Yeni kitap çünkü götüme kurt girdi yazmadan olmuyor 😅😅
yazar anlatıyor~
Her şeyin her zamanki gibi normal olduğu bir gündü.Ormanın kıyısındaki küçük kasabada günler gayet güzel geçiyor, kasaba sakinlerinin moralleri genellikle gayet yerinde oluyordu. İşte bu kasabanın ormana en yakın kısmındaki evde 6 yaşındaki Aura ve 2 yaşındaki kardeşi Victoria hoplaya zıplaya oyun oynarken Honey ve Dell Black çocuklarını izliyor, bir yandan da sohbet ediyorlardı. Ettikleri sohbetin konusu ise yakın zamanda ortaya çıkan yeni bir canlı türüydü. Bu canlı türü görülmeyi bırak, ünleri bile daha yeni duyuluyordu bu küçük kasabada. Şehirde onlara "Shapeshifer" deniliyordu, bu kullanım bizim küçük kasabamızda da iyice yaygınlaşmıştı. İşte bu canlı türü hakkındaki sohbetleri o kadar derindi ki küçük kızları Victoria'nın dışarı çıktığını fark etmemişlerdi. Aura kardeşi Victoria'nın dışarı çıktığını görünce arkasından seslendi:
-Vicky! Geri gel!
Aura kardeşine göz kulak olmak için arkasından dışarı fırladı. "Vicky! Neredesin?" diye bağırdı kardeşini bulma umuduyla. Ne kadar bağırsa da Victoria'nın abla diyişini duyamadı. Tam umitsizliğe kapılacakken aklına bir fikir geldi. Babasına söyleyebilirdi. Babası onun tanıdığı en güçlü insandı ve kardeşini hemen bulup getirebilirdi. Hemen eve koştu. Nefes nefese annesine ve babasına döndü. "Anne... Baba... Vicky..." kesik kesik konuştu. "Victoria nerede minik kuşum?" Dell sordu. Sesinde hafif bir endişe seziliyordu. "Dışarı gitti. P-peşinden gittim ama göremedim!" Honey korku dolu gözlerle Aura'ya baktı, hemen bağırmaya başladı:
-NİYE KARDEŞİNE SAHİP ÇIKMIYORSUN BİZ HİÇ BİRBİRİMİZE VAKİT AYIRAMAYACAK MIYIZ YAPACAĞIN TEK ŞEY ONA SAHİP ÇIKMAKTI ONU DA BECEREMEDİN!
Annesi dur durak, nokta virgül bilmeden ona bağırırken Aura'nın yapabileceği tek şey beklemekti. Honey'in ona bağırışı bitmeden onu gram dinlemeyeceğini Honey de Dell de biliyordu; bu yüzden Dell, Victoria'yı bulmak için evden çıktı ve anne-kızı yalnız bıraktı. Aura annesini hiç bu kadar sinirli görmemişti ve açıkçası bu yabancı durum onu korkutmuştu. Annesi ona nefretle bakarken Aura sessiz kalmayı tercih etti. Kafasını yere eğdi ve annesine en uzak koltuğa yavaş olmaya dikkat ederek oturdu. Honey bir anlık hışımla evi terk ettiğinde Aura annesinin ardından bakakaldı. Evde tek başına kalmıştı. Tek başına. Babasının yanına mı gitmeliydi, komşulardan birine mi? Yoksa tek kalması mı makul olurdu? Bu sorular zihninde cebelleşirken Aura yavaşça oturduğu kotuktan kalktı. Babasının nerede olduğunu bilmiyordu, bu yüzden yanına gidemezdi. Komşulardan birine giderse annesi veya babası döndüğünde onu merak edebilirdi. Evde tek kalmak pek içine sinen bir karar olmasa da en mantıklısı bu gibiydi. Mutfağa ilerleyip yiyecek birşeyler aramaya koyuldu.
• • •
Dell Black'in gözünden~
"VICTORIA!"
Seslenmeme rağmen hiçbir tepki almıyordum kızımdan. Tekrar seslendim. Victoria'nın sesini duyar gibi oldum. "Baba?" diyişini... İçimi yavaş yavaş dolduran korku hali aklımı kaybetmeme neden oluyor olabilirdi. Ama bundan emin olmak zorundaydım. Sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Sesine yaklaştığımı anlayınca koşmaya başladım. Bir yandan da Victoria'ya sesleniyordum kaybetmemek için. "BABA!" Victoria'nın sesine iyice yaklaşmıştım. "BURADAYIM BABACIM GELDİM!" sesimi duyması için bağırdım. "Bak, baba geldi!" Victoria'nın biriyle konuştuğunu duyunca afalladım. Acaba Victoria şizofreni olabilir miydi? Yavaşça Victoria'nın yanına yanaştım. Kızımın karşısında bir shapeshifter görmemle aklım başımdan gitti ve olduğum yerde kalakaldım. Ya Victoria'ya bir zarar verirse? Ya kızımı koruyamazsam? Avcılara haber vermeli miyim yoksa ben mi yakalamaya çalışmalıyım? Belki de şimdiden onu yaralamıştır bile. Bu düşünceler aklımda kol gezerken shapeshifter beni fark edip bir kartal oldu ve hızlıca oradan uzaklaştı. Shapeshifter'ın gittiğini görünce rahatladım ve Victoria'yı kucağıma almaya çalıştım. "Hadi Victoria kucak yapalım." diyip onu kucaklamaya çalıştım ama tutmama izin vermedi. "Hayır. Kucak değil." inat etmeye başlayınca zorla kucaklayıp eve yürümeye başladım. Victoria'yı yeni bulmuştum, ne kadar ağlasa da o shapeshifter'ın peşinden gitmesine izin veremezdim. Zaten o kadar çok yürümüştü ki şimdi kucağımda yavaştan gözleri kapanmaya, uyuklamaya başlamıştı bile.
• • •
yazar anlatıyor~
Honey Black eve dönüp kızı Aura'yı kendi kendine doymaya çalışırken görünce içindeki kızgınlık bir anda söndü ve yaptığı şey için derin bir üzüntü duydu içinde. O pişmanlık hissiyle koşup Aura'ya sarıldı ve alnından öptü. Sonra ikisine birer tabak mantar çorbası koydu ve sohbet edip yemeklerini yerken bir yandan da Dell Black'in kucağında Victoria ile içeri girmesini beklediler. Ne var ki bekledikleri simâ bir türlü kapıdan içeri girmedi. Yemekleri bitti, Aura'nın uykusu geldi ama Aura yatağına gitmek yerine koltukta yarı uyur yarı uyanık bir şekilde beklemeye devam etmek istedi. Dakikalar sonra, Aura kıvrıldığı koltukta uyuyakalınca Honey kızını kucağına alıp yatağına götürdü. Kendisi de onun yanındaki koltuğa oturdu. Kocası gelecekti ne de olsa.
• • •
Bir giriş bölümüne göre baya uzun yazdım sanırsam. Hadi sizi tebrik edelimm,
🎉740 KELİME OKUDUNUZ!🎉
Bi dakka ben 740 kelime mi yazdım şimd-
Kendimi de tebrik etmem lazım hemen!🎉740 KELİME YAZDINIZ!🎉
Ay neyse öptüm gençlik, hadi bbyyy!
Oy vermeyi unutmayın o kadar yazdık aaa!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Aura~
Paranormal"Baykuş oldum uçuyorum..." •Küfür, ölüm, sakatlanma vb. içerir •Betimlemeler mide kaldırıcı olabilir •midesi bulanacakların okumaması önerilir bunları okumayıp da yorumlarda bana sövmeyin. ~iyi okumalar hepinize~