Okulların açılmasına bir hafta olmuştu. Ve ben şimdiden sıkılmıştım. Her sabah olduğu gibi bu sabahta sıcacıık yatağımdan annem tarafından sürüklenerek kaldırıldım. Hızla banyoya girip işlerimi hallettim. Yine ne giyeceğim ben derdine düşüp dolabımı işgal ettim. Su yeşili bir şort üstünede beyaz kısa bir tişört giydim. Saçlarımıda yaptıktan sonra hafif bir makyajla hazırdım işte. Hiç bir zaman abartılı makyaj yapmadım. Babam yakıştırmazdı bana. Doğal güzelsin derdi. Papatya gibi doğalsın benim papatyamsın derdi. Sarı papatyam... Babam gelmişti yine aklıma. Hızla kafamı sallayıp düşünce çukurundan çıkmaya çalıştım. Arabamın anahtarını alıp evden çıktım. Tuanayı çok bekletip bir sürü laf işitmek istemiyordum sabah sabah. Tuanaların evinin önüne vardım ve kornaya basıp çağırdım. Kapının açılmasıyla kulaklarımın içine dolan tiz bir çığlık duymam bir oldu. "Neredesin kızım sen kaç saattir bekliyorum. Haberin var mı senin ??"
"Burdayım işte güzellik. Azıcık geç kalmış olabilirim. Ama trafik vardı. Ben nabayım?" Diyip kurtulmaya çalıştım. Ama canım kankim tabikide inanmadı. "Bu saatte trafik ha ?Sen kimi yiyon kızım ?" Diyip lafı yapıştırdı. Yanağına sulu bir öpücük kondurduktan sonra özür dilerim. Tabikide bununla kalmıcaktı birsürü trip yiyecektim. Ama yapıcak birşey yoktu.
Okula vardığımızda gözüm Berkayı aradı. Aramız gayet iyidi artık hep beraber takılıyorduk. Ben Berkay Tuana Esra Ozi Mert Ege ve Derya. Herşey gayet iyi gidiyordu. İyi anlaşıyorduk. Berkayla arada kıyafet tartışması yapmasak daha iyidi. Hayır yani anlamıyorum nedir bu kıskançlık. Oziyle bir olup üstüme geliyorlardı hep. Egeyi gördüğümde yanındakilere baktım hepsi ordaydı. Tuanayla beraber yanlarına gittik. Tabiki içimden "Allahım sen beni Oğuzhanla Berkayın gazabından koru. Amin" demeyide unutmuyordum. Birazdan olucaklar belliydi. Şortuma laf yapıcaklardı ve bende onlara çıkışıcaktım sonrada kızlarla bir olup zeytinyağı gibi üste çıkıcaktık. Evet evet hepsi tam olarakta bu.
"Selam çocuklar." Diyip mırıldandım. Ozi beni süzdükten sonra derin bir nefes alıp Berkaya baktı. "Alçin bugün beraber alışverişe gidiyoruz. Olmıcak bu böyle. Hiç normal kıyafetin yok mu senin. Hani uzun kot. Tayt falan. Yada uzun etek. İlla bacaklarınımı kırayım?" "Lütfen başlamayın şimdiden. Ayrıca evet bugün alışverişe çıkıcaz ama kızlarla. Haftaya Canların evinde parti var havuz başında. Onun için. Yani boşuna ümitlenme yakışıklı." Diyip göz kırptım. Ve masumca sırıttım. Tabiki bi işe yaramamıştı. Berkayda bu ani çıkışımdan sonra ağzı hafif açık bi şekilde bana bakıyordu. Anlaşılan beklemiyordu böyle bir şeyi. "Neyse beyler bizde alışverişe gidelim madem. Kızları yalnız bırakmaya gerek yok." Diyip göz kırptı Mert. Esra oflayıp Merte döndü "Niye alışveriş yaparken yiceklermi bizi. Çocukmuyuz biz? Tek başımıza gidemiyomuyuz ?" Diye tısladı. "Mert haklı Esra hiç boşuna nefesini tüketme. Hep beraber gidicez." Diyen Oğuzhana kötü bir bakış attıktan sonra Deryaya baktım. "Allah Allah ya. Niyemiş o biz kız kıza gidicez Oğuzhan. Israra gerek yok. Boş laf yapmayın." Bu kızı çok seviyordum. Daha yeni tanışmıştık ama gayet iyi anlaşıyorduk. Her hafta yaptığımız kız gecesine bile gelmişti. Hatta Oğuzhandan hoşlandığını ağzından kaçırıvermişti. Gerçi Oğuzhanında Deryaya karşı boş hissetmediği belliydi ama neyse. Kızlarla araya girmeme kararı almıştık. Kendi işlerini kendileri halletsinler kafasındaydık yani.
Son derste bittikten sonra kızlarla hızla sınıftan çıktık. Uzun bir konuşmadan sonra bizim öküzleri ikna etmiştik. Biraz zor olmuştu ama yapmıştık. Belki biraz tehdit etmiş olabiliriz ama olsun.
Taksiye parasını verip indik. Bol bol zamanımız vardı. O yüzden acele etmeden ilk tuvalete girip üstümüzü başımızı düzelttik. Yemek katına çıkıp hamburgerlerimizi aldıktan sonra boş masa aramaya başladık. Tuana "Herkesinde bugün geleceği tutmuş resmen. Biz geldikya. Bu nasıl kalabalık böyle." Diyip gözlerini fıldır fıldır etrafta boş masa aramaya koydu. "Çok konuşmada masa bul." Diye bağırdı Esra. "Kızım ne bağrıyon manyakmısın? Herkes biz bakıyo. " diye uyardım Esrayı. "Bağırdım mı ben ? Bağırmadımki. Bağırdım mıki amk." "Bak hala bağırıyor kızım sussana. " diyip bu seferde Derya uyardı. O sırada masanın birinden bi kaç dingil ıslık öttürüp bağırdı "Şşt fıstıklar burda boş yer var. Buyrun sizi en güzel şekilde ağırlayalım." Esranın ağzı beş karış açık bi şekilde bakıyordu çocuklara. Tuanada belliki şaşırmıştı. Deryayla ben gayet rahat gözükmeye çalışsakta fazlasıyla sinirli olduğumuzu yumruklarımızı sıkmamızdan anlayabilirdiniz. Hemen öne atılıp bağırıcaktım ama biri elimden tuttuğu gibi geri çekti. Tam kimin tutuğuna bakıp sövücekken Berkayın gözleriyle karşılaştım. Bikaç saniye bakıştıktan sonra diğer kızlara baktım. Mert Esranın elinden tutmuş Ozi Deryanın Egede Tuananın elinden tutmuştu. Berkay elini bileğimden ellerime indirip parmaklarıyla kenetledi. Sanırım AVM den sonra hastaneye gitmek zorunda kalıcaktık. Çünkü şuan elimi falan hissetmiyordum. Kan dolaşımım durdu bildiğiniz. Berkaya baktığımda gözlerinden alev saçıyordu. "Ağzına sıçtığımın pezevengi. Sen kime laf atıyon lan." Diyip bağırmaya başladı. Şuan gerçekten korkuyordum. Tirtir titrediğime emindim. Hayır hayır. Sakinleşmeliydim. O sırada çocuk tam birşey dicekken Berkay suratına okkalı bir yumruk indirmişti. Çığlık atıp geri çekildim. Sonra kavgaya diğerleride karışınca daha fazla korkmaya başladım. Tuanaya baktığımda oda bana bakıyordu. Anlamıştı. Şuan beni anlayabilicek tek kişiydi. Daha doğrusu neler olucağını bilen tek kişi. Gerçi Oğuzhanda biliyordu ama sinirinden unutmuş olmalıydı. Başkasının kavgasını izlerken hep böyle oluyordum. Kendim kavga edince hiç bir aıkıntı olmuyordu ama başkasında.... Babam kavga ederken ölmüştü. Gözlerimin önünde. Kavga ederken karşıdaki kişi bıçağını çıkartıp karnına saplamıştı. Issız bi yerdeydi telefonum yere düştüğü için kırılmıştı babamda telefon kullanmazdı zaten. Ambulansı arayamamıştım ve kan kaybından ölmüştü babam. O günden sonra bir sürü hastalığım ortaya çıktı. Astımım ve kalbimde delik vardı. Birden kolumda bir el hissettim. Tuanaydı. Beni kendine çekip sarıldı. Ama tepki veremiyordum. Aynısı oluyordu işte. Aynısı. Ve gözümden bir damla yaş düştü. "Yeter" diye fısıldadım ama Tuana dışında kimse duymamıştı. "Tamam bitanem geçti. Tamam sakin ol. Hadi derin nefes al. Lütfen Alçin. Hadi." Yatıştırmaya çalışıyordu. Ama pek işe yaradığı söylenemezdi açıkçası. Nefes alamıyordum. Kalbimde sıkışmaya başladığında kendimi daha fazla tutamayacağımı anladım. Bacaklarım titriyordu. Yere düştüğümde Tuananın çığlığını duydum. Ama umrumda değildi nefes almaya çalışıyordum. "Oğuzhan. Oğuzhaaan. Çabuk koş çabuk. Aynısı oluyo yine. Yardım et lütfen çabuk ol. " diye bağırıp yanıma çöktü Tuana diğer kızlarda yanıma gelip nefes almam gerektiğini söylüyolardı. "Ça çanta tamda" diye fısıldadım. Esra hemen çantamda ilacımı aramaya başladı. Astımım olduğunu biliyodu. Ama sadece astımımı biliyordu. Neden olduğunu ve kalbimdeki deliği bilmiyordu. "Hay sikeyim. İlacı bitmiş." Diye mırıldandı. Oğuzhanlara baktım sonra onlarda bu tarafa baktılar ve hızla geldiler. "Alçin. Alçin derin nefes al bitanem hadi. Sakin ol. Özür dilerim. Unuttum kahretsin unuttum. Özür dilerim. Hadi nefes al kardeşim hadi. " diye söylenmeye başladı Oğuzhan. Ama daha fazla dayanamayacaktım. Ve gözlerim yavaş yavaş kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Hatun
Teen FictionSert adamın sert hatunu olur. Adlı altında heyecan dolu hikaye.