Sim Jaeyun.
Ben yani.
Hayatım her şeyi boşvererek ve umursamayarak geçti. Bir kişiye kadar tabii.
Neyse bundan önce anlatacağım şeyler de var.
Tekrardan başlayayım.
Ben Sim Jaeyun. 21 yaşındayım. Ve Seul'de Konservatuar öğrencisiyim. Annem ev hanımı.
Durun durun. Bu da sanki okula yeni gelmiş öğrencilerin kendini anlatması gibi oldu. Neyse geçelim bunları. Bence ben direkt şu an nerede olduğumdan bahsedeyim. Bir lunaparkta. Işıklarının gözlerimi aldığı kocaman bir lunaparkta. Gözlerimi alan bir tek lunapark değildi tabii. Bir de o vardı. Tam karşımda. Uzun zaman sonra.
Park Sunghoon.
Şu an arkadaşıyla bir balon oyunu oynuyor ve büyük ihtimal şu kazanınca ayı falan verilenlerinden. Çok mutlu görünüyor. Yüzü parlıyor resmen.
Onu böyle görmek de benim gözlerimi kamaştırıyor. Gülümsemesi sanki bütün lunaparkı aşıp geçebilecekmiş gibi geliyor şu an kulağa. Evet etrafta bir sürü ses var belki ama. Ben bir tek onun kahkahasını duyuyorum. Belki fazla saçmalamışımdır bilemiyorum. Ama o benim için hep bir ışık kaynağı oldu.
Biraz cesaretimi toplamaya karar verip yanına gitmek istedim. Arkadaşını tanıyordum. Park Jongseong. Biraz fazla yakın olabilirler. Ama ben, Hoon'un hep benim olduğunu biliyordum.
Oyunlarının bitmesini bekledim. Onlar bitirdikten sonra da yanlarına doğru ilerledim. Hoon bana arkasını dönük olduğu için parmağımla hafifçe omuzuna dokundum.
Arkasını dönüp beni görünce gözleri doldu. Anlıyorum Hoon. Anlıyorum...
"Ş-şey ben biraz k-onuşmak istemiştim de. Vaktin v-arsa tabii."
Hay lanet. Kekelemem gerekiyordu... Önce Jay'e bakıp onay aldıktan konuşmak için insanlardan uzak bir yere geçtik.
"İyi misin Jaeyun?"
Sence? Ah ismimi onun ağızından duymayalı çok uzun oldu sanırım. Ve bu yüzden her an tekrar kekelemeye başlayabilirim.
"İyiyim Hoon. Sen nasılsın?"
Gülümsedi. BANA. GÜLÜMSEDİ.
"İyiyim teşekkür ederim."
"Şey peki ıııı.."
Elimi kafama atıp kaşıdım. Gerildim...
"Diğer sorunun hakkında iyi misin? Yani hayatın tüm olarak iyi mi? Tüm ne ya. Yani şey, daha düzgün sormak gerekirse. Nasıl gidiyor?"
Kısa bir kahkaha atıp tekrar bana gülümsedi. Sanırım öleceğim.
"Yani iyiyim. Çok daha iyiyim Jake. Sana da teşekkür edemedim. Aslında hem teşekkür hem de özür borcum var biliyorsun. Neyse bunların dışında çok daha mutluyum. Enerjiğim ve hayat doluyum. O eski, kendini depresyonuna boğmuş Sunghoon yok artık. Çok başka biri gibi hissediyorum. Ve bu inanılmaz."
Bahsettiği şeyi biraz açmamın vakti geldi sanırım.
Biz Sunghoon ile 2 sene önce sevgili olduk. Liseden beri arkadaştık zaten. Ama duygularımızı birbirimize açmak çok zor oldu bizim için. Özellikle de benim için. O hastaydı çünkü. İyi değildi. Çok ağır bir depresyondaydı. Ve ben onu o karanlıktan çıkartamıyordum. Çünkü hep umursamazdım. Nasıl bir şeyi kafama takıp da ona çözüm üretebilirim bilmiyordum. Haliyle Hoon'uma da yardım edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖲𝗎𝗇𝗀𝗁𝗈𝗈𝗇 𝗑 𝖠𝗅𝗅 𝖲𝗁𝗂𝗉𝗌 (𝗲𝗻𝗵𝘆𝗽𝗲𝗻)
FanfictionSunghoon x Enhypen Sunghoon x Bütün Enhypen Üyeleri One Shots. 🂱 •jakehoon •jayhoon •hoonki •sungwon •heehoon •sunsun