2

33 7 18
                                    

İlk başta sadece Jisoo'nun sesi olduğunu düşünmüştüm, fakat düşündüğüm gibi değildi.

Çalıştığımız şirkete baskın yapılmıştı. Kimse ne yapacağını bilmiyordu, herkes etrafına oldukça tedirgin bir şekilde bakıyordu.

Ben oldukça güvendeydim, odamdaydım ve kapım kilitliydi. Kim nerden anlayabilirdi ki?

"JİSOO" diye ardı kesilmeyen bağırışlar sonucu aşağıya inmeye karar verdim. Kapımın kilidini açıp yavaşça aşağı indim. Gördüğüm manzara hiç iç açıcı değildi, sevdiğim kadını rehin almışlardı. 

Evet, ben Jisoo'yu seviyordum.

Jisoo'ya zarar gelmesinden nefret ediyordum. Her ne kadar sabah işini mahvettiysem, onu çok seviyordum.

+JİSOO'YA ZARAR GELMESİNİ İSTEMİYORUM, ONU BIRAKIN.

Baskın yapan kişilerin yanına gidip Jisoo'nun elinden tutup diğer tarafa ittim, canı yanmıştı fakat bunu yapmasaydım canı daha çok yanacaktı.

Tam Jisoo'ya bakmak için dönecekken sırtımda gelen sert bir cisim hissettim, kurşun olmalı ama değecekti, Jisoo için.

Yere yığıldıktan tam 13 dakika sonra polisler ve ambulans olay yerine gelmişti, ambulans ile hastaneye kaldırıldım.

Ama tek bir sorun vardı;
Uğrana canımı feda ettiğim kadın ziyaretime bile gelmemişti, beni en çok bu kırmıştı.

Toplamda 2 hafta geçti, hastaneden taburcu oldum.
İşe gitme vaktim gelmişti, işe gitmiştim.
Odama gittim, Jisoo bugün geç gelecekti, onunla konuşacağım şeyleri düşünmek için benim için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Aklımda her şeyi kurdum, biraz saçma ama aklımda pek tutamayacağım şeyleri kağıda yazdım.

Jisoo sonunda gelmişti.

+ Nasılsın Jisoo?
- İyiyim Taehyung.

Ortalık sessizliğe büründü.

+ Beni sormayacak mısın Jisoo?
- İyi olmadığın belli sormaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
+ Peki.

İçimden düşünüyordum, Jisoo gerçekten benden nefret mi ediyordu?

Öyleyse sanırım bunu kabullenmem çok uzun sürecek.
Şu zamanlarda kendimi hiç iyi hissetmiyordum zaten, kötü bir şey olacağı en başından belliydi.
En azından şuan ikimizde iyiyiz eğer Jisoo'yu kurtarmasaydım sevdiğim kişiyi gözlerimin önünde kaybedecektim.
Büyük ihtimalle kendini savunamayıp oraya yığılacaktı.

Her ne olursa olsun, ben Jisoo'yu çok seviyorum

Günlerden Salı.

Düşündüm, düşündüm ve düşündüm. 

Gerçekten benden nefret mi ediyor, ben kötü biri miyim?

Peki, nefret edebilir her insan birbirinden haz almayabilir. Ama hayatını kurtardığım kişinin bana teşekkür bile etmemesi beni kırıyor. 

Neyse, her zaman güneş doğar bunları düşünmeme lüzum yok.

İşteyim.

Üzgün ve derin sesimle ''Jisoo'' kelimesi çıktı ağzımdan.

- Seni dinliyorum Taehyung evet?

Bazı şeyleri söyleyememek bazen, bazen çok kırıyor, düşünceleri paylaşamamak, her istediğin şeyi yapamamak, boşlukta sürüklenmek sanki.

+ Bir şey yok Jisoo. 

Kendi mi neden rahatça ifade edemiyorum, kendi bataklığımda batıyorum misali.

Jisoo'nun masasına gerekli dosyaları bırakıp çıktım. Yemek molasına girmiştik, aslında bu tür tek başıma kalabileceğim zamanlar bana iyi geliyor, Jisoo'yla aynı odadayken sanki her saniye ölüyorum. Yemek yemedim kendimi hiç iyi hissetmiyorum bir kaç gün izin alsam sanırım bana iyi gelecek.

Yemek molası bitti, müdürün odasının kapısını çaldım.

- Biraz bekle.

Sabırlı bir şekilde bekliyordum, kapının tam önünde beklerken kapı bir anda açıldı.

İçeriden Jisoo çıktı.

Jisoo'nun çıktığı an müdür beni odasına aldı.

- Ne tesadüf Kim Taehyung.


i hate you/vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin