4.bölüm

9 1 0
                                    

Ben Liyan ile konuştuğumda bana hiç böyle birşeyden bahsetmemişti.Hayırdır, ama şöyle de bişi var ki ben Zemheri ile birlikteydim üstelik yerde kan var ve eğer bizi görürseler de Zemheri'nin durumu hiç iyi değildi ben bir anda vurduğum için kafasını yere çarpmış ve kaşı yarılmıştı

*^*

şu anda içeriye kafalarını uzatıp baktılar ,bizi görmediler ve bizden başka kimse de olmadığı için içeriye girdiler yalnız tek sorun el ele birlikte giriyorlardı

Volkan:
"bebeğim şansımıza bura da da kimse yok sen burası olmaz dedin ama "

Zemheri'ye döndüm ve o ise gözlerini açmış şaşkın bir şekilde onlara bakıyordu ben bakınca da kafasını bana çevirdi ve ikimiz sessiz bir fısıltıyla

"BEBEĞİM" dedik ve tekrardan şaşkın bir şekilde önümüze döndük

Liyan:
"ya biri olsaydı bak cidden odama gelseydin bu kadar gerilmezdim kameralar var burada Senar görürse bak o bakıyo kameralara "

sessizce "odama " dedim ve tekrar Zemheri'ye dönüp "yarın hep beraber kahvaltı yapıcaz " dedim ve gülüp "yarın görürler biz yavaştan gidelim bizi duymazlar zaten " dedim ve kafasını sallayıp "yarını iple çekeceğim Leyal "

herkes bana Senar derken bu adam bana niye Leyal diyordu yok bu benim sinir seviyemi ölçmek için gönderilmiş bir sınavdı bence

sessizce terastan çıktık ve arkaları dönük konuştukları için bizi ne gördüker ne de duydular

hızlıca çıktık , bizim odalarımız karşılıklı ve en sonda oldukları için biraz tedirgin gittik fakat sesler duyana kadar

Aren'in odasından Yeşim'in sesi Uraz'ın odasından ise Cansu'nun sesi geliyordu

noluyor noluyor herkes bir hızlı çıktı

Zemheri bana gülerek dönüp
"herkes kendi çıktığı ile bir yola girmiş baya hızlı bunlar ben bunları böyle bilmiyordum " dedi ve kafası aşağı eğip  iki yana sallayıp önüne döndü

odaların başına geldiğimde ilk baş kararsız kaldım ama sonra tekrardan yüzüne bakınca hala çok kanadığını ve yüzündeki kanların kuruduğunu gördüm baya kötüydü durumu

bu yüzden onun odasına gitmeye karar verdim kendi odama giremezdik çünkü Hâlin vardı bu yüzden biraz tırssamda onun odasında buldum kendimi

içeriye girdiğimizde ise bana dönüp

"yüzümün heryeri kan bu yüzden yüzümü yıkayıp ve pansuman yapman için gerekli şeyleri getirip geleceğim " dedi bende kafamı salladım  yatağının üstüne oturdum etrafta keskin bir koku vardı tam onun kokusuydu ama başka bir kadın parfümü gibi birşey daha kokuyordu ve bu içerideki kokuyu daha ağır yapmıştı

biraz daha etrafı incelerken gözüm birşeyde takıldı bu Markons çetesinin resmiydi ve üstünde kırmızı iplerin geçtiği bir resimdi bütün çetenin resminin bu adamda ne işi vardı birde üstüne üstlük köşe tarafa saklanmış

ona bakmak için ayağa kalkıp giderken banyo kapısı açıldı

"nereye gidiyorsun " dedi ve geriye dönüp önceden oturduğum yere oturdum

ve yine açıksözlülüğümü ortaya koyarak

"daha burada yenisin odaya kadın fln getirmek  " dedim ve hem şaşırmış hemde gülen bir yüzle bana bakıp

"1.si odama benden başka giren ilk kişisin 2.si bu odaya kadın girdiğini nereden çıkarttın "

"içeride senin kokunla karışık vanilya ve hindistan cevisi olan  bir kadın parfümü kokusu var ve bu içeriye çok ağır bir kokuya sebep olmuş " dedim

sen ne istersen ben oyumdur.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin