Tanıtım.
Büyük bir katliam oldu.
Jongin'in on sekizinci yaş gününde, kendisini izleyen mutlu ve heyecanlı yüzler eşliğinde önündeki pastasını üflerken, aniden bir saldırı gerçekleşti ve büyük bir katliam oldu.
Kurt sürüsünün lideri olan babası, acımasız ve gözü dönmüş, kan emici sülükler tarafından öldürüldü. Jongin o görüntüyle ve babasının ölümüyle dünyanın başına yıkıldığını düşünmüştü.
Ancak küçük çocuk abisinin, kendilerine saldiran vampirlerin, aynı ırktaki düşmanlarıyla anlaşma yaptığında -Jongin'in dahil olduğu- bir anlaşma yaptığında şimdi gerçekten dünyanın başına yıkıldığına kanaat getirdi.
Emindi.
Dünya başına yıkılmıştı. Artık buna emindi.
"Ne yani?" diye hırladı Jongin. "Beni babamın katilleriyle aynı iğrençliğe ve lanetliliğe sahip olan vampirlerin kollarına mı atacaksınız?!"
Jongin'in karşısındaki adam yutkundu ve kardeşini böyle birşeye kurban etmenin vermiş olduğu lanet hisle baş etmeye çalıştı. Ama başka çaresi yoktu. Daha fazla kan dökülsün istemiyordu, kimse istemiyodu ve artık lider olmuştu. Babasının yerine geçmişti. Sadece ailesini değil, tüm sürüdeki insanları düşünmeliydi.
Taemin derin bir nefes alıp, küçük ve hırçın kardeşine doğru bir adım attı. "Hayır." diye mırıldandı.
Açıkça konuşup, kardeşine durumu izah edecekti. Bunu yapmalıydı. Yapacaktı. En azından diğerleri için kurban etmiş olduğu kardeşine bunu borçluydu.
"Seni onların kollarına atmayacağız, sadece seçilen vampirle aynı yatağa atıp, harika genlere sahip olan mükemmel bir silah yapmanıza neden olacağız. Bir bebek yapmanızı sağlayacağız. İki ırkı da tüm kötülüklerden koruyacak bir----"
Abisinin sözlerini dudaklarından dökülen hıçkırıklarla bölen Jongin, dizlerinin üstüne çöktü. Bedeni titriyordu ve dudaklarından çıkan sesler orada bulunan herkesin ciğerlerini dağlıyordu.
Ancak başka çıkış yolu yoktu.
Başka çare yoktu.
Rahatça yaşayabilmeleri için birisinin kurban edilmesi gerekiyordu, bu da sürüdeki en genç kurdun, yani Jongin'in seçilmiş olan vampirle evlenmesi ve ondan bir bebek yapması demekti.
