mercan'dan
...
"mercan."
titreyen bir ses duyduğumda gözlerimi bana pansuman yapan hemşireden çekip kapı da duran kıza baktım. gözlerim şaşkınlıkla açılırken ne yapacağımı bilemedim.
"eylem."
kapıyı kapatıp ağlayarak yanıma koştu ve hemşireyi umursamadan ellerimi tuttu.
"nasıl oldu? kim yaptı bunu sana? neden yaptılar?"
"çiçeğim sakin ol." dedim yatıştırıcı bir ses ile. her tarafım ağrıyordu, fena halde dayak yemiştim. o ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. en sonunda ellerimi tutmak yetmemiş olacak ki kollarını başıma sarıp şakaklarımı öptü sıkıca.
bedenimin acısını unutmuştum sanki o an. o kadar huzurlu hissetmiştim ki acıyan kollarıma rağmen sımsıkı sarılmıştım ona.
gözyaşları boynumu ıslatsa da umurumda değildi, onun kokusu ve sıcaklığı benim dermanımdı.
"eylem kızım bir çekilde pansuman yapayım. bak çok kötü olmuş arkadaşın."
eylem benden ayrılıp ters bir bakış attı merve ablaya.
"o benim arkadaşım değil, flörtüm. ayrıca abla sen bırak ben yaparım, büyüdüğümde hemşire olacağım ben."
merve abla onun son cümlesi ile kahkahayı patlatırken ben heyecanla sedye de doğrulmuş eylemi kendime çevirmiştim. "flört müyüz biz şimdi?"
sorumla beraber tebessüm edip başını sallamıştı. "çiçekle kapıma geldiğinde aslında evlenmiştik ama bizim ülkedekiler anlamaz bunu. o yüzden flörtüz."
genişçe sırıtıp onu kendime çekip sımsıkı sarılmıştım. belki bu dayağı yemesem eylem asla böyle bir şey söylemezdi. evet farkındaydım onun da bana karşı boş olmadığını ancak söylemesi için çok uzun zaman gerekiyordu.
merve abla ikimizi yalnız bırakıp çıktığında ben sımsıkı öpmüştüm onun yanaklarından. bebek gibi kokuyordu koklamaya doyamıyordum onu.
zar zor benden ayrılıp yanaklarımı kavradı "şimdi pansuman yapacağım sana, tamam mı aşkım? sende uslu uslu durup pansuman yapmama izin vereceksin."
ben hipnoz olmuş gibi başımı sallarken o pansuman malzemelerini ayarlayıp gereken yerlere uygulamaya başlamıştı. ne acı hissetmiştim o an ne de bir sızı. o yaralarımla ilgilenirken ben onun güzel gözlerini izliyordum.
ağlamaktan kızarmıştı burnunun ucu, dudakları şişmiş duruyordu ve gözleri de parıldıyordu. ağlarken o kadar güzel görünüyordu ki, hem seviniyordum onu öyle görünce hem de canım yanıyordu.
pansumanı bitirdiğinde elini tutup yanağıma yaslamıştım.
"mercan." dedi mayışmış bir sesle, "hm?" dedim mahzun mahzun onu izlerken. yanağımı okşarken sormuştu sorusunu "bugün bende kalmak ister misin? anne ve babam nöbette olacaklar bu gece yoklar. beraber vakit geçiririz."
heyecandan tükürüğüm boğazıma kaçarken öksürmeye başlamıştım. o ise telaşla masa da ki suyu uzatmıştı bana hemen. bir yudum içip gözlerine heyecanla baktım ve beklediğimden yüksek bir sesle bağırdım "OLUR GELİRİM."
tepkime karşı gülüp bana yaklaştı ve yanağımı öptü.
"şimdi anlatman için seni zorlamayacağım." dedi yumuşak bir sesle, yüzü yüzümün bu kadar yakınındayken odaklanamıyordum hiçbir şeye.
"ama akşam olduğunda bana anlatacaksın herşeyi, tamam mı mercan'ım?"
gülümsedim "tamam eylem'im." dedim, sesimden bile anlaşılıyordu nasıl mest olduğum. son kez yaklaşıp yanaklarımdan öpmüş ve bir şey almasi gerektiğini söyleyerek çıkmıştı revirden.
o çıktıktan hemen sonra emir aceleyle girmişti içeriye. gözleri sinirle yüzümde gezinirken "siktim seni orkun!" diye bağırarak çıkmıştı revir odasından.
onun arkasından iç çekerek baktım, şu aptal hayatım da ki tek güzel şey eylem'imdi. onun o güzel gözleri yumuşacık kalbiydi.
sedye benzeri yatağa geri uzanırken gülümseyerek yanağımı tuttum, cennet cehennem gerçekten var mı bilemezdim ancak eylem benim cennetimin kapılarını sonuna dek bana açıyordu.
ve kapılarını açtığı cennette en büyük günahım, dudakları yer alıyordu. iç çekerek gözlerimi kapattım, çok seviyordum onu. kalbim göğüs kafesimi delip geçecek kadar çok seviyordum.
...
ne zaman biri bana boyle asık olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born This Way | gxg
ChickLitkonusu memelileri araştırmak olan eylem, mercan özdemir'e araştırmasında yer verir. [gxg]