1. Bölüm
"Umudumun bittiği yerde inadım başlar."Güneş'in anlatımıyla
Günlerden Cumartesi. Sabah 08.00 alarmıyla uyandım. Baş ucu komodinim de her zaman ki gibi medeni usul notları duruyordu. Hayatım halen o dersteki manasızlığı üzerinde taşıyor olacak ki aradan geçen onca seneye rağmen kaldırmadım onları ordan. Öyle dursunlar. O notları gördükten sonra halen nasıl oldu da bu yolda devam etme kararı verdiğimi bir kırbaç gibi suratıma çarpıyorlar her gün. En güzeli de bu. Neyse yine çok konuştum en iyisi kalkmak yoksa geç kalacağım. Bugün cezaevinde müvekkilimin ziyaretine gidecektim.
Yataktan kalktığım gibi ilk işim banyoya gidip yüz yıkama jeliyle yüzümü yıkamak oldu. Bolca köpürdükten sonra ayılmak için buz gibi suyla yıkadım. Malum hala uykuluyum. Dişlerimi fırçalayıp saçlarımı taradıktan sonra mutfağa gidip kahvaltı yaptım. Aslında kahvaltı denmez de neyse. Bir kasenin içine 5-6 tane çilek, bir su bardağı soğuk süt ve yarım su bardağı gevrek koyarak "kahvaltımı" yaptım. Ve bulaşık makinesi boştur umuduyla kapağını açtığımda dolu olduğunu fark ettim. Kase ve kaşığı makineye sıkıştırdığımda lavabonun altından bulaşık tableti alıp tablet yerine koyup çalıştırdım. Geldiğimde yerleştiririm.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra odama gittim ve ilk önce yatağımı düzelttim. Sonra üstüme ince uzun kollu boğazlı badi ve altıma da siyah pantolon giydim. Hafif makyaj yapıp saçımı da düzleştirdim. En son üzerime uzun siyah bir kaban ve kahverengi çanta alıp evden çıkıyordum ki unuttuğum bir şey vardı. Parfüm. Parfüm benim olmazsa olmazlarımdan. Hafif fresh bir parfüm sıktıktan sonra en sonunda evden çıktım. Ve arabaya binip cezaevine doğru yola koyuldum.
Bodrum Açık Ceza İnfaz Kurumu'na geldiğimde müvekkilim içerdeydi. Şimdi onunla görüşmeye gideceğim. Ona böyle hukuki tavsiyeler verip dinleyeceğim. Ceza hukuki alanında eğer iş yapıyorsanız böyle cezaevlerine geliyorsunuz. Cezaevlerinin olması gerekiyor çünkü müvekkilinizle görüşüp onlarla birlikte olayın gerçek yüzünü çıkartmaya çalışıyorsunuz. Eğer iftiraya uğramışsa, olay abartılıyorsa karşı tarafın yalanlarını siz ortaya çıkartıyorsunuz. O yüzden bunu sadece suçluları savunma gibi görmemek lazım. Ceza alanında iş yapıyorsanız genellikle öyle hani hırsızı, suçluyu, katili savunmanız gerekiyor deniliyor ama öyle değil aslında. Bir suç işlendiyse de o kişinin hakkettiği cezayı almasını sağlıyorsunuz. Daha fazlasını değil çünkü karşı taraf davayı açarken olmayan şeyleri olmuş gibi anlatıp abartabiliyor. Karşı tarafı çok fazla suçluyor yargılanması için. Ama sizin müvekkiliniz aslında o suçlardan sadece bir tanesini işlemiş.
Yani siz burada dediğim gibi sadece gerçekleri ortaya çıkartmaya çalışıyorsunuz. Bende şimdi gideceğim, müvekkilimle konuşacağım. Bu benim ilk cezaevi ziyaretim olduğu için birazcık heyecanlıyım.
Hızlıca içeriye girdim. Girişte makineler olduğu için oradan geçmeye çalışıyormuş. İlk önce göz kaydı alındı yani gözümün fotoğrafını çektiler, hem içeri girerken hem de dışarı çıkarken o göz kaydı kullanılıyormuş. Gözlerimi iyice makineye açtıktan sonra fotoğrafımı çekti makine. Orada üstümde ne kadar elektronik cihaz, çanta varsa onları kilitli dolaba koydum.
Cezaevi girişine gittim ve orası bayağı sağlam bir şekilde kontrolden geçiliyormuş. Önce ayakkabımı çıkarttırdılar sonra küpe, kolye metal ötebilecek her şeyi çıkarttım. Ama hala ötüyordum.
"Hanımefendi üstünüz de herhangi bırakmadığınız bir şey mi var?" dedi oradaki erkek bir memur.
"Hayır yok, her şeyimi bıraktım." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
700 KM
RomanceGüneş; hukuk üniversitesini yeni bitirmiş 22 yaşında Bodrum'da doğup büyümüş genç avukatlardan. Onun yanında influencer olma yolunda ilerleyen bir kız. Tek hayali iyi bir avukat ve influencer olmak. Aşkla işi olmayıp aşka inanmayanlardan. Ama onu en...