like I would, tk

Ⅴ

bir konu hakkında konuşacağım. benim kurgumdaki jeongguk bir pasif alfa evet, ama sadece yatakta altta olduğu için değil. ki zaten her alfa altta olabilir, bu değişik bir durum değil. "pasif alfa" omega×alfa özelliklerinden oluşuyor. omega gibi güzel bir koku, istekli bir kızgınlık, hamilelik yaşayabilirler. aynı şekilde alfalar gibi baskın ve güçlü feromonlar, güçlü bir kurtları vardır. ve aynı şekilde normal alfalar gibi mühürlenmeme gibi bir durumları yok, mühürlenebilirler. ayrıca deltalar kadar nadir dünyaya gelen varlıklar, sadece türler tarafından ötekeleştirildiği için pek sevilen bir kısım değiller. yani fici bunu göre okur ve buna göre yorum yaparsanız sevinirim.

iyi okumalar dilerim.

★★★

hyunglarım ile fakülteden çıkmış hoseok hyung ve jimin hyung ile üçümüzün ortak olarak kaldığı eve gelmiştik. hoseok hyung çok telaşlı bir şekilde ordan oraya koşturuyor 'ya taehyung'un arkadaşları arasında tam kendime göre birini bulursam? jeongguk düşünsene akraba oluyormuşuz!' diye dolanıp hiçbirimize sormadan dolaptaki tüm kıyafetleri üstünde deniyordu. açık konuşmak gerekirse hoseok hyung ile akraba olmak düşüncesi gerçekten korkunç geliyor ama yine bunu yüzüne söylemedim. jimin hyung ise hoseok hyungun dağıttığı kıyafetleri toplayıp onunla kavga ediyordu. her yerin pis olduğundan, asla derli toplu kişiler olmamamızdan, sürekli bizim arkamızı onun topluyor olmasından dolayı söylenip duruyordu. arada ise hoseok hyungu bırakıp bana sarıyordu, aynı şu anki olduğu gibi. "hâlâ koltukta yatıyorsun ya! sanki bizim yavuklumuz geliyor da onun için hazırlanıyoruz. git odanı falan topla bari, ne halt yiyeceğiniz belli olmaz yine sizin."

nerdeyse uyumak üzere olduğum koltukta duyduklarım ile yattığım yerden fırladım. gözlerim fal taşı gibi açılmış bir şekilde ona bakıyordum. jimin hyung ise beni kınıyan gözleri ile süzdü. "bakma bana öyle, neler yaptığınızı anlamıyoruz sanki. ne zaman yanımıza gelsen buram buram delta kokuyorsun. iyi ki feromonlarını bastırabiliyoruz!" bu sefer gözlerim daha da açıldı. tam ağzımı aralayıp bir şey diyecektim ki hoseok hyung arkadan gelmişti. "sizce hangisini giyeyim? biraz abartılı mı duruyor acaba?" 'biraz abartılı' dediği şey ise benim lise döneminde aldığım mini şort ve de üstüne jimin hyungun olan pembe crop idi. diğeri ise tamamen transparan bir gömlek, yine altına mini bir şorttu. jimin hyung da ben de hoseok hyunga 'sen iyi misin?' adlı bakışlar atarken o hâlâ ona cevap vermemizi bekliyordu.

"hyung, üstündekiler gayet hoş bence hiç üstünü değiştirmene gerek yok." masum masum gülümseyerek söylediğim şeye kaşlarını havalandırarak baktı. jimin hyung da beni desteklerek kafasını aşağı yukarı salladı. onu manipüle edebilmiş olsa gerektik ki omuz silkerek elindeki kıyafetleri odamıza götürmüştü. jimin hyung ile rahatladığımıza dair derin bir nefes almıştık.

hoseok hyung kıyafetlerini yerleştirmiş sonra karşımdaki tekli koltuğa oturmuştu. biraz bana dik dik baktıktan sonra konuştu. "bu deltayı hâlâ anlamadım. kendi vitası kızgınlığa girince hiçbir şey olmamış gibi onu reddediyor ama jeongguk pijama partisi düzenleyince ona yetişmek için kıçını yırtıyor. gerçek garip bir tip." memnun bir şekilde kahkaha atmıştım. tanrım bir insanın söylediği şey nasıl bu kadar zevk verici olabilirdi! açıkçası vitaya açımıştım. yüzyıllar sonra bir vita olarak dünyaya geliyorsun, deltalar dışında herkese boyun eğdirebilecek güçte oluyorsun, tüm türleri etkileyebilecek güzellikte oluyorsun ama o yüzyılın deltası tarafından rencide edilip reddediliyorsun. gerçek üzücü ama benim için keyif verici bir durumdu.

"biz buna jeon jeongguk etkisi diyoruz, bebeğim." göz kırpıp cilveli bir şekilde gülümsediğimde o da güldü bu sefer, daha sonra aklıma bir şey gelmiş olacak ki hemen konuştu. "jeon, taehyung'tan bir haber var mı? biz fakülteden çıkalı kaç saat geçti biliyorsun. gelmeyecek olabilir mi acaba?" hoseok hyungun dedikleri ile sesli bir şekilde yutkundum. hoseok hyungun dediklerini sindiremeden jimin hyung girdi araya. "bu çocuğun sana bir anda verdiği ilgi garibime gitmiyor değil. ne bileyim bir anda kızgınlığa giren vitasını reddetmesi, bizimle parti yapmayı kabul etmesi, seninle vakit geçirmesi vs. işkillenmiyor değilim."