1.KURA ÇEKİMİ

34 5 20
                                    

Hiç rüzgarla aynı yönde yürüdüğünüzü düşündüğünüz ve yanıldığınız oldu mu? Hayatım tamamen bundan ibaret. Onun yüzüme vuran tatlı esintisinin fırtınaya dönüşeceği hakkında kimse beni uyarmamıştı ki... Ve gün geçtikçe fırtınayla bir olduğumu fark edemedim. Özür dilerim anne . Kızın fark etmeden kahramanları öldürüyordu...

~Aylardır belki de yıllardır beklediğim o gün gelmişti. Artık bizde görevlere gidebilecektik ama kura çekiminde Ares Demir'e gelmekten korkuyordum biraz. Hakkında sert olduğuyla alakalı duyumlar almıştım. Neyse sabah erken kalkıp spor yaptım. Ardından güzel bir duş alıp yemekhaneye inecektim. Tabi giyecek bir şey bulabilseydim. Bir bildirim sesi aldığıma göre geç kalıyordum. Hemen üstüme beyaz sıfır kol crop ve siyah salaş pantolon geçirdim. Saçlarımı da atkuyruğu yapıp kahvemi aldım ve aşağı indim.

Aah! Allah kahretmesin telefonumu unuttum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aah! Allah kahretmesin telefonumu unuttum. Tam geri dönücektim ki biriyle çarpıştım ve ani dönüşüm yüzünden başım döndü tam merdivenlerden düşecekken son anda belime dolanan el ile düşmekten kurtuldum.
-Biraz daha dikkatli olmalısın lavanta kokan kız.
Kusura bakmayın diyecektim ki neee çarptığım kişi Can mıydı? Oof! Allah kahretmesin bir şey demese bari.
-Kusura bakmayın Can Bey dalgınlığıma geldi.
-Sorun yok demem mi gerekiyor şu an sana; çünkü şu an ortadaki sorun baya büyük.
Doğru ya elimdeki kahve dökülmüştü.
-Kusura bakmayın Can Bey. Lütfen hatamı telafi etmeme izin verin.
Küçük bir sırıtmayla bana döndüğünde şaşırmıştım.
-Nasıl telafi etmeyi düşünüyorsun ?
-Aslında odamda üstünüzü temizlememe yardımcı olacak malzemeler var.
-Annen seni hiç yabancıları odana davet etmemen için uyarmadı mı?
hafifçe kıkırdadım.
-Tanışma faslını da odada yaparız diye düşünmüştüm.
-Oradan da nikah dairesine geçeriz herhalde.
Bu sefer gerçekten kahkaha atmıştım.
-Teklif var ısrar yok, demiştim
-İsmini öğrenirsem geleceğim galiba.
-Ben Ezgi Erin. Sizi de tanımamak mümkün değil zaten.
Ben yürümeye başladım ama o geliyor mu emin değilim. Allah'ım lütfen gelmiş olsun lütfen.
-Böyle devam ederse odana uçarak gideceğimizi düşünmeye başlayacağım. Bu ne hız. Heyecanını anlayabiliyorum neyse ki.
-Bende senin şu egonu anlayabilsem keşke, dedim
Gür bir kahkaha sesi koridoru doldurmuştu ve sessizlik...
Can'ın bu kadar samimi olabileceğini düşünmemiştim. Sanırım o da benim yüzümden kuraya geç kalanlardan olacak ama eğitmen olduğu için bizim gibi sakinlikle karşılanmaz. Hele ki Ares kaleyi boş bulduğu gibi golü atacaktır. Tahmin edebiliyorsunuzdur ki atışmalarıda kendileri kadar meşhur bu yurtta.
-Odana gelmemize çok kalmamıştır umarım; çünkü geç kalıyoruz ikimizde.
-Geldik ama sanırım lekeyi çıkarmak için vakit yok.
-Eee üstümde kocaman bir kahve lekesiyle kuraya katılamayacağıma göre umarım bir fikrin vardır Erin.
-Aslında sana olacak salaşlıkta üstlerim var. Rahatsız olmayacaksan onlardan verebilirim. Ayrıca adımın Ezgi olduğunu söylediğimi hatırlıyorum.
-Benim için sorun olmaz ama lavanta kokan bir tişort giymem erkek arkadaşına seni hatırlatabilir ve ben Erin demek istiyorum.
Erkek arkadaşım olduğunuda nereden çıkardı. Aah! Tabii ya. Fırsattan istifade öğrenmeye çalışıyor ama ben Ezgi'den laf almak biraz zordur.
-Yok. Yok. Kimse rahatsız olmaz. Siyah olanlardan getiriyorum. Ayrıca her istediğin olmamıştır bu hayatta eminim ki.
Cevap vermesine izin vermeden dolaba yürüdüm. Bozulmuştu. Evet. Evet. Kesinlikle bozuldu ama neden. Neyse salaş tişörtlerden birini uzattım. Aldı ama yüzüme bakmaya devam ediyordu. Giyinmek için neyi bekliyordu.
-Önünde soyunmamı bu kadar istediğini fark etmemiştim.
-Aah! Pardon ben kapıdayım. Üstündekini köşeye bırakırsın. Temizleyip teslim ederim sana.
dedim ve kapının önünde onu beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra çıkmıştı. İçeri girip telefonum ve çantamı alıp bende çıktım. Bugünde aç kaldım. Neyse kuradan sonra atıştırırım bir şeyler.
-Eee arabanıda kaçırdığına göre benim bırakmamda bir sorun yoktur umarım.
-Sorun yok. Sizinle gelmek zorundayım zaten.
Arabaya binip yola çıkmıştık bile.
~ 2 saat sonra
Daldığımı Can'ın seslenmesiyle fark ettim.
-Geldik lavanta kız inebilirsin.
-Fark ettim ve adımın Ezgi olduğunu daha kaç kez söylemem gerekiyor.
-Sonsuz kez.
Kura alanına Can'la giriş yapmak ve Ares'in bakışlarına maruz kalmak gercekten korkutucu. Yardım edin.Korkudan titriyorum. Sakin olmalıyım. Sakin ve soğukkanlı. İçimde fırtınalar koparken dışardan sakin gözükmeliydim ve öyle göründüğüme emindim. Ben düşüncelere dalmışken çoktan topluluğun olduğu tarafa gelmiştik bile. Tüm gözler bizim üstümüzdeydi. Daha doğrusu bu meraklı gözlerin hedefi Can Kovan'dı.
-Ooo Can Bey sonunda teşrif edebildiniz(!).Biraz daha geç gelseydiniz. Her zamanki korkaklıkları diyip kurayı başlatacaktık.
"Dimi" deyip etrafı koklar gibi yapıp:
"Lavanta kokan kız" dedi. Can'ın çenesindeki kasların seğirdiğini gördüm. Abi ne lavanta kokusuymuş parfümümü değiştireceğim kesinlikle ve her zamanki deli cesaretim tuttuğu için,
"Ezgi Erin" deyiverdim."Efendim" dedi Ares.
-Adım adım Ezgi Erin.
Dememle bana yönelmesi biraz beni ürkütsede başımı dikleştirip aynı şekilde bende ona yöneldim.
-Öyle mi lavanta hanım? Kusura bakmayın.
diyip kulağıma eğildi ve,
-Altımda inlediğinde Ezgi demeyi tercih ederim. Lavanta hanım.
diye fısıldadı. Lavantanı alıp bir taraflarına sokardım da Kaya Bey'in asistani Mert Bey'in geldiğini görünce koluna sert bir şekilde vurup Kod03'lülerin yanına geçtim. O da Mert Bey'i fark edince bana göz kırpıp başkodların olduğu tarafa yöneldi.
-Kura başlamadan önce Kaya Bey'in bir duyurusu var. Bildiğiniz üzere bu sene Kod03'lülerin yanı sıra Kod04'lüler de görevde yer alacak ve takımlar bu sene 5 kişi olacak. Her takımın başına bir başkod verilecek. Kura çekimleri 10 dk sonra başlayacak. İyi günler.
Seçimlere çok az kaldı , herkesin gerildiği şimdiden belli oluyordu. Ares'e baktığımda bana baktığını gördüm. "Ne bakıyorsun" der gibi göz kırptığımda gülüp Can'a döndü. Can'a baktığımda bana doğru geldiğini gördüm. İşte şimdi ayvayı yedim. Kesin Ares ne dedi diye soracak. Yanıma geldiğinde onun konuşmasına izin vermeden
- Buyrun Can Bey bir sorun mu var? dedim.
-Bey demene gerek yok. Sadece Can diyebilirsin.
-Üstüm olduğunuzu unutuyorsunuz sanırım.
-Ares ne dedi sana.
-Ne dediği değil de neden dediği önemli sanki.
-Neden olacak yanımda gördü ya. Hemen kendi tarafına çekmeye çalışacak.
-Sizin tarafınızda olduğumu kim söyledi. Sadece yaptığım yanlışı düzeltmek için sizinle konuşmuştum. Aramızda başka bir şey yok. Sizinde yanlış anlamanızı istemem.
Şaşırdı biraz. Neden şaşırdı ki. Olanlar bundan ibaretti.
-Tamam Ezgi. Rahatsız ettiysem kusura bakma. Kurada görüşürüz.
Görüşürüz dememe kalmadan uzaklaştı yanımdan. Umarım yanlış bir şey söylememişimdir. Siren sesiyle kuranın başladığı duyuruldu. Herkes toplandı ve ilk başkod gelip ilk beşini seçti. Aralarında yoktum. İki, üç ve dört derken son beş kişi kalmıştı ve hala ismim çıkmamıştı. Ne benim ne de yanımda heyecandan tir tir titreyen Elif'in . Sıra Can'a
geldiğinde -yok denecek kadar az- bir süre göz göze geldik ve ilk ismini çekti.
-Leya Asrın

SİYAH KODHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin