03 ⋆ Knj

215 12 0
                                    

Namjoon ile kitapçıda tanışıyorsun.


Ellerimdeki kitapları sımsıkı tutuyordum. Yağmur bana inat daha da hızlanırken, lanet ederek koşturdum. Islanırken, kitaplarımı daha da üstümdeki uzun paltonun içine gömerken kendimi zar zor sokağın birindeki kitapçıya atmıştım.

" bayan kapalıyız "

Seslenen sese bakmadan karnımda tuttuğum hafif ıslanmış kitaplarımı bir elime alıp, havaya kaldırarak çırptım.
" kapalıysanız niye dükkan açıktı o zaman " dediğim şeye karşılık adam bön bön bakarken tam ağzım açılmış bir şey söyleyeceğim zaman birden gök gürlemesiyle irkilip geri çekildim. Sanırım çıkamayacaktım.

" sadece şu hava düzelene kadar durucam. Lütfen "

Söylediğim şeye karşılık karşımdaki, orta yaşlardaki adamın gözlüklerini gözlerinden, burnuna çekmesiyle, beni baştan süzmüştü. Yaptığı şeyi fark ettiğimde sahte bir öksürük sundum.

" bakın kapalı olmasının sebebi özel birine dükkanı kapatmam eğer kendisi sizden rahatsız olursa paramı alamam "

Adamın dediğine karşılık sinirle güldüğümde " Ne yani şimdi bir adam istedi diye mağdur birini atacak mısınız buradan " sinirle önüme dönüp, çantamdan bir miktar para çıkarıp, adamın önündeki masaya koydum.

" dindiğinde yağmur, gideceğim. İtiraz etmeye kalkarsanız üzgünüm ama bu sefer para yerine müşteri haklarını
kullanırım "

Adama laf yetiştirmekten üstümdeki ıslak paltoyla duruyordum. Neyse ki dükkanın içi sıcaktı. Üstümdeki paltoyu tekli koltuğa serip, ıslak saçlarımı elimle sıkıp, suyunu çıkardım.

Cidden bugün bütün herşey beni bulmuştu. Yazardım. Çok ünlü olmasam da kitaplarım vardı. Bu sebepten kitaplar benim herşeyim olmuştu. Son kitabımı yazmak için kendimi hazır hissedemiyordum ama anlaştığım şirket üstüme fazlasıyla gelmiş, kısa süreli ara vermem söylenmişti. Bu sebeple kendimi kitapçılarda buluyordum.

Raflar arasında gezinirken, dükkanın televizyonunda yansıtılan haberle oraya döndüm. " gelmekte olan fırtınaya kendinizi hazırlayın lütfen kimse dışarıda dolaşmasın " spikerin dediği şeyle dışarı sinirli bir nefes yollamıştım. " bir de burda kaldım iyi mi " kendimi raflara yaslanarak, elimdeki felsefi kitaba söylenirken buldum.

" Sanırım istediğim kitabı buldum woo Jin amca "

Kitapçının merdivenlerinden duyulan ayakkabı sesi her yere duyulurken, yavaşça inen bedenle, elimdeki kitabı kenara koyup, o kişiye baktım.

Uzun küllü gri saçları üstünde benim gibi siyah uzun paltosuyla, siyah maskesi üstüne kim olduğunu çok iyi anlamıştım.

Beni görmesiyle şaşırmış, elindeki kitabı, kitapçı adama uzatmıştı.

Bu kişi Bts grubunun lideri kim Namjoon'du. Bir army olmasamda kendisini tanıyordum. Okuduğu kitapların, zevki benimle birebirdi. Ve doğruyu söylemek gerekirse çok çekici bir adamdı.

Düşündüğüm şeyle yanaklarımın kızardığına emindim.

" Woo jin amca dükkanı kapatmanı söylemiştim.
Neler oluyor? " Dediği şeyle adının woo jin olduğunu öğrendiğim kitapçı, ellerini çenesine götürüp, mahçup bir bakışla konuştu.

" Hanımefendi yağmur yağarken sığınacak bir yer bulmak için buraya girdi. Kendisine izah ettim. Ama dinlemedi. Daha sonra haberde fırtına uyarısı verilince bir şey diyemedim. "

𝐁𝐚𝐧𝐠𝐭𝐚𝐧 ⋆ 𝐑𝐞𝐚𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin