THESE VIOLENT DELIGHTS | Taekook +18 | [DÜZENLENECEK]

13. CANDY SHOP

"Sen tamamen farklı bir boyuttansın.
Öp beni, aşkını bulaştır bana.
Zehrinle doldur beni.
Al beni, kurbanın olmak istiyorum.
Oğlum, sen bir yaratıksın."

Bölüm Şarkısı | Jungkook Ai Cover - Let Me See Ya Move!

İyi okumalar :)

***

Birlikte duş aldıktan sonra çıkan sakallarını tıraşlayacakken olaya el atmak istemiştim. Şimdi ise bedenimi lavaboya oturtmuş, altında sadece siyah bir havlunun sarılmış olduğu bedeni ile çıplak bacaklarım arasında rahatlıkla beni bekliyordu. Dolaptan çıkardığım tıraş köpüğünü avucuma yeterli olacak kadar sıktım. Kremşanti gibi görünüyordu, kar beyazı rengiyle. Sağ elimi, sol avucumdaki pürüzsüz görüntüye daldırarak birazını parmak uçlarıma alıp kıl köklerinin çıkmış olduğu yumuşak yanağına sürmeye başladım. O esnada sevgilimin elleri asla rahat durmuyordu. Giydiğim mor renkli hemen kalçamın altında biten şortumdan açıkta kalan her yerimi ellerini gezdirerek elleyip, sıkarak okşuyordu. Uyluklarıma attığı yer yer şaplaklardan süt beyazlığındaki hassas tenim parmak izleri ve kızarıklıklarla doluydu. İki yanağına da köpüğü iyice sürdükten sonra hafifçe yan dönerek ellerimi altına tuttuğum sensörlü muslukta yıkadım.

Her halinden marka olduğu anlaşılan tıraş bıçağını elime alıp, tüylerinin tam tersi yönünde attığım ilk darbe ile ortama hakim olan sessizliği boğazını temizleyerek bozdu. "Umuyorum ki ilk denemendir?" şüpheyle sorduğunda; kastettiği şeyin tıraşlamak olduğunu biliyordum. Bakışlarımı onun kırpışan gözleriyle buluşturdum. "Sanmıyorum, hatırladığım kadarı ile liste biraz kabarıktı." jileti usulca tenine sürdüğümde herhangi bir kesik yaratmamak için dikkatle üstünde çalışıyordum. Bakışlarını aniden benimkilerle buluşturdu. "Liste? Yani o kadar kalabalık?" burnundan soluyarak olduğu yerde dikleşti. Lavabonun üstünde oturmama rağmen çene hizasına geliyordum. Yukarıdan aşağıya doğru attığı bakışlar sinirlenmekte olan bir kaplanı andırıyordu.

Kaşlarımı kaldırarak ciddi olup olmadığını sorgulamış, "Siktir etsene Jungkook, sormadım varsay." demesiyle ise omuz silkip umrumda olmadığını düşünmesini sağlamıştım.

"Jileti ver." diyerek henüz değiştirmediğim ıslak sargılı elini bana uzattığında sırıtarak avucuna bakmış ve parmaklarım arasındaki keskin nesneyi arkama saklayarak yüzümü kaldırıp yeniden turunculuklarına baktım.

"Her söylediğime inanmamalısın Taehyung-ah." sondaki A harfini uzatarak konuştum. Bacaklarımı kalçasının hemen üstünden beline dolayıp kilitleyerek bacaklarım arasına hapsettiğimde bana kaşlarını kaldırarak bakan esmer adama bu sefer yalandan arınmış samimi bir ifadeyle gülüşümü bahşettim.

Gülümsediğimde inen çatılı kaşları ve yumuşayan bakışlarına karşı istemsizce gülüşüm büyüdü ve dişlerim gözükürken kıkırdayıp boydan yanık dövmelerle kaplı olan sol kolunun omuz hizasına yaklaşıp dudaklarım altındaki pürüzlü deriye hiçbir tiksinme belirtisi göstermeden ıslak bir öpücük bıraktım.

Geriye çekildiğim esnada karşılaştığım hoşuna gitmiş, yıldızların yanında sönük kaldığı parıltılara sahip olan harelerindeki ifadeyle, tekrar uzanıp dövmelerle kamufle olmuş hasarlı deriyi aynı yerden hissederek yeniden öptüm. Alışık olmadığı durum karşısında aralan dudaklarından kesik kesik nefesler alıyordu.

Onunla zaman geçirmekten keyif aldığım için hiç acele etmeden rahatlıkla işime geri döndüm. Dikkatle temizlediğim deriye bakarken bakışları aramızda santimler olan suratımda gezinerek ezberini güçlendiriyordu. Aramızdaki mesafeyi kapatmak adına üstüme doğru adım atarak kasıklarını kasıklarıma yapıştırdı. İşaret ve orta parmağımla çenesine dokunarak bir tık havaya kaldırdım. Çene altındaki kısımları tıraşlarken, ne yaptığını göremesem de musluğun sensörünü aktifleştirip ellerini altına götürdüğünü işittim.