"Bebeğiimmm!!"Ha?
"Sakura, kalk artık kızım! Geç kalacaksın."
Ne geç kalması?
Çapaklı gözlerimi isteksizce aralayarak kafamı yastıktan kaldırıp etrafa bakındım. Aşağı inmem gerektiğini biliyordum ama bunu yapacak gücüm yoktu. Sabaha kadar film izlemiş ve romantik sahnelerde kendim yaşamışçasına göz yaşı dökmüştüm.
Oflanarak ayaklarımı yataktan sarkıttım ve terkilerime uzandım. Saate baktığımda geçirdiğim ufak şok ile adımlarım hız kazanmış, ellerim çabuklaşmıştı.
Her ne kadar istemesem de beyaz gömleğimle, siyah eteğimi ve takma zorunluluğum olan aptal kravatı giydim.
İğrenç görünüyorum.
Elime aldığım tarakla pembe kısa saçlarıma az da olsa şekil kazandırdıktan sonra makyaja tenezzül etmeden mutfağa gittim.
Annem pek memnun görünmüyordu ve bu benim için iyiye işaret değildi.
"Sakura... Okul olduğunu bildiğin halde geç yatıyorsun! Sonra da geç kalıyorsun."
Sıkıntıyla ofladım ve annemin sinirli yüzüne baktım.
"Okul ilgimi çekmiyor."
Annem bunu her seferinde duymaktan bıkmış olacak ki göz devirerek işlerine döndü.
"Hadi ama, notların gayet iyi durumda. Neden böyle düşünüyorsun anlayamıyorum.
İlgimi çekmeyen şey insanlar.
"Ayrıca bu senin okuldaki son senen. Seneye liseye geçiyorsun. Hiç heyecanlı ya da üzgün değil misin? Arkadaşlarınla ayrılacaksın."
Arkadaş? Benim arkadaşım yokki.
Zorbalarım var."Gitmem gerek yoksa geç kalacağım."
Hızlı adımlarla annemin yanına gelerek yanağına tebessüm etmesini sağlayacak bir buse kondurduktan sonra ayakkabılarımı giymeye gittim.
Daha bağcıklarımı bağlamamışken gelen annemin elinde bento kutumu gördüm.
Annem gülümseyerek yemeğimi bana uzatırken fısıldayarak konuştu.
"Dediklerimi unutma, Sakura."
.
.
.
.
.Sonunda bu hapishaneden bozma yere varabilmiş, bahçeden içeri girmiştim. Üç ay boyunca evde rahatken şimdi tekrardan bu salaklara katlanmak istemiyordum.
Kafamda buna bir çözüm ararken sınıfa varmıştım ve şimdiyse oturacak bir yer bulmak zorundaydım.
Geçen sene hep birilerine rahatsızlık vermekten korktuğum için öğretmen gelene kadar ayakta beklemiş, hiç bir yere oturamamıştım. Benden rahatsız olmalarından korktuğum için...
Ama yaz tatilinde bunun üzerine düşünme vaktim olmuştu ve ne kadar nazik ya da düşünceli olursam onlar için fark etmeyeceğini anlamıştım.
Artık umrumda değildi zaten.
Arka taraflardan gözüme kestirdiğim bir sıraya oturmak için ilerledim. Tam çantamı koyup oturacaken sınıf kapısı gümbürtü ile açıldı.
"Günaydın! Datte-bayo!!"
Haa? Bu herifte kim böyle? Ve neden bu kadar gürültülü?!
Sakura arkasını döndüğünde karşısında sarı saçlı, esmer bir çocuk boş boş etrafa bakıyordu.
"Ahh.. Sanırım kimse y- Aaah, hey sen! Günaydın pembeli!!"
Ne diyor bu salak?
Sakura yapmacık bir şekilde gülümsedi ve içtenlikle olmasa da karşılık verdi.
"Günaydın."
Sarışın çocuğun kaşları bu soğuk cevapla çatılmış, dudakları büzülmüştü.
"Ayrıca benim adım pembeli değil."
Sakura'nın söylediği karşısında çocuk gülümseyerek elini ensesine götürdü.
"Ahh, Afedersin! Biraz heyecanlandım da. Bugün bu okuldaki ilk günüm. Bu arada adın neydi?"
Sakura bir yandan eşyaları ile uğraşırken bir yandan çocuğun hareketlerini izliyordu. Resmen kıpır kıpırdı ve yerinde duramıyordu.
"Ben Sakura, Haruno Sakura. Peki ya sen?"
Sarışın çocuğun gülümsemesi genişledi ve Sakura'yı yanıtladı.
"Görünüşünle uyumlu bir adın var. Bende Uzumaki Naruto, Datte-bayo!"
İNSAALLAH TUTARRR AAUU💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Overbeating - Sasusaku
FanfictionSakura, artık zorbalıklardan bıkmıştır ve bu duruma karşı tavrını koymaya karar verir. Ancak sınıfına yeni gelen çocukla yakınlaşmasından sonra işler beklediği gibi ilerlemez..