar vererek oldukça zorlanıyordu. "Tekrardan geçmiş olsun, usta. Ben atölyenin anahtarlarını aldım bundan sonra sen sağlığına sıhhatine dikkat ederken Atölyenin sorumluluğu bende, hadi selametlen."

Yaşlı fred yaşından dolayı hastalığını ağır geçirirken ondan cevap niteliğinde bir şey beklemiyordum. Bakışlarında ki yumuşaklık bile yeterli cevabı karşılar nitelikteydi. Onun sesi olan eşi bana dönüp konuşmaya başladığında ona taraf döndüm. "Çok erken değil mi gitmek için? Biraz daha otursaydın ya, jungkook? Senin için çay yapmıştım."
Hafifçe tebessüm edip başımı iki yana salladım. "Çok düşüncelisiniz hanımefendi, lakin hasta ziyaretinin kısasıdır uygun olan. Siz eşinizle ilgilenin ve birlikte çay için. Unutmadan, çaya limon sıkarsanız daha faydalı olacaktır." Dış kapıya doğru ilerleyip son kez selamlayarak kulübeden uzaklaştım. Cebimde ki anahtarı beraberimde götürerek atölyeye ilerledim. "Amma yapışkan çıktı bunlar da" Ağzımın içinde bir şeyler geveleyip yürümeye devam ettim. Hava bugün daha bir sıcaktı sanki. Yorulmuştum hemencicik.

Atölyeye vardığımda kapısını açıp, içeri girdim. Ardından ise önüme eski kumaş bir önlük bağlayıp, taburelerden birine oturdum.
Ellerimi ıslatarak malzemeleri hazırlayıp kilden şekiller yapmaya başladım. Hoş bir tas haline geldiğinde ise gururla yaptığım tas'a bakıp tebessüm ettim. Fırın küreğinin üzerine koyup, yaktığım fırının içine gönderip pişmesini bekledim tas'ın. Tam kürekle arkama dönüyordum ki bir çift el tarafından belimin kavranmasıyla bedenim şok dalgası ile sarsılmış, dehşet ve korku karışımı arkama irkilerek dönmüştüm.

"Tanrım, seni bu kadar korkutacağımı bilseydim sessiz sedasız gelmezdim, Jeon." Yutkunup yüz ifademi düzeltmeye çalışarak bir oh çektim. Ardından ise taehyungun belimde ki elleri çekilmiş, benden bir adım uzaklaşmıştı rahat etmem için. "Hangi rüzgar attı seni, rahip?" Kurduğum cümle üzerine taehyungun kaşları havalanıp dudakları aralanmıştı. "Ne bu resmiyet, çömlekçi?" Alaylı bir tonda konuşup bana takılmıştı ama şuan onu çekemezdim. Sebebi bilinmez, aşk büyüsü yaptığımdan beridir ona karşı eskisi gibi hissetmiyordum. Hareketleri fazla çocuksu geliyordu ve sanki dengim değil gibiydi.

"Sadece takılıyorum, Kim. Eee, hangi dağda kurt öldü?"
Tavrımı pek beğenmeyen bir ifade takınsada takıldığımı söylediğim için fazla üzerine düşmedi. "Buradan geçerken kapıyı açık gördüm. Yalnız olduğunu görünce de selam vermek istedim. Belki bir kaç çanakta alırım diye de düşündüm." Başımı olumlu olarak sallayıp tebessüm ettim, ardından ise tabureye oturdum. "Acelen var mı?" Bunu sormamı bekliyormuş gibi hızlıca atıldı. "Hayır yok açıkcası. Bugün izin günüm hem." Bir yandan yeni bir çömlek hazırlıyor, diğer yandan mırıltılar bırakarak dediklerini dinliyordum. Kurduğu cümleden benimle vakit geçirmek istediği aşikârdı. Bu sebeple bir elimle ıslak çömleği tutup şekil verirken diğeri ile karşımda ki tabureyi işaret ettim. Yüzünde ki çocuksu neşeyle oturup beni izlemeye başladı. Çömleği durdurup ardından hemen arkamda bulunan önlüğü parmak ucumla tutarak ona uzatmıştım. Çömlek atölyesine gelen birine göre fazlasıyla gereksiz süslenmişti. Lacivert pantolon ve ceketinin içinde kırık beyaz rengi gömleği ve kunduraları ile oldukça nefes kesici bir görüntü elde ediyordu. Saçlarını nasıl yaptı bilmiyorum ama uçlarını hafif kıvırmış ve yeni traş olmuştu.

Wicca | Taekook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin