8

1.3K 99 28
                                    

"eylem bi baksana!"

gözlerimi acil yangın düğmesinden çekip yanıma gelen yakışıklı çocuğa baktım ve ıslık çalmamak için yanağımın içini ısırdım. "noldu ali?"

elini ensesine atıp kaşıdı ve zar zor konuştu, arkasına baktım acaba sırtına silah mı dayadılar diye ama kimse yoktu.

"mercan seni arıyordu dışarı da, bana sorunca hemen gelip sana söylemek istedim-"

"BENİ Mİ ARIYORMUŞ?! NİYE BE?!"

aniden bağırmamla irkilip geriye adımlamıştı ve kaşlarını çatmıştı. işte şimdi haşin bottom uke gibi görünüyordu. evet bu çocuğa uke damgası koyalı beş dakika falan olmuştu.

"kitap verecekmiş sana da, ben senden bir şey rica edecektim?"

tek kaşımı yukarı kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirdim "söyle bakalım yakışıklı, keyfim isterse yaparım."

göz devirip duvara yaslandı "mercan'a benden bahseder misin? ben okulun ilk yıllarından beri ondan hoşlanıyorum ama ona açıklayamıyorum. hem utanıyorum hem çekiniyorum, ne yapacağımı bilemedim. sizde yakın gibisiniz, olur mu?"

"ali sen gaysin."

çocuğun gözleri kocaman olmuş ve şaşkınlıkla bağırmıştı. "BUNU NERDEN ÇIKARTTIN BE?! SANA SEVDİĞİM KIZDAN BAHSEDİYORUM BURADA."

kaşlarımı çatıp koluna geçirdim bir tane.
"bağırma lan bana. sen gaysin, mercan'da lez. hem sen 12lerden ozan'a böyle sikici bakışlar atarken nasıl mercan'a aşık olabilirsin ki?"

kıpkırmızı kesildi ve sertçe yutkundu.
doğruyu söylediğimi biliyordu. "k-kimseye böyle saçma sapan şeyler söyleme. hakkımda bir şeyler çıksın istemiyorum."

göz devirdim ve kolunu tuttum "hayır ali kimse hakkında konuşamaz, dalyan gibi çocuksun. ozan da homofobik falan değil seni yargılayacak değil. mercan'a aşığım ayaklarına girip kendini kandırma, kimliğini reddetme. sen böyle doğdun, bunu hiçbir şey değiştiremez. ha illa mercan'dan hoşlanıyorum bana yardım et eylem diyorsan, nah yardım ederim çünkü o benim yarim. anlıyor musun kardeşim?"

kocaman olmuş gözleri ile başını salladığında merdivenlerden inip bahçeye çıkmıştım bende. çok sinirleniyordum bir insanın kendini kabul etmemesini, bu ayıp değildi. günah mıydı? orası tartışılır.

"eylem!!!"

adımı güzel bir sesten duyunca arka bahçenin olduğu tarafa baktım ve bana el sallayan güzel kızı gördüm. kalbim yine insafsız gibi beni yumruklamaya başladığında koşarak mercan'ın yanına gittim.

"mercanişkom, nasılsın?"

saçma sapan hitabıma kıkırdayıp saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. "iyiyim, sen nasılsın?"

kocaman gülümseyerek "bende iyiyim!" dedim, ardından elinde ki kitaba ilişti gözlerim ve duraksadım. "şey, ali beni aradığını söyledi. önemli bir şey mi oldu?"

dudaklarını birbirine bastırıp başını iki yana salladı. "hayır, sadece ben.. ben sana bir kitap getirmiştim. kitapları çok sevdiğini duydum, ve bu da benim en sevdiğim kitaplardan biri. belki beğenirsin."

gülümseyerek bana uzattığı kitabı şaşkınlıkla elinden aldığımda bende gülümsedim, pekâlâ ben bu kitaba aşıktım.

"biliyor musun mercan? şeker portakalı serisine aşığım. güneşi uyandıralım'ın yeri ise çok ayrı."

önce gülümsedi, ardından yüzü düştü. "ne yani okudun mu bu kitabı?"

başımı salladım hevesle "evet!! offf o küçük kurbağaya bayılıyorum, sadece zeze'nin portuga'yı bu kadar çabuk unutuşuna ve kitapa bir kez anışına çok üzüldüm. insan hiç değer verdiğini unutur mu? ben hep değer verdiklerimi düşünüyorum, her an aklımdalar."

"sende benim her an aklımdasın."

duraksadım "ne."

gözlerini kırpıştırıp kolunu kaşıdı "sende benim aklımdasın işte."

yutkundum, heyecandan ne yapacağımı bilemedim ve omuzlarından ittim onu birden. şoka uğrayıp çimlere düşerken bende korkuyla ellerimi ona uzattım. aptalım çünkü ben! heyecandan kızı itmek nedir?!

onu kaldımaya çalışırken dengem bozulmuş ve kucağına düşmüştüm. kalkmaya çalışırken da mercan'ın nefesi kesilmiş ve beni belimden tuttuğu gibi sertçe kasıklarına bastırmış, başını omzuma yaslamıştı.

yutkunup kendime engel olamadan bağırdım "SANIRIM BİR YERLERİM ISLANDI BURAYA BIRAKMADAN BIRAK BENİ."

dünyada ki en gerizekalı insan ödülümü istiyorum hemen.

benim utançtan sesim kesilmişken o boğuk bir sesle konuştu. "haklısın, şimdi kucağımdan kalkmazsan çok fena şeyler olacak."

yutkunarak yavaş yavaş kucağından kalktım ve elimde ki kitabı göğsüme bastırıp yüzüne bakmadan konuştum. "o- o zaman görüşürüz!!"

ve son hız arkama bakmadan koşarak okulun içine girdim, arkamdan "görüşelim fıstık!" diye bağırdığını duymuştum. heyecanla kitabı kalbime yaslayıp aptal aptal sırıtarak merdivenlerden çıkmaya başladım.

ben gittikçe kapılıyordum mercan'a, ve o beni asla pişman edecek bir şey yapmıyordu.

.

Born This Way | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin